“… Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine / sende ben imkansızlığı seviyorum / fakat asla umutsuzluğu değil…”
En güzel aşk şiirlerini, Piraye için yazmıştı, dünya şairi Nazım Hikmet.
* * *
İlk evliliği Nüzhet’ti ve o Nazım’ı terk etti.
Çok içerledi Nazım Hikmet.
Yelena Yurçenko’yla evlenmesi, o ayrılığı unutmak içindi belki de…
Lena’yla da iki sene sürdü evliliği…
Aşk, Piraye’yle yeşerdi.
Piraye de Nazım gibi terk edilmişti ve iki çocuğu vardı.
Kızıl saçlı, yeşil gözlü kadınla aşkı 20 yıl sürdü mavi gözlü devin, 13 yılı hapiste…
Evlendiklerinde, 33 yaşındaydı Nazım Hikmet.
O yıllarda yazılan şiirlerden biriydi, “En güzel deniz henüz gidilmemiş olandır / En güzel günlerimiz henüz yaşamadıklarımız / Ve sana söylemek istediğim en güzel söz / Henüz söylememiş olduğum sözdür.”
* * *
Piraye’yle aşkında araya Semiha, Suat, Cahit gibi başka kadınlar girer.
“Bir gönülde iki sevda olamaz, yalan olabilir” der şair.
Yeni bir sevda düşer gönlüne derken, Münevver.
Hapishanede kendisini ziyarete gelen dayısının kızı Münevver'e aşık olur, 16 yaş farka rağmen…
Münevver evlidir.
Yeni aşk, Nazım'ın gözlerinde, yine şiirler yazar.
* * *
Yıllar yılı süren hapisliğin ardından 1951'de hem özgürlüğü yaşar Nazım, hem de ayrılır Piraye'den.
Yeni aşkına kavuşur, Münevver'e…
“Sen esirliğim ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin...”
Çok sürmez bu da…
Çünkü aynı yılın Haziran ayında askere çağrılan Nazım, eşi Münevver'i ve kundaktaki bebeğini bırakarak, bir tekneyle gizlice Varna’ya, Bükreş’e ve en sonunda Moskova’ya kaçar.
49 yaşındadır.
* * *
1952 yazı Pekin'de, ilk kalp ağrısı yaşanır.
İçinde belki ilk kez “aşk” yoktur bu ağrının…
Ama o da gecikmez.
Bu kez doktoru Galya, yani Galina Kolesnikova düşer Nazım'ın kalbine…
İstanbul'daki eşine ve oğluna hasret mektupları yazarken…
“Kimi insan ezbere sayar yıldızların adını, ben hasretlerin.”
Galina için “Onaltısından seksenine tüm kadınlar gibi o da bana vuruldu” der.
Nazım, Galina’ya aşk şiirleri yazmasa da en uzun ilişkisini onunla yaşar.
* * *
Galina ile süren 7 yıllık bir birliktelik sonrası Vera’yla tanışır.
Vera Tulyakova 30 yaş küçüktür Nazım’dan…
Aşk, ne mesafe tanır, ne yaş…
“Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi, kırmızı dolgun dudaklı” Vera'nın peşine düşerken, Galina yine yanındadır.
Vera evlidir, ayrılır, 1960’da Nazım Hikmet’le evlenir.
58 yaşındadır Nazım.
Ve son aşkı olur bu, çünkü ölüm gelir, kalbini durdurur.
“Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzını musluğa dayayıp su içer gibi” sevdikleri, cenazesinde buluşur Nazım Hikmet’in…
Şiirleri okunur.
“Gelsene dedi bana
Kalsana dedi bana
Gülsene dedi bana
Ölsene dedi bana
Geldim,
Kaldım,
Güldüm,
Öldüm…”
[kaynak: NAZIM belgeseli ve Yüzyılın Aşkları kitabı, Can Dündar - Nazım Hikmet’in Yaşamında İz Bırakan Kadınlar, Nurten Bengi Aksoy]