Murat OBENLER
Ülkemizde kaynak kitap niteliği de taşıyan ve görme engelli çocuklar için Braille alfabesi ile de kabartma yazı eklenmiş, az görenler için resimlerinin de içinde olduğu Kıbrıs Halk Masalı “Gargacık” kitabı ile ilgili kitabın yazarı, öğretmen ve masal anlatıcısı Akıle Ruh ve Uzm.Görme Engelliler Öğretmeni Bahar Üzümcü ile buluşarak hem kitabın sürecini ve görme engelli çocuklar için önemini hem de Kıbrıs Halk Masalı yazma meselesini konuştuk.
Ruh: “Masal dinlemeyi de masal okumayı da çok seviyordum. Sonunda ben de bir masal anlatıcısı oldum”
Gargacık, Nisan 2023’te Kıbrıs Halk Masalı kitabı olarak yayınlandı ve 2024’te de görme engelli çocuklar için bunun Braille alfabesi ilave edilmiş versiyonu hazırlandı. Kitabın hem eğitici yanı olması, hem çocuk masalı olması hem de bir Kıbrıs Halk Masalı olması özelliği var. Bu yüzden ilk kitaba kısaca değinmek istiyorum. Masallar ile hikayenizi de kısaca bizlerle paylaşmanızı rica ediyorum.
Akile Ruh: Masallarla hikayem çocukluğuma dayanır. Masal dinlemeyi çok seviyordum ve masal okumayı da çok seviyordum. Büyüklerimizi ne zaman yakalasam bana bir masal veya hikaye anlatmalarını isterdim. Sonunda ben de bir masal anlatıcısı oldum.
HASDER’in masal şölenleri olurdu ve masalların araştırılması, yaygınlaştırılmasında çok büyük katkıları olan HASDER’in bu masal şölenlerine de farklı kuşaklardan masal severler olarak katılırdık. Ben bu Gargacık masalını ve diğer araştırdığım masalları HASDER’in Halkbilimi dergisinde yayınladım. Bu kitap da Peyman Başer(Peyman Nine) varyantıdır.
“Bu masalı çocuklara ulaştırmak kültürü onlara ulaştırmak demektir"
Masal gerçekten kültürümüze ait birçok öğeyi de içinde barındırıyor. Daha iyi anlaşılması için sonunda sözlük bile kullanmışsınız. Bu da çok iyi olmuş.
Ruh: Evet bu masalın hem kendisi keyiflidir hem de kültürel öğeleri oldukça barındıran bir hikayedir. Ben çocuklara masalı anlatırken düğün sahnesinde düğün sofrasına fırın makarnasını, herşeyi ve dolmayı da katarım. Ben bu kitabı basmadan çok önce masal anlatıcılığına başlamıştım ve bu masalı da anlatıyordum. Masalı metne bağlı kalmadan ortama göre şekillendirebiliyorsun. Bu masalı çocuklara ulaştırmak kültürü onlara ulaştırmak demektir.
Her anlatıcının anlatısı farklı olur. Bu bir sözlü gelenektir. Bazen insanlar “Yanlış anladın, bu masal böyle değil” şeklinde yaklaşımlarda bulunuyor. Masalın yanlışı yoktur.
“Didaktik yaklaşmıyorum, eğlenerek öğrenmelerine ve kendi kendilerine bu mesajları almalarını hedefliyorum”
İşin önemli boyutlarından birisi de masalın eğitici boyutu. Bu masal da çocuklara ders gibi değil ama bazı mesajlar veriyor.
Ruh: Çocuklar en çok emanete sahip çıkma/çıkmama anlamında mesajını alıyor. Didaktik yaklaşmıyorum, onların eğlenerek öğrenmelerine ve kendi kendilerine bu mesajları almalarını hedefliyorum.
“Çocuğa kitap yazıyorsak çok dikkatli olmak lazım. Pedagojik ve psikolojik yönlerinin incelenmesi gerekir”
Bilimsel olarak Prof.Dr. Fatih Bayraktar, Prof.Dr. Ahmet Güneyli gibi akademisyenlerin de işin içine girmesi bu masal için ne kadar ciddi çalışıldığının bir göstergesidir.
