Gaile’nin Gözüyle

Avusturya'da geçen hafta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, solcu bağımsız aday Alexander Van der Bellen, rakibi aşırı sağcı Norbert Hofer'i geride bırakarak ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu

 

 

 

 

  • Geçen hafta yaşanan trafik cinayetinin yankıları sürerken, hükümet kış saati uygulamasına geçmek yerine geçici çözümler üretmeye yöneldi. Bu çerçevede hükümet, eğitim saatlerini ilkokullarda 08:30-13:10, ortaokullarda 08:30-13:40, kamudaki mesai saatlerini de 08:30-16:00 olarak belirledi.  Özel sektörde ise mesai saatinin 08:30’da başlayacağı açıklandı. Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ile Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) ortak basın toplantısı düzenleyerek hükümetin mesai saati düzenlemesini tanımadıklarını, eski mesai saatlerine göre işbaşı yapacaklarını açıkladılar. Diğer yandan Sendikal Platform’dan yapılan açıklamada, trafik cinayetinin sorumluları olarak görülen Milli Eğitim, Ulaştırma ve Bayındırlık ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları görevlerinden istifa edene ve kış saati uygulamasına geçilene kadar Başbakanlık önünde eylem yapılacağı belirtildi. Bunun en somut örneği de geçtiğimiz Salı günü yapılan eylem ve genel grev idi. Greve ve eyleme katılım yoğun olurken, polis ile eylemciler arasında çıkan arbedede insanın içini burkan olaylar yaşandı.   

 

  • Saat uygulamasıyla ilgili tartışmalar, eleştiriler, eylem ve gösteriler devam ederken, Başbakan Hüseyin Özgürgün kış saati uygulamasını talep edenleri “Rumcu” ilan etti ve bir kez daha pes dedirtti. Özgürgün şöyle konuştu: “Güney bizle neyi paylaştı? Bir GSM işini bile halledemedi.  Avrupa değil, Güney saatidir istenen… Saatte geri adım teknik olarak mümkün değil. Tamamen teknik bir mesele, siyasi bir konuya dönüştürüldü”. Daha sonra konuyla ilgili yeni bir açıklama yapan Özgürgün, “Biz, saatleri ileri veya geri alma noktasında Anavatan Türkiye ile birlikte hareket etme durumundayız. Niye AB ya da Başpapaz’ın saatine uyalım. Böyle bir şey olamaz” dedi.  Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ise, saatlerin doğaya göre düzenlenmesiyle ilgili olarak yıllardır devam eden uygulamanın kaldırılmasının ardından ciddi bir sıkıntı doğduğunu belirtti ve bu yıl saat diliminin değişmemesi yönünde alınan kararın yeniden gözden geçirilmesi çağrısını yineledi.

 

  • Kıbrıs sorununu çözmek için girişimler devam ederken, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan açıklamada Kıbrıs Türk ve Rum liderlerin 9 Ocak’ta Cenevre’de bir araya gelecekleri, 11 Ocak’ta karşılıklı harita sunacakları, 12 Ocak’ta da garantör devletlerin katılımıyla beşli Kıbrıs zirvesinin toplanacağı belirtildi. Kıbrıs konusunda bu ilerleme kaydedilirken, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş, daha planı görmeden referandumda hayır oyu kullanacağını açıkladı.

 

  • Apostolos Andres Manastırı, restorasyonun arından ilk ayine ev sahipliği yaptı. Apostolos Andreas’ın ölüm yıldönümü nedeniyle yapılan ayine yaklaşık 1.500 kişi katıldı. 

 

  • Cumhuriyet Halk Partisi CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, partisinin Kıbrıs müzakereleriyle ilgili bilinen tutumunu tekrarlayarak Kıbrıs görüşmelerinin "ver kurtul" mantığıyla yürütülmesinden üzüntü duyduklarını dile getirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) yaptığı basın toplantısında Kıbrıs müzakerelerinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Yılmaz, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin olarak "Rumlar avantajlı olduğu anda bile sanki bir şeyler kaybediyormuş gibi hareket ediyor ve Ada’ya dönüp süreci ağırdan alarak ve pazarlık marjını fazlalaştırarak daha fazla taviz koparıyor." dedi. Yılmaz, 1974 yılında gerçekleştirilen Kıbrıs harekâtının Türkiye için bir zafer olduğunu belirterek, “Burada sanki biz yenilmişiz de bir hezimetin müzakeresini yapıyoruz. Yani 1974 yılında kazandığımızı 2017 yılında masada kaybediyoruz. Böyle bir şey olamaz. Kimsenin gül hatırı için biz Kıbrıs'tan vazgeçemeyiz” açıklamasında bulundu.

 

  • Dövizin Türk Lirası karşısında geçen hafta da değer kazanması üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu duruma önlem olarak halka 'Dolarlarınızı bozdurun, altına, Türk Lirası'na çevirin' çağrısında bulundu. Erdoğan şöyle konuştu: "Döviz meselesi çıkardılar dolar şöyle oldu böyle oldu. Yastığının altında doları olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün. Gelsin parasını TL'ye dönüştürsün. Bu adımı attığımız sürece birilerinin oyunu da bozulacaktır." Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine iktidara yakın durmaya çalışan esnaf mensupları belli bir miktar döviz bozduranlara bedava mezar taşı verme, saç-sakal traşı gibi promosyonlar yapmaya başladılar. “Kampanyaya” Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal da destek vererek “500 bin Euro veya Dolar bozdurarak Türk Lirası'nda kaldığını ispat edenin adını üniversitedeki amfi tiyatroya vereceğiz. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunları biz bozdukça hem ülkemiz güçlü konuma geliyor, hem de bizim üzerimizde oyun oynayanlar bundan sonraki oyunlarının tutmayacağını ve bizim ülkemizin, vatandaşlarımızın, milletimizin el ele vermek suretiyle güçlü bir şekilde geleceğe taşıdığını görecekler" açıklamasında bulundu!

