Yeni yılımızı yeni umutlarla beklerken yeni bir gündemimiz de vardı: Geçitkale Hava Üssü. Ben bu yazıyı yazarken, ‘Üsse’, İHA’lar SİHA’lar inip kalkmaya başlamıştır büyük bir olasılıkla. Arkadan ne geleceği de aşağı yukarı belli oldu. “İHA’dır SİHA’dır...” derken, savaş uçaklarının inip kalktığını da göreceğiz yakınlarda herhalde. Sonrası mı ? Sonrası ne olur ? Bilen yok...
“Önlem” deniliyor. Kime karşı önlem ? ABD’ye mi ? İsrail’e mi ? Mısır’a mı ? Rum’a mı ? Yunan’a mı ? Hepsine birden mi ? Kabul da, sizin aldığınız önlemlere karşı önlemler alınabileceğini de biliyorsunuzdur sanırım. ‘Önleme önlem’ demek de, ‘her an her şey olabilir’ demektir... Bunu da biliyorsunuz herhalde...
***
Taşkent yakınlarına bir füze düşmüştü ya ? Günlerce tartışmıştık. O füze nereden gelmişti ? Kimden gelmişti ? Bir yanlışlık olayı mıydı yoksa bilinçli bir ‘Bu da olabilir ha...” uyarısı mıydı ? Hangisi iseydi, bir konuda uyanmıştık ama. “Haaaa....Demek ki her an kafamıza füzeler yağmaya başlayabilir” demiştik ...
Şimdi durum farklılaştı. Artık kafamıza füzel müze düşerse, “Yanlışlıkla mıydı ?” sorusu da ortadan kalkıverdi. Çünkü çok net bir bahanesi var artık düşmanlarımızın.
***
Ve bizim ‘bazılarına’ birkaç notçuk....
Lütfen hiç kimseyi aptal yerine koymayın artık. ‘KKTC yetkilileri oturmuş da, karar almış veya izin vermiş (!!!) ... Dünyada ve hatta kendi ülkenizde, buna inanan oldu mu sanıyorsunuz ? Herkes ama herkes biliyor kararın Türkiye’de alındığını; “Biz geliyoruz ne yaparsanız yapın...” dendiğini ; ‘Yavru Kuklaların’ da oturup kendileri karar veya onay vermişler gibi rol yaptıklarını; İHA veya SİHA‘ların Geçitkale’ye ne zaman geleceğinden bile haberleri olmadığı; F16’ların ne zaman geleceği konusunda da en küçük bir bilgileri olmadığı gibi...v.s., v.s, v.s.
Bu derece ahmak mı sanıyorsunuz halkınızı da, dünyayı da ?
***
Haberiniz ola... Geçitkale Hava Üssü’nde sonra sırada ‘Deniz Üssü’ var. Siz İskelede hala İmar Planını tartışadurun. Büyük bir ihtimalle İskele yakınlarında olarak düşünülen Deniz Üssü için de bir ‘Emircik’ gelecek, ne İmar Planı kalacak ne bu konudaki tartışmalar. Ansızın, plajların üzerinde, turistik beş yıldızlı otellerin üzerinde İHA’lar jetler uçtuğunu da göreceksiniz yakınlarda. Sakın ola şaşırmayın.
***
Komşularımıza da birkaç süzüm var.
Siz, aynı kafada devam edin... Eski’nin hayallerini kurmaya, geriye dönüş olabileceğini düşünmeye devam edin...74’de Ada’nın ortasına çekilmesine neden olduğunuz ‘Çizgi’nin silinebileceğini hayal etmeye devam edin... Silahlanmaya da devam edin, güçlü müttefikler arayışlarınıza da... Siz silahlanın, hatta Deniz Üsleri – Hava Üsleri de kurun ve ama karşınızdakilerinin hiçbir tepki göstermemesini bekleyin... Tarihiniz boyunca yaptığınız gibi, yine birilerinin çıkıp sizi himayesine alacağını düşünmeye devam edin....
Ve ama sonuçlarına da katlanın.....
***
Her zaman ve her yerde olduğu gibi, masa başındaki kahramanlar kararlar veriyor, ölenler, evini yurdunu kaybedenler, acıyı çekenler ise masumlar oluyor.
Umarım hepten yanılırım.
Sokak Ağzı
“Zamcıklar yağmaya başladı. Ne dedi Bakan ? Zamlar okkalı değilmiş dedi... Size göre tabii ki değil. Okkalı mı değil mi bir de asgari ücretliye, işçiye sorun bakalım...” (Gültekin Kanlı-Lefkoşa)
***
“Zamlar okkalı değil be ahali. Dirhemlidir.” (Yusuf Kanal-Mağusa)
***
“Trafikte kaybettiklerimizin sayısı nerdeyse Milli Mücadelemizde kaybettiğimiz rakama ulaştı. Farkında mısınız ?” (Nuray Karagözlü-İskele)
***
“Trafik rezaletinin tek suçlusu ne yolllarımızdır ne de polisimiz. Sürücüler de işi çığırından çıkardı. Lütfen bu gerçeği de görelim artık.” (Fatma A.Serdar)
***
“Gosgoca İngiltere mezunu maliyeci bir Başbakanınız var. O bilmez da siz bilirsiniz harç mı haraç mı ?” (Ergün Günebakan)
***
“Bir elinde telefon. Diğer eli direksiyonda. Aklı ve gözleri nerede belli değil. Kaza olduğundan da suçlu karşıdaki...” (Mürsel Karaduman)
***
“Gazetelerimizde büyük haberler. Yılbaşı gecesi ünlülerle ilgili. Boy boy resimler. Kimlerdi onların sahneye çıktıkları yerlerdeki müşteriler ? Bundan söz eden yok. Kaç yerli girebildi o kapılardan içeriye ? Bundan da söz eden yok.” (İnci Pekdal)
Anlayana
“Delilik, kişide seyrek görülen bir nesnedir. Gruplar, partiler, uluslar, çağlar için ise bir kural hâlindedir.” ( Friedrich Nierzsche)