Ruh: Hedef kitle çocuktur. Çocuğa kitap yazıyorsak çok dikkatli olmak lazım. Pedagojik ve psikolojik yönlerinin incelenmesi gerekir. Kesinlikle uzmanlara danışmak ve onay alınması lazım. Çocuğun gelişimine olumlu katkıda bulunacak bir kitap olması gerekir. Ben önce çocuk psikoloğundan, sonra dilbilimcilerden onay alarak ilerlerim. Son olarak Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Dairesi’nden onay alarak velilerin bu kitabı çocuklarına gönül rahatlığıyla almalarını veya hocalarımızın önermesini sağladım.
Ruh: “Bir masal bize bu yola girmemizin yolunu açtı”
Üzümcü: “Braille alfabesi ve kabartmalı çalıştık. Az görenler için resimlerinin de içinde olması kitabın çok önemli bir özelliğidir”
Bizim ülkede böyle ek gaileleri olan insan sayısı çok az olduğu için bu kitabın görme engelli çocuklara da ulaşması gailesinin nerden çıktığını ve bu süreci her ikinizden de dinlemek isterim?
Ruh: Aslında bir masal bize bu yola girmemizin yolunu açtı. Bahar hocanım ile pandemi döneminde AKM’nin önünde Garaböcü adlı ilk masal kitabımızı işaret dili ile sahnelememiz sırasındaki bir sohbetimiz sırasında bu projenin düşüncesi oluştu. İşaret Dili Gönüllüleri ile birlikte çalışmıştık ve bugün de bu gönüllülerden birisi olan Bahar hocam ile bu kitabı ortaya çıkardık.
Bahar Üzümcü: İşaret dilini topluma yaymak ve farkındalık yaratmak adına birşeyler yapmaya çalışıyorduk ve Akıle abla da Garaböcü kitabını tiyatrolaştırmaya yönelince biz de buna işaret dilini de eklemeyi düşündük. Çok iyi hazırlandık ve kostümlerle tiyatro oyunu yaptık. Sonrasında aramızdaki iletişim bizi bu kitabın görme engelli çocuklar için hazırlanmasına kadar getirdi.
Akıle: Ülkü hanım bana “İşaret dili ile Garaböcü’yü sahnelemeye ne dersin?” sorusu ile geldi ve memnuniyetle bu işe girdik. Ben kitabı okudum, arkadaşlar aynı anda işaret diliyle sahnelediler. Tamamen engelsiz bir oyun ortaya koyduk. Bir defa yapabildik(ekip dağıldığı için devamı gelmedi). Bu da Bahar hocanım ile konu üzerine konuşmamıza ve sesli kitap değil de böylesi bir basını yayına daha çok ihtiyaç olduğu, ellerinde böylesi Kıbrıs masallarını içeren bir yayının olmadığı bilgisini almama zemin hazırladı. Gargacık çıkıp tanıtım faaliyetlerini yaptıktan sonra 2023 Kasım ayında Bahar hocanıma gidip bu kitabı görme engelliler için yapmayı teklif ettim ve bu işi başardık. Çok da güzel oldu.
Üzümcü: Braille alfabesi ve kabartmalı çalıştık. Az görenler için resimlerinin de içinde olması kitabın çok önemli bir özelliğidir. Kabartma basılan kitaplarda resim olmaz ve bu da az gören çocukların okuması sırasında sıkılmalarına sebep ama biz burada hem yazı hem de büyük boyutta resimlerle eğlenceli bir hale getirdik. Kitabın her aşamasında büyük emek vardır.
Üzümcü:“Kıbrıs Halk Masalı’nı görmeyen bir çocukla beraber okumak bizim için de bir ilk olacak”
Bu kitabın bir görme engelliler öğretmeni olarak sizin için ve özel gereksinimli çocuklar için anlamı nedir?
Üzümcü: Kıbrıs Halk Masalı’nı görmeyen bir çocukla beraber okumak bizim için de bir ilk olacak. Rauf Raif Denktaş Görme Engelliler Özel Eğitim Okulumuza gelen 9 öğrencimiz var ama gelemeyen başka çocuklar da vardır. İletişim içinde olduğumuz K.T.Görmezler Derneği üzerinden onlara da ulaştırılabilir. Çünkü bu kitabı ülkede kabartma yazıyla basabilecek printer sıkıntımız var (ülkede sadece 3 yerde var o yüzden sınırlı sayıda bastık).
Bu kitabı nasıl bir planlama ile çocuklarla buluşturmayı düşünüyorsunuz?
