• Mehmetçik’te yaşanan cinsel taciz olayının ardından isim benzerliği yüzünden gözaltına alınan ama olayla ilgisi olmadığı anlaşılan bir vatandaşın Ziyamet Polis Karakolu’nda görevli bir polis çavuşu tarafından ciddi şekilde darp edilmesinden ve söz konusu polis çavuşunun mağdur tarafından tespit edilmesinden sonra olaya yönelik tepkiler devam etti. Lefkoşa Mahalli Barosu tarafından konuyla ilgili yapılan açıklamada “polisin işkence kamburundan kurtulması için” karakollarda kamera sistemine geçilmesi önerildi. Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı tarafından yapılan açıklamada ise, en küçük bir kavga meselesinde dahi tutuklama yapan polisin zanlının teşhir edilmesine ve elde doktor raporu bulunmasına rağmen bu olayda tutuklama yapılmamasının ‘düşündürücü’ olduğu kaydedildi. Ayrıca, Bakanlar Kurulu’ndan Ceza Usul Yasası’nın verdiği yetkiye dayanarak bağımsız ve tarafsız bir araştırma görevlisi ataması talep edildi.
• “Demokrasiye Destek Platformu” tarafından düzenlenen “Demokrasiye Destek Mitingi” 5 Ağustos gecesi Lefkoşa Sarayönü’nde yapıldı. 4 siyasi partinin, 10 üniversitenin ve 40’ı aşkın dernek ve kuruluşun destek vermesine, bedava döner ve içecek dağıtılmasına ve ulaşım sağlanmasına, daha da önemlisi mitinge katılım konusunda birçok yerde çalışanların zorlanmasına rağmen katılımın beklentilerin gerisinde kaldığı görüldü. Mitingde “idam isteriz” sloganlarının gece boyunca atılması ve Başbakan Hüseyin Özgürgün sahneye çıktığında “Başbakan burada Akıncı nerede” sloganının ‘attırılması’ dikkat çeken diğer hususlardı.
• Anayasa Mahkemesi, “TC Hükümeti ve KKTC Hükümeti Arasında Gençlik ve Spor Bakanlığı Yurtdışı Koordinasyon Ofisinin Kurulması ve Faaliyetlerine İlişkin Anlaşma”nın yurtların idaresiyle ilgili maddesini Anayasa’ya aykırı buldu. Böylece, davanın başından beri çeşitli kesimlerce dile getirilen “Cumhuriyet Meclisi tarafından onaylanan uluslararası anlaşmaların Anayasa Mahkemesi’ne götürülemeyeceği” tezi ortadan kalkmış oldu. Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Anlaşma’yı, 9 Ağustos’ta Meclis’e geri gönderdi.
• UBP-DP Hükümeti, KKTC ve TC pasaportu olmayan üreticilere yurt dışına katılacakları fuarlar için destek sağlanmamasına ilişkin karar aldı. Benzer bir uygulama, geçmişte yine UBP’nin hükümette olduğu dönemde söz konusu olmuş, ancak gelen tepkiler nedeniyle 2013 yılında buna son verilmişti.
• Türkiye’de 15 Temmuz’daki darbe girişiminin etkileri devam etti. Tutuklama ve gözaltına almalar sürerken 7 Ağustos’ta İstanbul Yenikapı’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin katılımıyla dev bir miting düzenlendi. Yabancı kaynaklar mitinge katılanların sayısını 1 milyon, Türkiye kaynakları ise 5 milyon olarak verdi. HDP mitinge davet edilmedi. Böylece, “Türkiye tek yürek olmalı” söylemine karşı HDP’ye destek veren kesim bir kenarda bırakıldı. Mitingin en dikkat çekici yönü idam konusunun bir kez daha gündeme gelmesiydi. Mitinge katılanların idam talepleri üzerine Erdoğan, “Siyasi parti genel başkanları burada, sizin talebinizi biliyorlar. Onamaksa, Meclis’ten gelecek böyle bir kararı peşinen ifade ediyorum, onarım” dedi. Benzer sözleri Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde 10 Ağustos gecesi yapılan mitingde bir kez daha dile getirdi. Böylece Meclis’teki siyasi partileri bir bakıma baskı altına almış oldu.
