Eşit ve egemen bir devlet düşünün ki, şu anda yıllık bütçesini meclisinde tartışıyor!
Maşallah, vekillerimiz, bakanlarımız konuşuyor, anlatıyor, bizler de uzun uzun konuşmaları dinliyoruz!
-*-*-
Ancak aklım bazı “kavramlara” takılıyor haliyle!
Mesela, bizim ülkenin gayri safi millî hasılası (GSMH) ne kadardır?
-*-*-
Ya da gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) ne durumdadır?
-*-*-
Bu gibi kavramları hesaplayabilmek – ya da şöyle söyleyelim; “doğru ve de dürüst bir bir devlet için millî gelir ve kişi başına düşen millî gelirin ölçümü” çok çok önemlidir.
-*-*-
KKTC bir devlet mi?
Millî geliri olması gerektiği gibi bilmiyorsunuz ama…
Tahmini hesaplama!
Hani eskiden “çullisine” derdik!
Mahsuscuktan!
-*-*-
Ekonomik gücünü çullisine, mahsusçuktan, hesaplarmış gibi yapan bir devlet!
-*-*-
Şaka gibi!
-*-*-
2025 yılı için 18 milyar TL bütçe açığından söz ediliyor…
Mesela hangi nüfusa göre bu rakamı hesapladınız?
-*-*-
Sahi nüfusu neden hesaplamıyorsunuz?
Vatandaş sayısını biliyorsunuz ve maşallah doğumla değil, dışarıdan takviye ile müthiş bir nüfus artış hızımız söz konusu ama ülkede kaç insan yaşıyor bilmiyorsunuz?
-*-*-
Biz de polis haberlerine bakıyoruz…
Yine bir bebek ölmüş…
Kız çocuğu…
Büyük acı…
İsmi Arabelle Stephanelle Foundjio Konla…
-*-*-
Lefkoşa’da 26 yaşında bir kadın kayıp…
Adı Mellisah Namata…
-*-*-
Polis Basın Bülteni’nden alın size iki haber:
1 - Girne’de Namık Kemal Caddesi’nde, 15 Aralık saat 00.30 sıralarında, 23 yaşındaki F.O.A.A. (E-23) sarhoş şekilde çevreye rahatsızlık verdiği sırada kendisine müdahale eden polise yumruk atarak görevden men etti. Yasal statüsü olmadan ülkede ikamet ettiği de tespit edilen Zanlı, tutuklandı.
2 - Polis ekiplerinin Cumartesi günü ülke genelinde yaptığı denetimlerde, yasal statüsü olmayan dört kişi tespit edilerek tutuklandı ve haklarında yasal işlem başlatıldı.
-*-*-
Ekonomi bir yana; muhalefetteki vekiller hep soruyor; nüfusu bilmeden eğitimi, sağlığı, ulaşımı nasıl hesaplayacaksınız?
-*-*-
Elektrik ve su ihtiyacımızı?
-*-*-
Kimsenin umurunda değil!
Ama devlet eşit ve egemen!
Cumhurbaşkanımız da öyle sanıyor, garibim!
-*-*-
Gandır çocuğu da taksim istesin!
“Sen kimsin ki benim adıma federasyon
modelinden vazgeçtiğimizi söylüyorsun?”
TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun…
KKTC ile ne alakası var bu kardeşimizin?
-*-*-
Kıbrıs’ta 60 yıl süren sonuçsuz müzakerelerin ardından Türklerin, modası geçmiş ve yaşaması olanaksız federasyon modelinden rızalarını çektiğini söylemiş…
-*-*-
Garantörümüzün önemli bir kişisidir, tamam!
Hamimiz, abimiz, ağamız o da tamam da!
-*-*-
Fahrettin kardeşin elinde her hangi bir anket sonucu ya da daha resmi bir referandum sonucu falan mı var?
-*-*-
Fahrettin kardeş, Yunan gazetesi Ta Nea'ya konuşmuş ve “bizim” adımıza demiş ki; “… federasyon temelinde takriben 60 yıl süren sonuçsuz müzakerelerin ardından Türkler, modası geçmiş ve yaşaması olanaksız federasyon modelinden rızalarını çekti…”
Fahrettin kardeş, "… Nihayetinde sahadaki gerçeği kabul etmenin zamanı gelmiştir. Bu gerçek, Kıbrıs Adası'nda iki ayrı halk ve iki ayrı devlet olduğudur. Tarih, bize ancak bu temelde bir çözümün başarılı olabileceğini hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde göstermiştir. Ne Kıbrıslı Türkler ne de Türkiye, bir 60 yılı daha heba etmek istemektedir” demiş…
-*-*-
Tamam, abimiz, hamimiz, ağamızsın eyvallah!
Baş tacımızsın!
Tabii ki adımıza da konuş!
Ama unutma!
Yarın, bahsettiğin sahalardaki gerçeklerden biri, örneğin Kürt halkı için de gündeme gelirse, yine iki devletliliği savunacak mısın?
