1— Kıbrıslılar haftaya Rum Müzakereci Mavroyannis ve KKTC Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş’ın 17 Milyar euro değerindeki borç konusu üzerine atışması ile başladı. Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye’ye olan borcunun silinmediği takdirde çözüme giden yolun başarısızlıkla sonuçlanacağını belirten müzakereciye Dektaş’ın tepkisi gecikmedi. Borcun sorumlusunun 1963’ten beri Kıbrıslı Türklere izolasyon politikası uygulayan Rum tarafı olduğunu iddia eden Denktaş, Mavroyannis’in açıklamalarının toplumlar arası görüşmeleri baltalamaya yönelik olduğunu belirtti. Her iki tarafın da sergilediği karşı çıkışlar çözüme giden yolda iyi niyetin yeteri kadar mevcut olmadığı kaygısını yarattı.
2 — Başbakan Yardımcısı Denktaş’ın hafta içi başını çektiği diğer bir olay yeni müşavir yaratma konusu üzerineydi. Hükümet değişiklikleri sonrası müşavir yaratılmasının önüne geçecek yasanın komitede ivedilikle görüşülmesine ilişkin talep yapılan oylamada reddedildi. Denktaş önce öneriye hükümet olarak ret oyu verileceğini açıkladı. Daha sonra, UBP-DP hükümetinin yaptığı atamaların Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamasını yasa önerisi ve Cumhurbaşkanlığı arasında tertip edilen bir ‘‘kumpas’’ şüphesi uyandırdığını ima etti.
3 — Zeytinlik köyünde yapılması planlanan otel ve öğrenci yurtlarına karşı bir aydır aktif şekilde yürütülen mücadeleye Cumhurbaşkanı Akıncı tarafından destek beyan edildi. Böyle bir yapılaşma için verilecek iznin yanlış olacağı ve ‘‘katliam’’ anlamına geleceğine vurgu yapan Akıncı, Zeytinlik İnsiyatifi’nin verdiği mücadelede ‘‘yerden göğe kadar haklı’’ olduğunu belirtti. Köy halkının köyüne ve değerlerine sahip çıkmasını takdire şayan bulan Cumhurbaşkanı, Girne İmar Planı’nın uzun yıllar önce hazır edilmesi gerektiğine değinerek hükümeti göreve çağırdı.
4 — Sosyal medyada CTP Lefkoşa Milletvekili Doğuş Derya’nın yaptığı paylaşımla gündeme gelen konu Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu’nun Sosyal Riskleri Önleme Vakfı (SORÖV) binasını polikliniğe dönüştürme planı oldu. Bu plan karşısında Derya, 10 seneyi aşkındır şiddet gören kadınlar ve toplumun kıyısına itilip görünmez kılınan insanlara çatı olan Vakfı savunarak, SORÖV’e dokunmaya kalkanların karşısında kadınları bulacağını belirtti. Derya’nın tepkisine karşılık olarak açıklama yapan Sağlık Bakanı, poliklinik yapılacak yerin Vakfın yanı olduğu ve kadın sığınma evine dokunulmayacağını söyledi.
5 — Maraş’da sahibi olduğu bazı taşınmaz mallarının iadesi için Taşınmaz Mal Komisyonu’na (TMK) başvuran Rum iş insanı Andreas Lordos’un davasına Vakıflar İdaresi dahil olmak istedi. 2005’te Mağusa Kaza Mahkemesi’nin aldığı ‘‘Maraş Evkaf malıdır’’ kararının Yüksek İdare Mahkemesi (YİM) tarafından bozulmasının akabinde Vakıflar İdaresi’nin istinaf başvurusu 12 Mayıs 2016 tarihinde YİM’de görüşüldü. ‘‘Maraş Evkaf malıdır’’ tezini savunan İdare’nin TMK’a yapılan başvuruya dahil olma girişimini değerlendirilmek üzere YİM ‘süresiz tahrir’ kararı aldı. Kararın ardından çıkacak sonuç mülkiyet sorununun merkezinde mit karakterine bürünmüş bir konuyu açıklığa kavuşturması açısından önem arzetmektedir.
6 — Türkiye ve Avrupa Birliği arasında yapılan anlaşmada Yunanistan’a geçen bütün mültecileri alması karşılığında Türkiye’ye 6 Milyar euro maddi yardım öngörülmekteydi. Bununla berlikte Avrupa Birliği’nin sunduğu 72 kriteri yerine getirmesi takdirde Türkiye vatandaşlarına AB’ye girişte vize muafiyeti uygulanacağı belirtilmişti. Şartlardan birini oluşturan Terörle Mücadele Yasası’nın (TMY) değiştirilmesi konusu TC Cumhurbaşkanı’nın bu yasayla ilgili yaptığı açıklama akabinde vize muafiyeti konusunun askıya alındığı haberi gündeme düştü. TMY’nı değiştirmeyi sert bir dille reddeden Erdoğan TC ve AB arasında varılan anlaşmanın çökmesi olasılığını yarattı.
7— Yeniden iktidara gelebilmek için 2014’te yapılan seçimde kamu açığını gizlemek adına usülsüzlük yapmakla suçlanan Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff, Senato’da yapılan oylama ile hakkında azil (görevden alma) davası açılması kararlaştırıldı. Karar akabinde dava süresince görevden uzaklaştırılan eski Marksist gerilla ve İşçi Partisi başkanı, kendisine yapılanın haksız bir darbe olduğunu ortaya koyarak, alınan kararla mücadele edeceğini belirtti. Bu darbeyi, geçmiş zamanlarda baş etmek zorunda kaldığı askeri darbelerden ayrı tutmayan Rousseff, Başkanlık süresince hatalar yapmış olabileceğini fakat hiçbir suç işlemediğini savundu.