Gatsellis haklıydı!

Serhat İncirli

Biten bir ekonomi…

Biten bir ahlak…

-*-*-

Ve bazıları bana diyor ki, “Türkiye’yi suçlamak niye?”

-*-*-

Abi, üzgünüm ama bu ülkede, kimi suçlayalım?

Cumhurbaşkanı’nı mı?

Yoksa hükümeti mi?

-*-*-

Yani, siz, bu ülkede uçan her kuştan, Türkiye’nin haberinin olduğunu bilmiyor musunuz?

-*-*-

Türkiye’deki istihbarat birimlerinin; Güzelyurt’taki üniversitede dönenlerden, Kıb – Tek’e doğrudan akaryakıt alımından, Falyalı cinayetinden, YÖDAK’tan, Ersin Tatar’ın mutfak ve Marks and Spencer harcamalarından, ihale işlerinden, sahte üniversitelerden, insan kaçakçılığından, nüfusun bilerek ve isteyerek değiştirilmesinden haberdar olmadığını mı düşünüyorsunuz?

-*-*-

“Bizde ne varsa, Kuzey Kıbrıs’ta da olacak” dediler ve sonuna geldik, başardılar!

-*-*-

Bu çirkef yatağı nasıl mı kurutulur?

İngiliz, zamanında bataklıkları kurutmak için efgalipto ağacı ekmişti!

Bilmiyorum, ağaç mı ekelim, yoksa çekip gidelim mi?

-*-*-

Haaa sokağa dökülelim mi diyorsunuz?

İyi güzel de kim dökülecek?

Kuzey Kıbrıs nüfusunun en az yüzde 90’ının “Kıbrıs” adından nefret ettiğinden o kadar eminim ki, başka bir şey yazmaya da gerek duymuyorum!

-*-*-

Yüzde 10 seviyor ve dert ediyor; ama çaresiz!

Yüzde 90 ya çalıyor, ya avantajından faydalanıyor, ya da verilmiş kendilerine birer koltuk, sefasını sürüyor!

-*-*-

Ahhhh Girye Gatsellis ahhh!

Keşke haklı çıkmasaydın!

-*-*-

4 Eylül 2023 tarihli Yenidüzen’de yazmıştım…

Özetini hatırlatayım…

-*-*-

“… TC ve uydusu KKTC’de ekonomi iflasta…
Türkiye’de “döviz” bağlantılı krizlerin, pahalılıkların, zamların, enflasyon oranlarının artabileceği konuşuluyor…
KKTC’ye yansıması, “çarp iki”dir; unutmayalım!

-*-*-

Kimisi, ne olursa olsun, kısa saylan bir süre içerisinde, Kıbrıs’ta yeniden müzakerelerin başlayacağını anlatıyor…

-*-*-

Yokuz!
Hiçbir şekilde, bu dizinin yeni çekilecek bölümlerinde başrolde olamayacağız!
Hatta, filmin sonunda isimleri açıklanan yani “cast” denilen oyuncu veya öteki işlerle iştigal edenlerin isimlerinin yazıldığı kadrosunda da bulunmuyoruz, bulunmayacağız!

-*-*-

… Rüşvet alma, eş aldatma, saçmalama, düğüne gitme, sünnette kirve olma, abuk sabuk sosyal medya paylaşımları yapma…
Haaa çekin bayrağı; açın ezanın sesini da tamamdır!
Korumalarım nerede?

-*-*-

Dome Hotel’in sahibi Gatsellis’in 1974’te söylediğine geleceğiz!
Hatta geldik bile!
Gatsellis, o günlerde askeri zaferle gaza gelmiş ganimteçilerimize özetle ne demişti?
“… Bre Turkkolar; tarihte Osmanlı’nın girdiği – aldığı hiçbir ülkeye refah getirdiğine rastlanmadı… Bir gün, hepiniz, toplanıp, sizi kurtarmamız için bize yalvaracaksınız; unutmayın!”

-*-*-

Evet, altı ay kadar önce yazdık bu satırları…

Ne acı değil mi?

Umurunda olan var mı?

Belki, tek umudu Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu olan yüzde 10’luk kesimin umurundadır!

Peki yüzde 90?

Keyifler yerinde!

Öyleyse çalmaya devam!