• Darbe girişimi sonrasında Fetullah Gülen’in iadesi konusunda Türkiye-ABD ilişkileri gerginliğini korurken, Türkiye’deki insan hakları uygulamaları nedeniyle Türkiye ile çeşitli Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkiler olumsuz yönde etkilendi. Bu durum siyasilerin sözlerine de yansıdı. Avusturya Başbakanı Christian Kern’in, Türkiye’nin demokratik ve ekonomik kriterler bakımından yetersiz olduğunu, bundan dolayı Türkiye’yle yapılan üyelik müzakerelerinin durdurulmasını AB’ye önereceğini söylemesinin ardından Anayasa Hukuku Profesörü ve AKP İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, Kern’e Twitter’den yanıt verdi. Kuzu, “Avusturya Başbakan’ı Türkiye’yi NATO’dan ve AB’den çıkaralım demiş. HS Gavur. AB zaten batıyor; Nato da Türkiyesiz bir hiç” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Avusturya’yı “radikal ırkçıların başkenti” şeklinde nitelendirmişti.
• 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’de yaşananlara bir tepki de İsveç’ten geldi. İsveç Başbakanı Stefan Lövfen, darbe girişiminden sonra doğan durumu ve bununla başa çıkılmasının zorluğunu anlayışla karşıladığını söyledikten sonra, bu yapılırken uluslararası kamu hukuku ile insan haklarının dikkate alınması gerektiğini, oysa göründüğü şekliyle insanlar hapse atılıp işlerine son verilirken fazla ileri gidildiğini belirtti.
• Türkiye ile Batı dünyası arasındaki ilişkiler gerginliğini korurken Cumhurbaşkanı Erdoğan 9 Ağustos’ta Rusya Devlet Başkanı Vlaidimir Putin ile St. Petersburg’da bir araya geldi. Ankara ile Moskova arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesine neden olan uçak krizinin ardından ilk kez bir araya gelen iki lider ortak basın toplantısı düzenlediler. Putin, toplantıda yaptığı konuşmada, "Türkiye'ye yönelik yaptırımları adım adım kaldırıp işbirliği mekanizmalarını canlandıracağız " dedi. "İlişkilerin eski seviyelere taşınmasında iki taraf da kararlı" diyen Erdoğan ise atılacak adımları şöyle tanımladı: "Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin yeniden canlandırılması, charter uçuşların tekrar hayata geçirilmesi, tarım ürünleri dahil ikili ticareti kısıtlayan tedbirlerin ortadan kaldırılması, Türk müteşebbislerinin Rusya'daki faaliyetlerinin önünün açılması, vizesiz rejimin tam teşekküllü şekilde tekrar yürürlüğe konulması için adımların atılması, Akkuyu’ya stratejik yatırım statüsünün verilmesi, Türk Akımı Projesi’nin hızlı bir biçimde hayata geçirilmesi, Türk-Rus Ortak Yatırım Konseyi’nin kurulması, savunma sanayisinde işbirliğinin artırılması, Rusya-Türkiye-Azerbaycan üçlü zirve mekanizmasının kurulması”. Putin ve Erdoğan ikili ilişkilerin yanı sıra Suriye konusunu da ele aldılar. Erdoğan’la görüşmesinden bir gün önce Putin’in Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya gelip enerji, ulaştırma, ekonomi, güvenlik ve terörle mücadele konularında ortak bildiriye imza atması Batı’nın yaptırımlarına karşı Rusya’nın bölgedeki ağırlığını iyice artırdığı yorumlarının yapılmasına yol açtı.
• UNICEF’in verilerine göre Suriye’de Mart 2011’de patlak veren iç savaşta çocukların yaklaşık % 80’i, yani 8,4 milyonu olumsuz şekilde etkilendi. Yalnızca 2015 yılında çocuklara yönelik en az 1.500 tecavüz vakasının tespit edildiği belirtildi. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri arasında gösterilen Japonya’da da çocuklar bakımından olumsuz bir tablo söz konusu oldu. Buna göre, Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı tarafından yapılan bir anket çalışmasında, 2015’te çocuklara yönelik 103.260 istismar vakasının gerçekleştiği belirlendi. İsrail’de ise, “Gençlik Yasası” adıyla kabul edilen yasayla 14 yaş altındaki çocukların cinayet ve adam öldürmeye teşebbüs gibi gerekçelerle suçlanarak hapse atılmalarına yasal dayanak sağlandı. The Guardian gazetesi de Avusturalya’nın Pasifik Okyanusu’ndaki gözaltı merkezlerinden Nauru adasında, kadın ve çocuk sığınmacıların istismar ve tacize uğradıklarını yazdı.
• Spor dünyasının en büyük ve en önemli organizasyonu Yaz Olimpiyatları’nın 31.’si 5 Ağustos’ta Brezilya’da Rio de Janerio’da başladı. 206 ülkeden yaklaşık 10.500 sporcunun katıldığı oyunlarda 28 dalda mücadele edileceği açıklandı.