-*-*-
Amaaaan; bana ne ya hu!
Dilin kemiği yok ki!
Adam konuşuyorsa konuşur!
-*-*-
O’nun benim adıma konuşuyor olmasından daha önemli olan “eşit egemen ve bağımsız bir devlet” dedikleri KKTC’de, iktidarının – muhalefetinin, Fahrettin kardeşe tek laf edemiyor olması!
-*-*-
“Sen kimsin ki benim adıma federasyon modelinden vazgeçtiğimizi söylüyorsun?” diyen yok!
“Hangi kamuoyu araştırmasından aldın bu sonucu Fahrettin kardeş?” diye soran da yok!
-*-*-
Fahrettin kardeş; Kıbrıs Türk toplumuna sordun mu?
Savaşa oynamayalım, barışı konuşalım paşam!
TC Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin silahlanma faaliyetlerinin, Ada'daki hassas dengeye zarar verdiğini söylemiş…
-*-*-
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne komutanlık yapmış, eski bir Genel Kurmay Başkanı olan Güler’in bu iddiası, tamamen siyasidir…
-*-*-
Dünya’da askeri güçlerle ilgilenen bir çok yayın organına göre, en güçlü 10 ordudan biri Türk Ordusu’dur… Ve kesinlikle onuncusu da değildir!
-*-*-
Bakan Güler, TC Milli Savunma Bakanlığında medya temsilcilerine yönelik Yıllık Değerlendirme Toplantısında Kıbrıs konusunda, bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden bir sonuç elde edilemediğine işaret etmiş…
-*-*-
Demiş ki; "Kıbrıs adasında dengeleri bozabilecek ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin güvenliğine tehdit oluşturabilecek her türlü gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Orta Doğu'da yaşananlar sonrası Kıbrıs adasında son dönemde artan hareketlilik ve Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin silahlanma faaliyetleri, Ada'daki hassas dengeye zarar vermektedir"…
-*-*-
Elbette Kıbrıslı Rumların silahlanması barış ve Ada’da çözüm adına çirkin bir şeydir…
Ama bunu Türkiye’nin askeri işlerinin başındaki bir eski orgeneralin söylüyor olması, bana hem gülünç hem de acayip “negatif” gelmektedir…
-*-*-
Neden mi?
Bu gibi “savaşçılık kokan ve aslında tehdit içeren” açıklamaları okuduğum veya dinlediğim zaman bir zamanlar eski Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanlarından Dimitris Hristofyas’ın ağzından, Londra’da bir toplantıda söylediği laflar aklıma gelir…
-*-*-
Londrez bir Rum, “… Türkiye’yi ne zaman Ada’dan atacağız?” diye sormuştu…
Hristofyas da milliyetçi Rum kardeşe, “… Biz Kıbrıs’ta yapamıyoruz; siz Londra’daki milliyetçi Rumlar, silahlanın, gelin Ada’ya belki siz yaparsınız” diye dalga geçmişti!
-*-*-
Hristofyas’ın dobracılığının zaman zaman dangalaklık seviyesinde olduğu bilinirdi…
Ve o gün şöyle demişti;
“… Türk savaş uçakları, dokuz – on dakikada Ada’ya gelir; 24 saatte Kuzey ve Güney hatta Trodos Dağları dahil, tüm ülkeyi nadasa çevirir; sonraki 24 saatte de buraya gemiyle taşıyacağı işçiler o nadasa patates eker!”
-*-*-
Hristofyas haklıdır…
Kıbrıslı Rumların kadın – erkek eli silah tutabilen tüm bireylerine değil birer piyade tüfeği; her birinin eline birer güdümlü balistik midir nedir onlardan füze verseler ne olacak?
-*-*-
Elbette silah alacaklar; elbette silahlanacaklar ve elbette AB ile de ABD ile de koskocaman Türk Ordusu’nun varlığı karşısındaki çaresizlikleri adına yardım da dilenecekler!
-*-*-
Yapma Yaşar Paşam!
Hangi hassas dengeden bahsediyorsun?
-*-*-
Çok iyi yetişmiş 350 bin profesyonel askeri; bin 200 civarında savaş uçağı olan bir ülke; sokakta yürüyebilen insan sayısı ancak 350 bin olan bir ülkenin silahlanmasıyla mı dengesini kaybedecek?
-*-*-
Savaşa oynamayalım Yaşar Paşam!
Savaşa oynamayalım!
Biraz da barıştan konuşalım!
İşte “En Güçlü Orduya Sahip İlk 10 Ülkenin Listesi”… Global Power Index (2024) yani 2024 yılında hazırlanan Küresel Güç Endeksi, ülkeleri ekonomik, askeri ve jeopolitik etkilerine göre sıralar... Bu endeks, ülkelerin küresel sahnede güç kullanma ve güç yansıtma yeteneklerini değerlendirmektedir… Fotoğraf, Küresel Güç Endeksi 2024'e göre ilk 10 ülkeyi göstermektedir…