-*-*-

Türkiye’yi yönetenler, bu ülkedeki her türlü pisliğin farkındadır ve her türlü pisliğin sorumlusudur!

Bir bir daha iki!

Değilse, buyursun beni haksız çıkarsın!

Desin ki, “hade Ersin Tatar, hade mevcut hükümet, kokuttunuz, barra!


Bilmem bu haber ilginizi çekti mi?

Kolombiya'nın çeşitli kentlerinde geçtiğimiz gün meydanlara inen yüzlerce kişi Cumhurbaşkanı Gustavo Petro hükümetinin çıkartmak istediği reformları protesto etti.

Başkent Bogota başta olmak üzere çeşitli kentlerde yürüyüşe katılan kalabalık gruplar, hükümet politikalarına tepki gösterdi.

Kalabalığa seslenen grup temsilcileri, Petro hükümetinin sağlık, çalışma ve emeklilik reformu projelerine karşı çıktı.

Göstericilerden biri Cumhurbaşkanı Petro'nun çıkarmak istediği sağlık ve çalışma reformlarına karşı olduklarını belirterek, "Bu reformların halka bir faydası yok. Bizi başka bir Venezuela'ya dönüştürmek istiyorlar ve ülkede güvensizlik hat safhaya çıktı." dedi.


Lütfen gidiniz!

“Sahtekarlık, yolsuzluk ve dolandırıcılık şeklindeki çürümüşlüğün siyaset ve onun ilişkili olduğu bürokratlara, partililere, aile ve akrabalara yansıması ortada adeta organize bir suç örgütü bulunduğu izlenimi yaratıyor…”

-*-*-

“… Bu tutuklama ve soruşturmaların ucu kime dokunursa dokunsun siyasiler kimseyi korumaya kalkmamalıdır aksi halde onların da bu suçun ortakları olduğunu kabul etmek gerekir ve bunun da vebali ağır olur…”

-*-*-

“… Doktorlarımız ve eczacılarımız söz konusu olduğunda hemen açıklama yaparak sonuna kadar gideceğiz, peşini bırakmayacağız diyenler şimdi kendi partililerinin, hısım ve akrabalarının işin içinde olduğu bu yolsuzluklarda da sonuna kadar gidecekler mi yoksa birilerini korumaya mı çalışacaklar?”

-*-*-

Bu sözler Kudrat Özersay’a ait…

Yazdıkları gayet açık…

Ama yine de anlamayan olur diyerek, kibarca, anladığımı yazayım müsaadenizle…

-*-*-

Adı yolsuzluğa karışan…

Adı sahte diplomada, sahte üniversite değiştirmede geçen…

İhale usulsüzlüğüne bulaşan…

Her türlü kavgaya adı ilişen…

Bastiş rezaletinden, Kıb-Tek akaryakıt usulsüzlüğüne isimleri bulunanlar…

Mal varlığını açıklayamayanlar…

Her sıkıda milliyetçilik, dincilik ya da “Türkiyeli – Kıbrıslı” ayrımcılığına başvuranlar.

Lütfen gidiniz…

-*-*-

Yok illa ki, inatla ve ısrarla “kalacağız” diyorsanız…

Arif hoca inanmazdı öyle şeylere ama, ruhuna Fatiha okuyabilirsiniz…


O beytambal pasaportcuk!

Efendim Ersin Tatar’ın ne söylediği pek anlaşılır olmasa da, anlatmak istediği sanırım “Egemen eşit iki devlet kabul görmezse masaya oturmayız” şeklindedir…

Federal çözüm olmayacağını belirtiyor…

-*-*-

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Kıbrıs Yeşiller Partisi adayı olan Oz Karahan da diyor ki, “Kıbrıs’ta tek çözüm yolu üniter devlettir”…

-*-*-

Federal çözüm ölmüşse ve iki devletli çözüm olacaksa; Tatar ve ailesi dahil, herkese soruyorum; “İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığından, yani pasaportundan vazgeçip, KKTC Pasaportu ve vatandaşlığı ile mi yaşayacaksınız?”

-*-*-

,Haliyle ben de diyorum ki, “… Federal çözüm olmayacaksa, o zaman, Oz Karahan’ın belirttiği üniter devlet çok daha mantıklıdır!”

Çünkü kimse o beytambal pasaportçuğu iade etmeyecek be canım!


8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü kutlu olsun…