Üzümcü: Teker teker çocuklara vermek yerine kitabı okulumuzda bulundurarak çocukların orada okumalarını sağlayacak yöntemi izleyeceğiz.
Üzümcü: “Garaböcü’de olduğu gibi bu kitabı da tiyatroya uyarlama niyet ve çabamız var. Amaçlarımızdan birisi de başkalarına da ilham olmasıydı ve oluyor da.”
Bu ortak çalışmanın başka bir ortak çalışmaya evrilme ihtimali var mı?
Ruh: Garaböcü’de olduğu gibi bu kitabı da tiyatroya uyarlama niyet ve çabamız var. Ayrıca bu kitabı görme engelliler için dönüştürdük ama Bahar hocanımın düşündüğümüz başka kitapları da yapmasının zamansal mümkünatı yok. Başka çocuk kitabı yazarlarının da kitaplarını görme engelli çocuklar için dönüştürme niyetleri var. Belki bir işbirliği ile bu niyetleri hayata geçiririz. Bu kitabı görüp beğenip benzerlerini yapmaya niyetlenenler de var. Amaçlarımızdan birisi de başkalarına da ilham olmasıydı ve oluyor da.
Bu kitabın iki yazarı var. Biri metni kaleme alan Akıle Ruh bir de brail alfabesi ile metni kabartmalı şekilde yazan Bahar Üzümcü. İki yazarın da emekleri çok değerli. Bu emeğin daha da görünür olması için bizler de medya olarak elimizden geleni yapmalıyız.
Ruh: Bahar hocanımın braille olarak çeviriyi yaptığı bilgisini bu kitaba yazamadık. Kitabı hazırlama heyecanından dolayı bu detayı atladık.
Bu kitabı sizden dinleyen çocukları şeker ve çukulata gibi sürprizler de bekliyor sanırım.
Ruh: Kitabın tanıtımında çocuklara şeker ve çukulata da dağıttık. Peyman nene de “Ben de bıraktım da geldim” diye anlatırdı. O da çukulata bırakarak gelirdi.
Ruh: “İçinde tekerlenmeleri de kullandığım bir mesel şarkısı yazarak (kızım da besteleyerek) onu söyledik. Ben orada ukulele çaldım”
Siz anlatımlarda ukuleleyi de sürece ekliyorsunuz değil mi?
Ruh: Pandemi dönemindeki Garaböcü tanıtımında bir arkadaşım, kızım ve ben birlikte müzik yaptık. İçinde tekerlenmeleri de kullandığım bir masal/mesel şarkısı yazarak (kızım da besteleyerek) onu orada söyledik. Ben orada ukulele çaldım. Tabi Kadriye ablamız gibi az sayıda masal anlatıcılarımız var. Ben de aslında bir anlatıcı misyonunu da doğal olarak edinmiş oldum. Bir eğitimci olarak masalı anlatırken eğitim de veririm, beste de kullanırım ve hatta dans figürlerini bile kullanırım. Masalın düğün sahnesinde Dillirga’dan bahsederim ve söylerken onun folklorik figürlerini de yaparım. Müzikle ilgili (ukulele, düdük) de de bilgiler veririm. Al Yemeni Mor Yemeni’yi düdükle çalarken Kamran Aziz’den bahsederim. Dünya Çocuk Günü’nde Gelibolu İlkokulu’nda 200 civarındaki çocuğa masalı anlatırken Al Yemeni Mor Yemeni’yi düdükle çalmaya başladığımda tüm sınıflar şarkıyı hep bir ağızdan söyledi. Çok duygulandım ve mutlu oldum. Mesel şarkımızı söyleyen çocuklar bile çıkıyor.
Bu kaynak niteliğindeki kitabınızla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı’nın da haberdar olduğunu biliyoruz. Milli Eğitim Bakanı’ndan bir davet aldınız mı veya siz takdim etmek için randevu istediniz mi?
Ruh: Bundan önceki kitaplarımı Bakanımıza sunmuştum ama bu kitabın basımı sonrasında okullardan gelen talepler o kadar yoğun oldu ki ona zaman kalmadı. Ben bu kitabı hem Eğitim Bakanı hem de Lefkoşa Türk Belediye Başkanı’na birlikte sunacağım.
