• Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği ve Antik Mağusa Vakfı, “Engelleri Birlikte Aşalım” sloganıyla Gazimağusa’da farkındalık yürüyüşü düzenledi. Yürüyüş kapsamında, İsmet İnönü Bulvarı üzerinde faaliyet gösteren işyerlerinin engelli bireylerin rahatlıkla girip alışveriş yapabilecek donanıma sahip olup olmadıklarına bakıldı. Engelli dostu işyerlerine yeşil, olmayanlara ise kırmız kart gösterildi.
• Kıbrıslı Türk ve Rum liderlerin toprak konusu da ele almalarının öngörüldüğü müzakereler, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’un açılış konuşmasıyla İsviçre’nin Montreux (Montrö) kentine bağlı Mont Pelerin’de başladı.
• 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye’deki siyasi baskılar hız kesmeden devam etti. Diyarbakır Belediyesi Eş Başkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’nın tutuklanmalarının ardından, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu çok sayıda HDP’li milletvekili, yürütülen terör soruşturması çerçevesinde çağrılmalarına rağmen ifadeye gitmedikleri ve teröre destek verdikleri gerekçesiyle tutuklanıp cezaevine konuldular. Bu gelişme üzerine HDP sözcüsü Ayhan Bilgen, parti olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) komisyonlara ve Genel Kurul’a katılmayacaklarını açıkladı. HDP’lilerin yanı sıra Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Başkanı Sebahat Tuncel de “silahlı terör örgütüne üye olmak” ve “terör örgütünün propagandasını yapmak” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine konuldu.
• Tutuklamalara uluslararası çevrelerin tepkisi sert oldu. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, “Gözaltılar Türkiye’de siyasi çoğulculuğun durumu konusunda ürkütücü bir sinyal göndermektedir. Türkiye’nin Avrupa hedefine olan bağlılığının sorgulanmasına sebep olmaktadır” dedi. Schulz ayrıca Erdoğan’a, “Ankara’daki iktidar sahiplerini yollarından geri dönmeye çağırıyorum” diye seslendi. Erdoğan’dan muhaliflere karşı yapılan operasyonlara son vermesini isteyen Schulz, Batı ile ilişkilerin de düzeltilmesini talep etti. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Frederica Mogherini, gelişmeler karşısında büyük endişe duyduklarını söylerken, AP Türkiye Raportörü Kati Piri, Türkiye’nin “çizgiyi aştığını” belirtti ve AB’ye, Türkiye ile olan üyelik müzakerelerini derhal askıya alma çağrısında bulundu. Tepkiler AB’yle sınırlı kalmadı. Almanya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin maslahatgüzarını Bakanlığa çağırdı. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, HDP’li milletvekillerinin gözaltına alınmalarını gerginliği tırmandıracak bir adım olarak gördüğünü vurguladı. Birleşmiş Milletler’den (BM) yapılan açıklamada Türkiye’nin olağanüstü hal kapsamında attığı adımlarla sınırı aştığından endişe edildiği belirtildi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, HDP’li milletvekillerinin gözaltına alınmaları hakkında “derin kaygı” duyduklarını belirtirken, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın demokrasi ve insan haklarından sorumlu müsteşarı Tom Malinowski de HDP’lilerin tutuklanmasının ve Türkiye’de internete erişimin engellemesinin dost ve müttefik olarak ülkesini derinden etkilediğini açıkladı. Almanya’nın köklü gazetelerinden Bild ise, Türkiye’nin iç savaşa sürüklendiğini savunarak “Diktatör Erdoğan” başlıklı bir haber yayınladı. Bu eleştirilere Türkiye'nin yanıtı "Avrupa itibarını kaybetti" şeklinde olurken, Türkiye Raportörü Piri, "İlişkileri dondurmak vereceğimiz tek yanıt" ifadesini kullandı. Türkiye’ye yönelik eleştiriler AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu’nun Türkiye ile ilgili 2016 İlerleme Raporu’nda da yer aldı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL kapsamındaki uygulamaların eleştirildiği Rapor’da özellikle ifade özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve demokrasinin uygulanması gibi konularda yaşanan gerilemeye dikkat çekildi.
