YENİDÜZEN’e konuşan kadın örgütü temsilcileri, gece kulüplerine yönelik yeterli denetimlerin yapılmadığını savundu ve ekledi:
'Devlet ve gece kulübü işletmeleri arasında
KÖKLÜ İŞBİRLİĞİ VAR'
• CTP Kadın Örgütü Başkanı Sibel Sorakın: “Gece kulübündeki konsomatrisler köle olarak çalıştırılıyor. Bu düzen kadınların vücutlarını pazarladığı bey düzenidir”
• İnsan Hakları Vakfı Başkanı Emine Çolak: “Devlet gece kulüplerinin çalışması için yasa ve kılıf yaratıyor. Gece kulüplerinin vergi verip vermediği denetlendiği gibi, gece kulüplerinde insani boyutlarla ilgili de araştırma yapılmalıdır”
• YKP-FEM Aktivisti Tegiye Birey: “Gece kulüplerinin arkasında devlet vardır. Devlet ve gece kulüpleri sahipleri arasında köklü işbirliği bulunuyor”
• FEMA Aktivisti Aslı Murat: “Kıbrıs’ın kuzeyindeki seks köleliği her gün yaşanmaya devam ediyor.
Ülkeye getirilen kadınların seyahat belgeleri ellerinden alınarak borçlandırılıyor”
Ayşe GÜLER
Gece kulüplerine yönelik tartışmalar yeniden alevlendi, kadın örgütleri, devlet ve gece kulübü işletmeleri arasında ‘köklü işbirliğinin’ olduğunu savundu.
Gece kulüplerine yönelik yeterli denetimlerin yapılmadığını dile getiren kadın örgütleri, yapılan denetimlerin de ‘işverenlerden yana’ tavır sergilendiğini öne sürdü.
Kadın örgütleri, bu konuda sivil toplum örgütlerinin ortak paydada hareket ederek, halkı ‘ayaklandırması’ gerektiğine değindi.
YENİDÜZEN’e konuşan kadın örgütü temsilcileri, gece kulüplerinde insan hakları ihlalinin olup olmadığının ya da mağdur kişilerin yardım alabileceği bir mekanizmanın bulunup bulunmadığının sorgulanması gerektiğini belirtti.
CTP Kadın Örgütü Başkanı Sibel Sorakın, bu konuya devlet tarafından ‘el atılmadığını’ savunarak,
tüm sivil toplum örgütlerinin harekete geçerek, halkı ayaklandırması gerektiğine işaret etti.
İnsan Hakları Vakfı Başkanı Emine Çolak, devletin gece kulüplerinin çalışması için yasa ve kılıf yarattığını savundu.
Öte yandan YKP-FEM Aktivisti Tegiye Birey ise devlet ve gece kulüpleri sahipleri arasında köklü işbirliğinin olduğunu vurgulayarak, bu konunun ‘normalleştirilmeye’ çalışıldığını dile getirdi.
Sorakın: “Konsomatrisler köle olarak çalıştırılıyor”
CTP Kadın Örgütü Başkanı Sibel Sorakın, örgüt olarak gece kulüplerine karşı olduklarını söyledi.
Bu konuya devlet tarafından ‘el atılmadığını’ savunan Sorakın, hiçbir hükümet döneminde gerekli adımların atılmadığını, farklı nedenlerin gerekçe olarak gösterildiğini belirtti.
Sorakın, gece kulübündeki konsomatrislerin ‘köle’ olarak çalıştırıldığına dikkat çekerek, “bu düzen kadınların vücutlarını pazarladığı bey düzenidir” şeklinde konuştu.
Tüm sivil toplum örgütlerinin harekete geçerek, halkı ayaklandırması gerektiğine işaret eden Sorakın sözlerini şöyle tamamladı: “Geçmişte, bu konuyla ilgili bir kamuoyu yoklaması yapmıştık. Bazı kadınlar ‘konsomatrisler ne iş yapacağını bilerek, ülkeye geliyor’ düşüncesini savunmuştu. Çok duyarsız bir toplum olduk, ortak paydaşlarla hareket etmeliyiz”
--------------------------------------------------------------
Çolak: “Devlet, yeterli denetimi yapmıyor”
İnsan Hakları Vakfı Başkanı Emine Çolak, devletin gece kulüplerinin çalışması için yasa ve kılıf yarattığını savundu.