Ruh: “Masal anlatımında mekan ve dinleyici kitle çok önemlidir. Çok kalabalık ortamlarda çocukların dikkatini dağıtan dış etkenler oluyor o yüzden de çok fazla festival, panayır tercih etmiyorum”
Ülkemizde birçok panayır, festival, kültür-sanat günleri, özel günler oluyor. Kırsaldaki çocuklara da ulaşabilme adına buralarla ilgili çalışmalar da yapılamaz mı?
Ruh: Lefke’den Karpaz’a kadar birçok okula, özel okula, kütüphaneye gittim, masal anlattım ve teklifler de alıyorum ama iş yoğunluğundan yetişemiyorum. Masal anlatımında mekan ve dinleyici kitle çok önemlidir. Yaz boyunca Büyük Han’daki kitapçıda küçük gruplara masal anlattım ve çok güzel oldu. Çok kalabalık ortamlarda çocukların dikkatini dağıtan dış etkenler oluyor o yüzden çok fazla festival, panayır tercih etmiyorum. Güzelyurt’ta buna benzer bir etkinlikte (Elim Sende)denedik ama neredeyse anlatımı bitiremedim.
Ruh:“Güney Kıbrıs’taki masal anlatıcılarıyla bağlantımız yoktur ama olmasını isterim. Hedefim 2-3 dilli olarak Gargacık kitabını yayınlamak. Belki bir gün bu masalı Güney’de Yunanca olarak anlatırım”
Sizlerin Güney Kıbrıs’taki masal anlatıcıları ile bir bağlantınız var mıdır? Sonuçta baktığımızda yüzyıllar boyunca ortak kültür veya kültürleri yaratmışız veya onlardan beslenmişiz. Kıbrıs’ın tüm çocuklarına iki dilli, iki anlatıcılı ortak masallar anlatılmasını çok isterim…
Ruh: “Güney Kıbrıs’taki masal anlatıcıları ile bir bağlantımız yoktur ama olmasını isterim. Şu anda Yunanca dilini öğrenmek için ders alıyorum. Aslında kafamda buna benzer bir düşünce vardır. Hedefim 2-3 dilli olarak Gargacık kitabını yayınlamak. Belki bir gün bu masalı Güney’de Yunanca olarak anlatırım.
Mesela “Godoyu Beklerken” adlı tiyatro oyunu İzel Seylani ve Giorgos Kyriacou tarafından iki dilli olarak sahnelendi ve insanları yakınlaştıran bir etkisi de oldu. Her iki taraftan sanatseverler birlikte bir oyun izlediler. Siz de bunu masallarla yapabilirsiniz.
Ruh: “Spanos ve 40 Ejderha” adlı çocuk oyununu izledim. İzel Seylani masalı çok iyi aktardı. Benim kafamda bazı fikirler ve planlar vardır ama her şeyin de uygun zamanı olduğuna inanırım. Bu metin benim bilgisayarımda 20 sene bekledi.
Üzümcü: “Ülkede kabartma kaynak kitap zaten yok. Bu eser daha sonraki çalışmalara da ilham olsun, örnek olsun isterim”
Görme engelliler ile ilgili kaynak kitap konularında ne çalışmalarınız var?
Üzümcü: Biz de her ders için öğrencilere kabartma ile materyal hazırlarız. Kabartma kaynak kitap zaten yok. Bu eser daha sonraki çalışmalara da ilham olsun, örnek olsun isterim. Bu yöntem(kabartma yazı ve resimli) çocuklarımız için çok daha iyidir. Bu konularda bizlere destek olacak sponsorlara da kapımız açıktır.
Ruh: “Daha fazla masal anlatıcılarının çıkmasını diliyorum. Masal dinlemeyi unuttuğumuz zamanlardan geçiyoruz ve bu teknolojik çağda masal anlatımı çok önemli”
Son olarak neler eklemek istersiniz?
Ruh: Toplumda farkındalık ve duyarlılığı yükseltmek gerekiyor. Her şey normal gelişen insanlara göre yapılıyor. Biz bu kitabı düşünürken bu hassasiyetle davrandık ve özel gereksinimli bireylere hitap edecek bir kitap ortaya çıkardık. Bugün bu kitabın zamanıydı, yarın başka bir projenin zamanı olacak onu yapacağız. Son olarak daha fazla masal anlatıcılarının çıkmasını diliyorum. Masal dinlemeyi unuttuğumuz zamanlardan geçiyoruz ve bu teknolojik çağda masal anlatımı çok önemli.