• Özellikle HDP’yle ilgili eleştirilere Türkiyeli yetkililer sert tepki gösterdiler. Örneğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP’li milletvekillerinin tutuklanmalarıyla ilgili olarak “Terör örgütü PKK’nın parlamentoda uzantıları var” dedikten sonra şunları söyledi: “Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis’e, Devlet’e, millete meydan okuyan bu densizliklerin amacı Türkiye’yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmaktadır. Benim bu saldırılardan en ufak korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir”. Başbakan Binali Yıldırım ise HDP’lilere yönelik operasyonun tamamen yargısal bir faaliyet olduğunu söyledi. Bu gelişmeler yaşanırken HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Diyarbakır’da IŞİD’in üstendiği bombalı saldırının emniyette tutulan HDP’lileri hedef aldığını savunarak “Katliam yapacaklardı” diye konuştu. Hatırlanacağı üzere, Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan açıklamada saldırının PKK tarafından üstlendiğini belirtilmiş, Başbakan Binali Yıldırm da “Bölücü terör yapacağını yaptı, alçak, iğrenç yüzünü tekrar gösterdi” demiş, buna karşılık PKK saldırıyı üstlendiğini duyuran bir açıklama yapmamıştı. Buna mukabil IŞİD’ın haber ajansı Amaq’tan yapılan açıklamada ise örgütün saldırıyı üstlendiği aktarılmıştı.
• Geçen haftanın bir diğer önemli gelişmesi, Cumhuriyet gazetesi yöneticilerine yönelik olarak yürütülen operasyonda gözaltına alınan 9 gazeteci-yazarın “terör örgütüne üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmesiydi. Bu gelime yaşanırken bağımız gazetecilik platformu P24’ün verileri Türkiye’de basın özgürlüğünün ne düzeyde olduğunu ortaya koyuyordu. P24’e göre 7 Kasım tarihi itibarıyla Türkiye’de 142 gazeteci cezaevinde bulunuyordu. P24, Türkiye’deki internet yasaklarını “Türkiye’de sosyal medya sitelerinin yasaklanmasının olağan bir uygulama olduğu, bundan daha az tepki çekeceği düşünülen internet yavaşlatmasına da sıkça başvurulduğu biliniyor” ifadeleriyle ortaya koydu. Raporda dikkat çeken bir diğer konu ise Kürtçe çizgi film yayınlayan Zarok TV’nin, RTÜK yasasına göre % 40 Türkçe yayın yapıp yayınlarında “Türk kültürünü” anlatma yükümlülüğü altına sokulmasıydı.
• Bir başka “pes” dedirten haber Nevşehir’den geldi. Türkiye'de devlet-siyaset-mafya üçgenindeki ilişkileri ortaya döken Susurluk kazasının 20. yıl dönümünde, kazada ölenlerden Abdullah Çatlı’yı anmak için Nevşehir’de valiliğin de katkısıyla bir sempozyum düzenlendi. Sempozyuma Çatlı'nın ailesinin yanı sıra, 1978'deki Bahçelievler katliamında Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 gencin öldürüldüğü davada hüküm giyen Haluk Kırcı da katıldı.
• Türkiye’deki bu “demokratik” ortamda Necmettin Erbakan Vakfı üyelerinin çağdaş sanatın örneklerini sanatseverlerle buluşturan Contemporary Istanbul’un açılışına yaptıkları saldırı dikkat çekici bir diğer olaydı. Saldırganlar, Ali Elmacı’nın Osmanlı Padişahı İkinci Abdülhamid’in portresini bir kadın bedenine resmetmesi nedeniyle saldırıyı gerçekleştirdiklerini belirttikten sonra “Durum tekrarlanırsa gereken her zaman yapılacaktır” açıklamasında bulundular. Bu tehdide rağmen Contemporary Istanbul yönetiminin kararıyla eserin sergilenmesine devam edildi.
• Aylardır merakla beklenen ABD’deki başkanlık seçimini Cumhuriyetçi aday Donald Trump kazandı ve ABD’nin 45. Başkanı oldu. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi ve Senato’da da çoğunluğu elde ettiler. Böylece seçimler, Cumhuriyetçi Parti’nin zaferiyle sonuçlanmış oldu.
• Türkiye'nin de aralarında olduğu 190'dan fazla ülkenin imzaladığı ve 97’sinin onayladığı "Paris Anlaşması" yürürlüğe girdi. Dünyadaki iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen anlaşmanın yürürlüğe girmesiyle anlaşmayı imzalayıp onaylayan ülkelerin sera gazı salımını azaltma ve küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutma konularında yükümlülük altına girdikleri açıklandı. BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, anlaşmanın yürürlüğe girmesini "tarihi bir an ve dönüm noktası" olarak değerlendirdi.
• Libya açıklarında iki geminin batması sonucu en az 239 göçmenin hayatını kaybettiği belirtildi. Geçen hafta yine Libya açıklarında batan teknede 90’dan fazla göçmen kaybolurken yalnızca 29’u kurtarılabilmişti. BM’den yapılan açıklamada, 2016 yılı içerisinde Akdeniz’de toplam 4.220 göçmenin hayatını kaybettiği belirtildi. Kaçak göçmenlerle ilgili genel tablo bu şekildeyken Suriyeli 22 kaçak göçmenin Kıbrıs’ın kuzeyine sığındığına ilişkin haberler basında yer aldı.