Dünyada, futbolu en çekici spor yapan başlıca öğenin, saniyelere bağlı olarak ne olacağının tahin edilememesidir diye düşünüyorum. Bu nedenle, 18.y.yılda futbolu icat eden İngilizlerin futbol için kullandıkları “FUNNY GAME” tanımlaması tam yerine oturmuştur. İşte dün, Serdarlı 14 Ağustos Stadı’nda izlediğim Serdarlı-Hamitköy Telsim Birinci Lig maçı böyle bir şeydi.
Puan sıralamasındaki yerleri tatmin edici olmayan ve sadece galibiyeti düşünen bu iki takımın mücadelesi aslında hızlı başladı. Ev sahibi olmanın avantajını iyi kullanmak isteyen Serdarlı daha 1.dakikada girdiği gol pozisyonunda kaleci Ahmet Zenga’nın spektaküler kurtarışı ile adeta “bu maç benim mesajını veriyordu.
Her iki takımın oyuna yayılışı biraz da birbirlerinin karbon kopyası gibi idi. 4-4-2 düzeni ile oyuna başlayan her iki takımdan Serdarlı hücumda zaman zaman üçlü kombinezona girerken, Hamitköy Ahmet’i biraz geri çekerek, kontrataklarda Kadri ile tek forvet ile hücum etmeyi düşündü.
Bu arada, orta sahalarını da kalabalık tutmayı düşünen Özçalışkan, Serdar ile Kadri’yi adam adama markaj ile durdurmayı çalışırken Serdarlı, Ufuk Fırat ile hem sağdan hem soldan bindirmeler ile Ali ile Serdar’ı ve geriden gelen Salih’i topla buluşturmaya çalıştı.
Ne var ki, Özgür’ün gününde olmaması Raif ile Kaan’ın defansta çakılı oynamaları orta sahada bir boşluk yaratmasının yanı sıra, Gökhan’ın da ileriye çıkışlardan sonra geriye dönememesi, Serdarlı defansında boşluklar olmasının başlıca nedeni idi.
Karşılaşmanın ilk yarısında, domine ettiği oyunda, 25.dakika bulduğu golle 1-0 öne geçen Serdarlı orta sahayı boşaltınca, Hamitköy defansın gerisine attığı uzun toplarla gol pozisyonuna girmeye başladı.
İşte, bu atmosferde 39.dakikada gelişen Hamitköy atağında Hamitköy’ün beraberlik golü geldi. Gökhan’ın Kadri’yi düşürmesiyle kazanılan serbest vuruşta, kaleci Hamit’ten dönen topu tribünlerdeki seyirciler gibi izleyen Serdarlı defansı arasından fırlayan 40’lık Mehmet Özkasnak filelere gönderince, skor eşitlendi.
Daha bu golün şokundan kurtulamayan Serdarlı beş dakika sonra Kadri’nin muhteşem ara pasını güzel bir vuruşla gole çeviren Celal’in golü ile soyunma odasına 2-1 yenik girdi.
Karşılaşmanın ikinci yarısı başlarken, genel kanı ev sahibi Serdarlı’nın oyuna asılacağı yönünde idi. Nitekim de öyle oldu. Ancak, 10 dk süren bu Serdarlı baskısının ardından sazı eline alan Hamitköy oldu. Orta sahasını ileri çıkaran Salih Sakallı Celal, Mehmet Özksanak , Hamdi, Hasret ve Ender ile bir anlamda Serdarlı yarı sahasına yerleşti.
Orta sahası yorulan Serdarlı da oyunu kendi alanında kabul edince, pozisyonları bulan Hamitköy oldu.
67.dakikada kaleciyi de geçen Hamdi’nin çaprazdan boş kaleye gönderdiği topu Raif’in kale çizgisinden çıkarması maçın kırılma noktası idi.
Artık, karşılaşma böyle sona erer derken, Serdarlı’nın ceza sahası üstünden kazandığı serbest atışı eliyle kor gibi doksandan filelere gönderen duayen Ufuk Fırat, futbolun hata affetmez kuralını bir kere daha vizyona koyuyordu.
Ha, bir de maçtan çıkarken, her iki takımın birleştiği nokta orta hakem Osman Küçük’ün her zamanki kötü performansıydı. Küçük özelikle, maçın son 20 dakikasında öylesine kötü bir maç yönetti ki verilmeyen penaltılar ve yaratılan pozisyonlar ile bir anlamda maçın kaderi ile oynadı. Bugüne kadar izledim maçlarında yüzde doksan dokuz hata ile maç yöneten Osman Küçük’e MHK’nın hala daha maç vermesi anlaşılır gibi değil.