Elinizde tuttuğunuz Gaile dergisi “Yabancı Öğrencilerin Kıbrıs’ta Deneyimlediği Sorunlar” konusuna ayrılmış bir özel sayıdır. Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), bu konuda kamuoyunda bir farkındalık yaratmak için Aralık ayında muhtelif etkinlikler düzenleme kararı aldı. Bu çerçevede, Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenci temsilcilerinin konuşacağı İngilizce bir panel düzenlenecek ve yine DAÜ-SEN tarafından hazırlanan ve Kanal Sim’de yayınlanacak olan iki Mektepli Bakış programı, yabancı öğrencilerin yaşadıkları çeşitli sorunlara odaklanacaktır. Gaile dergisinin bu özel sayısı da DAÜ-SEN’in farkındalık yaratma kampanyasının bir parçası olarak tasarlanmıştır. Bu sayıyı yine aynı konuya ayrılmış 10 Aralık 2017’de çıkacak ikinci bir özel sayı izleyecektir.
Bir üniversiteler adası olan ülkemizde, Yüksek Öğrenim ve Dışilişkiler Dairesi Müdürlüğü’nün verilerine göre toplam 93,292 öğrenci eğitim görmektedir. 93,292 öğrencinin 27,538si yabancı öğrencidir. Bu öğrencilerin çoğu Afrika, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerinden gelmektedir. Ortadoğu’da Suriye, Mısır, Filistin gibi ülkelerde sürmekte olan çatışma ve istikrarsızlık durumu da bu gibi ülkelerden birçok öğrencinin ülkemizdeki üniversitelere gelmesinde önemli rol oynamıştır.
Bu sayıda yabancı öğrencilerin Kıbrıs’ta yaşadıkları sorunlar, kendi ağızlarından aktarılacaktır. DAÜ-SEN, deneyimlerini yazmaları için Kıbrıs’ta okuyan yabancı öğrencilere bir çağrı yapmıştır. Gelen yazılar Türkçeye çevrilmiştir. Yabancı öğrencilerin de yazıları okuyabilmeleri için yazıların orjinaline ve Türkçe tercümesine yan yana yer verilmiştir. Bazı öğrenciler kendilerini daha rahat ifade edebilmek için isim kullanmadan yazmayı tercih etmişlerdir.
Gönderilen yazılar, öğrencilerin farklı sorunlarla uğraştığını ortaya koymaktadır. Farklı kökenlerden gelen öğrencilerin en fazla şikayet ettikleri konu, yasadışı koşullarda çalışmak durumunda kaldıkları zaman deneyimledikleri istismardır. Bu istismar; günlük alınan ücretlerin çok düşük olmasından iki kişinin yaptığı işi bir kişiye yüklemeye, saat başı ücret alan part-time personelin başta anlaşılan zamandan daha fazla çalıştığı zaman ek ücret almamasına uzanan farklı pratikleri kapsıyor. Barınmayla alakalı sorunlar da sıklıkla dile getiriliyor. Ev sahiplerinin öğrencilerden bir yıllık kira talep etmesi, pahalı kiralar, görece temiz ve düzenli olan özel yurtların yüksek ücretleri öğrencileri sıkıntıya sokan konular olarak öne çıkıyor.
Hem Afrika, hem de Arap kökenli öğrencilerin altını çizdiği bir başka önemli sorun ise ırkçılık. Ev kiralarken ya da kimi zaman bir dükkandan alışveriş yaparken bile öğrenciler, “siyahlara ev kiralamıyoruz, siyahlara satış yapmıyoruz” şeklinde dile getirilen ırkçı tepkilerle karşılabiliyorlar. İş hayatında ise ırkçılık, yasadışı çalışan tüm öğrencilerin deneyimlediği istismarın katmerlenerek artmasına yol açıyor. Öğrenciler, siyah olduğu için daha az maaş aldığını, iş yükünün artmasına rağmen maaşının yükselmediğini dile getiriyor. Daha da ötesi, siyah öğrencilerin çoğu otel ve restoranda “vitrinde” örneğin garson olarak değil, arkaplanda temizlikçi, bulaşıkçı olarak çalıştırılması gibi bir pratikten söz ediliyor. Yazı gönderen bir öğrenci, bir part-time çalışanın gözlemlerine dayanarak bu pratiğin nedenini şöyle açıklıyor: “bir restoran sahibinin kendisine gizlice, siyah işçilerin görünmemelerini tercih ettiklerini, bunun da sebebinin bazı müşterilerin bundan rahatsız olabileceği korkusu olduğunu söylediğini ifade etti”.
Öğrenciler polisle ve yargı süreciyle ilgili yaşadıkları sıkıntılardan da söz ediyorlar. Öğrencilerin deneyimleri, ciddi bir altyapı ve insan kaynağı sorununa işaret ediyor. Polise gittikleri zaman İngilizce bilen birisinin olmamasından, kira sözleşmelerinin Türkçe hazırlanmasına kadar muhtelif sorunları su yüzüne çıkıyor. Kimi öğrenciler polisin özellikle Afrika kökenli öğrencilere yönelik ayrımcı tutumundan da sözediyor.
Bütün bu aktarılanlar Kıbrıs’ta bugüne dek üniversitelere dair izlenen stratejinin değişmesi gerektiğini göstermektedir. Şimdiye dek esas üzerinde durulanın, Kıbrıs Türk ekonomisinin motoru olarak görülen üniversitelere mümkün mertebe fazla öğrenci çekmek olduğu görülmektedir. Bu sayıda dile getirilenler ise hem siyaset yapıcıların, hem de üniversite yönetimlerinin Kıbrıs’a getirilen binlerce yabancı öğrencinin karşılaştığı sorunların üstesinden gelebilmek için daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bir planlama olmaksızın üniversite sayısını ve öğrenci sayısını artırmak yeni sorunları beraberinde getirecektir. Ülkeye gelen öğrencilerin sadece ekonomiye katkı yapan istatistiklerden ibaret görülmemesi, belli ihtiyaçları olan genç bireyler olarak ele alınması ve yaşadıkları muhtelif sorunlarla ilgili kalıcı ve kapsamlı çözümler oluşturmanın önemi ve gerekliliği bugün her zamankinden de fazla öne çıkmaktadır...
DAÜ-SEN