- Gaile’nin gözüyle bölümünde bu hafta son zamanların en önemli gelişmesi olan su meselesine değineceğiz. Bu sayfanın hazırlandığı tarihte (12.02.16) basından edindiğimiz bilgiler TC’den gelecek suyla ilgili anlaşmanın büyük ölçüde imzalanma noktasına geldiği yönünde. Anlaşmada son karar verildi mi verilmedi mi henüz bir bilgimiz yok.
- Yine basına çıkan anlaşma metnine baktığımız zaman durumun tabiri caizse berbat olduğunu söyleyebiliriz. Metinden anlaşılan tüm yeraltı ve yerüstü kaynaklarının özelleştirileceği, KKTC Su İşleri Dairesininse özelleştirilen bu kaynakların işletmesini denetleme görevini üstleneceği.
- Nereden bakarsak bakalım bu anlaşmanın Kıbrıslı Türkler açısından olumlu bir yönünü bulmak zor. Sıkı bir liberalin gözünden bakacak olsak bile bu anlaşma tamamen olumsuz. Liberal ekonomiye inanların sözüm ona özelleştirmeyle ilgili öne sürdükleri en önemli iddia özelleştirmenin tüketicilerin cebinden çıkacak olan parayı azaltmasıdır. Bunun gerçekte ne kadar doğru olduğu elbette tartışmalıdır. Ancak bizim anlaşma açısından bakacak olursak ortada suyun ucuzlayacağına dair herhangi bir iddia yok. Şimdilik herhangi bir resmi makam suyun daha ucuz olacağına dair herhangi bir açıklama yapmadı. Bu bir yana, birçok çalışma suyun tüketici için şimdikinden daha pahalı olacağına işaret ediyor. Bu da aslında olan bitenin liberal anlayışla bile özelleştirme olarak kabul edilmeyeceğini gösteriyor.
- Maliye Bakanı Birikim Özgür, TC ile yapılan görüşmelerin ardından, sosyal medya hesabı üzerinden bir mesaj paylaştı. Özgür “aklın yolu birdir. Türkiye ile kavga yerine işbirliği yapılması gerektiğini artık Kıbrıslı Rumlar da görmüştür” mesajını verdi. Buradan anlaşılan Özgür’ün su anlaşmasını bir zafer olarak algılaması ve Kıbrıslı Rumlarında bu tip zaferlerden pay alabileceği. Anlaşmanın neresinin zafer olarak anlaşılabileceğini bilene aşk olsun. Neredeyse her şey suyu şimdikinden daha pahalıya alacağımızı gösterirken bu neyin başarısı?
- Ayrıca su belediyelerin gelirlerini karşılamak için suyun idaresine ihtiyaç duyduğunu hepimiz biliyoruz. Bu anlaşmayla birlikte su iradesi belediyelerden çıkacak, belediyelerin gelirleriyse açık bir şekilde azalacaktır. Maliye bakanımız Kıbrıslı Rumlar Türkiye ile işbirliği yapmazsa suyu daha pahalıdan alacaklar, belediyeleri zayıflayacak ve hatta batacaktır mı demek istedi? Bunu bilemiyoruz.
- Milliyet gazetesinin haberine göre Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de su konusunu görüşmek üzere bulunan heyete, TC’den gelen insanlara daha çok KKTC vatandaşlığı verilmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca Kıbrıslı Rumlara karşı dik durmamızı ve Omorfo’yu vermememiz gerektiğini telkin etti. Bu açıklama üzerine Sayın Cumhurbaşkanımızdan herhangi bir beyanat gözlemleyemedik (gerçi suyla ilgili de ondan herhangi bir açıklama duyamadık). Rum toplumunu biraz tanıyan herkes, Omorfo’yu vermeyiz gibi bir siyasi tavrın hem güneydeki toplumu hem de görüşmeleri oldukça olumsuz şekilde etkileyeceğini bilir. Cumhurbaşkanının Omorfoyu vermemek gibi bir siyasi pozisyonu var mı bilemiyoruz ama eğer varsa bunun akılcı ne sebebi olabilir ayrı bir merak konusu.
- Vatandaşlıklara gelecek olursak. Evet, vatandaşlık hakkı elde edip birtakım sebeplerden dolayı vatandaşlıklarını alamayanlar mevcuttur. Bu sebeple gerçekten mağdur olan insanları ayırabilmek gerekiyor. Fakat Kıbrıs’ın kuzeyinde vatandaşlık meselesinin siyasi rant olarak kullanıldığını bilmeden bu tip beyanatlar vermenin doğru olduğu söylenemez. Ayrıca Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar şüphesiz bizim içişlerimize karışmaktır. Bu gibi durumlar Rum tarafı karşısında siyasi aktör olduğumuz iddiasıyla da çelişmektedir. Tabi çelişkilerle yaşamayan alışkın olmayanlarımız için…
- Ülke dışı gelişmeler içerisinde geçen haftaki en kayda değer konu Suriye’deki ateşkes. ABD ve Rusya'nın girişimleriyle Münih’te yapılan ve Türkiye de dahil 17 ülkenin dışişleri bakanlarının katıldığı Uluslararası Suriye Destek Grubu toplantısında, Suriye'de çatışmaların durdurulması ve kuşatma altındaki bölgelere hemen insani yardımların ulaştırılması konusunda uzlaşmaya varıldı. Bu çok geç bir karar olsa da bölgemizdeki iyi gelişmelerden bir tanesi. Bir ateşkese sevinebilmek de ayrıca ne garip bir zamanda yaşadığımızı işaret ediyor olsa gerek.