 

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Bize Sevr’i gösterip Lozan’a razı ettiler’ diyerek Lozan Barış Antlaşması’nı ve Türkiye’nin mevcut sınırlarını tartışmaya açmasına tepkiler sürerken, Yunanistan’dan “Lozan’ı istemiyorsanız Sevr’e geri dönelim’ karşılığı geldi. Duvar'dan Nikolaos Stelya'nın haberine göre Yunanistan Milli Savunma Bakanı ve hükümetin küçük ortağı Bağımsız Helenler’in lideri Panos Kammenos, “Uluslararası anlaşmaları sorgulama cüretini gösterenlere buradan bir mesaj göndermek istiyorum” diyerek şöyle konuştu: “Türkiye sürekli şekilde gerçekleştirdiği açıklamalarla ortamı elektriklendirmeye çalışıyor. Bizim cevabımız, ulusal egemenliğin savunulması, uluslararası hukuka ve anlaşmalara saygı çerçevesinde verilmektedir. Erdoğan, Lozan Antlaşması’nı feshetmek istiyorsa Sevr Antlaşması’na geri döneceğiz. Hepimizin anlaması gereken bir nokta var. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kayıpları, darbe sonrası gücünü kaybetmesi, Suriye’deki bitmek bilmeyen yenilgileri salakça açıklamalar yapma durumunda bırakmıştır. Bunun sonucuna bu sabah hep beraber tanık olduk. Dizleri üzerine düşen Erdoğan, Rus Başkan Putin’den Suriye hakkında yaptığı açıklamalar için özür diledi. Kendisi iç siyaset nedeniyle uluslararası kamuoyunu ve Yunanistan’ı ajite edemeyeceğini anlamalı”.

 

  • 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’deki insan hakları ihlallerine tepki olarak Avrupa Parlamentosu’nun (AP), Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında sürdürülen üyelik müzakerelerinin geçici süreliğine dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabul, karara karşılık olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AB ülkelerini sınır kapılarını mültecilere açmakla tehdit etmesinin yankıları geçen hafta da devam etti. Örneğin, Alman Hıristiyan Demokrat Birlik partili ve Hessen Eyalet Başbakanı Volker Bouffier, mülteci mutabakatının Türkiye tarafından feshedilmesi durumunda Gümrük Birliği Anlaşması’nın feshinin gündeme getirilebileceğini belirtti. Yine aynı partiden Başbakanlık Müsteşarı Peter Altmaier, Türkiye  ile varılan mülteci geri kabul mutabakatının AB açısından bağımlılık yaratma tehlikesinin bulunmadığını savundu. AB'ye şantaj yapılamayacağını belirten Altmaier, Türkiye hükümetinden terörle mücadele yasasının değiştirilmesini talep etti.

 

  • Avusturya'da geçen hafta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, solcu bağımsız aday Alexander Van der Bellen, rakibi aşırı sağcı Norbert Hofer'i geride bırakarak ülkenin yeni cumhurbaşkanı oldu. Bir dönem Yeşiller Partisi'nin de başkanlığını yapmış olan Van der Bellen, sonucun, ‘özgürlük, eşitlik ve birlikteliğe dayanan’ Avrupa yanlısı bir Avusturya'ya olan desteği gösterdiğini söyledi. Van der Bellen "Açık fikirli, liberal ve her şeyden önce Avrupa yanlısı bir cumhurbaşkanı olmaya çalışacağım" dedi. Ekonomi profesörü olan Bellen, seçim kampanyası sırasında kozmopolit ve özgür bir Avusturya istediğini, eski sınırların yeniden çekilmesine ise karşı olduğunu söylemişti.

 

  • Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) yeni başkanı Donald Trump, daha başkanlık koltuğuna oturmadan diplomatik krizlere neden olmaya başladı. Örneğin Trump, geçen hafta Tayvan Cumhurbaşkanı Tsai Ing-wen ile doğrudan telefon görüşmesi yaparak Çin'in büyük tepkisini çekti. Tayvan'ı kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, görüşmenin ardından ABD'ye protesto notası verdi. Bunun üzerine Beyaz Saray, telefon görüşmesinin ABD politikasında bir değişiklik işareti olmadığını açıkladı. Bu krizin yankıları sürerken Trump, Twitter üzerinden Çin’e yüklendi. Çin'in para politikasını ve Güney Çin Denizi'ndeki operasyonlarını hedef alan Trump,  "Çin, para biriminin değerini düşürüp ABD şirketlerinin rekabet gücünü kırarken ve ürünlerimize yüksek vergi koyarken ya da Güney Çin Denizi'nin ortasına askeri üs inşa ederken bize sordu mu? Hiç sanmıyorum" ifadelerini kullandı.

 

  • Küba’nın efsanevi lideri Fidel Castro geçen hafta yapılan cenaze töreninin ardından sonsuzluğa uğurlandı. Cenaze töreninin ardından Küba Devlet Başkanı Raul Castro, vasiyeti üzerine Fidel Castro’nun adının kamu alanlarına verilmeyeceğini ve heykelinin dikilmeyeceğini açıkladı.

 

 

 

 

 

Dergiler Haberleri