Gece kulüplerinde yaşanan insan hakları ihlali ile ilgili endişeli olduğunu dile getiren Çolak, “Burada önemli olan gece kulüplerinde insan hakları ihlali var mı yok mu? Çalışma sisteminde kölelik, şiddet ve tecavüz olup olmadığı araştırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Çolak, gece kulüplerinde ‘mağdur kişilerin’ yardım alma mekanizmasının olup olmadığının mercek altına alınması gerektiğine değindi.
Devletin yeterli denetimi yapmadığını vurgulayan Çolak, yapılan denetimlerde de işverenden yana tavır sergilendiğini savundu.
“Vergi verilip verilmediği denetlendiği gibi, insanı boyutlarla ilgili de araştırma yapılmalıdır” diyen Çolak, ‘insani şartlarla ilgili’ vakıf tarafından yapılan araştırmalarda da ifade ettiği konuların yer aldığını söyledi
-----------------------------------------------------------
Birey: “Devlet ve gece kulüpleri sahipleri arasında köklü işbirliği var”
YKP-FEM Aktivisti Tegiye Birey, gece kulüplerinin arkasında devlet olduğunu söyledi.
Devletin gece kulüplerinde insan ticareti olduğundan haberdar olduğunu belirten Birey, yasak olmasına rağmen fuhuştan vergi alındığını kaydetti.
Birey, devlet ve gece kulüpleri sahipleri arasında köklü işbirliğinin olduğunu vurgulayarak, bu konunun ‘normalleştirilmeye’ çalışıldığını dile getirdi.
Gece kulüplerindeki kadınların dışarıya çıkma özgürlüklerinin bulunmadığını ifade eden Birey, “gece kulüpleri toplama kampını andırıyor. Bu kadınların pasaportlarına, kimliklerine el konuluyor” şeklinde konuştu.
Birey, gece kulüplerine yönelik ciddi önlemlerin alınması gerektiğine değinerek, insan ticareti ile ilgili caydırıcı cezaların verilmesinin şart olduğunu vurguladı.
Mağdur olan kişilerin toplumda ‘suçlulaştırılmaması’ gerektiğini ifade eden Birey, “bu kadınların ülkelerine gönderilmeleri kurtarma veya lütuf olarak sunulmamalıdır. Psikolojik rehabilitasyon yapılarak, başka işlerde çalışmak isteyen kadınlara eğitimler verilmelidir” şeklinde konuştu.
----------------------------------------------------------------
Murat: “Devlet sahte ahlak bekçiliği yapıyor”
FEMA aktivisti Aslı Murat, Kıbrıs’ın kuzeyindeki seks köleliğinin her gün yaşanmaya devam ettiğini savundu.
Murat, ülkeye getirilen kadınların seyahat belgeleri ellerinden alınarak borçlandırıldığını söyledi.
Bu konuda yasal ve uygulamadaki koşulların birbiriyle çelişir pozisyonda olduğunu vurgulayan Murat,
dünyanın birçok yerinde olduğu gibi, ülkemizde de insan ticareti yapıldığını ifade etti.
Murat, bugüne kadar hiçbir kimsenin bu tip bir suçtan dolayı mahkemeye çıkarılmadığını hatırlatarak, şu anda yürürlükte olan Gece Kulüpleri ve Eğlence Yerleri Yasası’nda ‘insan ticaretini, seks köleliğini’ engelleyecek hiçbir madde barındırmadığını dile getirdi.
“Devletin kadınları tüm kölelik koşullarına rağmen hâlâ konsomatris olarak tanımlaya devam ettiği sürece yapılan denetimler hiçbir anlam ifade etmemektedir” diyen Murat, “denetimler sonucunda birkaç fuhuş davası açılıyor ve sonrasında kadınların yaşadığı mağduriyetlere dair hiçbir adım atılamıyor. Önemli olan insan haklarını tehlikeye atan fiileri cezalandırmak iken, devlet sahte ahlak bekçiliği yapıyor” şeklinde konuştu.