Tünay MERTEKÇİ
Demokratik Seferberlik (DİSİ) Başkan Yardımcılığı, on iki yıl milletvekilliği yapan, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Dördüncü Cumhurbaşkanı Glafkos Kliridis’in kızı Katie Kliridis, tüm unvanlarından önce bir “barış aktivisti” olduğunu söylüyor ve kendini öyle tanımlıyor.
Büyürken etrafında birçok Kıbrıslı Türkün de olduğunu dile getiren Kliridis, çeşitliliği tehdit değil, kazanç olarak görmeyi öğrendiğini söylüyor: “Hayatımın çok erken dönemlerinden itibaren çeşitliliği öğrendim ve onu bir tehdit değil, bir kazanç olarak görmeyi öğrendim. Benim için Kıbrıs sadece Kıbrıslı Rumların değil, tüm toplumlarındır. Çünkü ben böyle bir ortamda büyüdüm…”
“İki devletli çözüm, Kıbrıslı Rumlara da Kıbrıslı Türklere de zarar verir”
İki bölgeli, iki toplumlu federasyon çözümüne bağlı kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Kliridis, federasyonun, her iki tarafa da fayda sağlayan uzlaşmacı bir çözüm olduğuna inandığını vurguladı. “İki devletli çözümün” Kıbrıslı Rumlara hayal edilemeyecek derecede zarar vereceğini düşündüğüne işaret eden Kliridis, söz konusu çözümün uzun vadede Kıbrıslı Türklerin de yararına olacağına inanmadığını dile getirdi. Kliridis, federasyonun akıllı liderlik ve iki toplumlu ilişkilerde deneyimi olan sivil toplumun desteğiyle işleyebileceğine inandığını kaydetti. Kliridis, “Kıbrıs Türk tarafının iki devletli çözüm konusundaki tutumunun nihai olmadığına ve doğru teşviklerle federal çözümü görüşmek üzere müzakerelere dönebileceğine inanmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Resmi anlatılar tüm suçu karşı tarafa yüklüyor”
Kıbrıs’ta çözüm yanlılarının verdiği mücadeleyle ilgili de konuşan Kliridis, “Bu mücadele umduğumuz sonuçları vermese bile, bu çabaya kendini adamış insanların varlığının önemli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu. İki tarafta da Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumların “ebedi düşman” olduğunu söyleyen resmi söylemlerin olduğunu ifade eden Kliridis, iki tarafta da söz konusu söylemlere karşı mücadeleyi sürdüren gençlerin olduğuna işaret ederek bundan da duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kliridis, “Her iki tarafta da okullarda öğrendiğimiz resmi anlatılar, mevcut durumumuzun tüm suçunu karşı tarafa yüklüyor. Şu anki çöküşümüzün sorumlusunun hem iki taraf hem de dış faktörler olduğunu anlamanın zamanının geldiğini düşünüyorum. Çözüm savunucularının bilmesi gerekir ki; birlikte ortak bir gelecek inşa edebilmek için geçmişteki hatalarımızı ve birbirimize verdiğimiz acıları dürüstçe kabul etmemiz gerekiyor” diye konuştu.
“Babam liberal ruhlu, demokratik bir adamdı…”
Ailesiyle ilgili de konuşan Kliridis, “Sevginin çok olduğu bir ailede büyüdüğüm için kendimi çok şanslı görüyorum” dedi. Elbette her aile gibi kendi ailesinde de zaman zaman sorunlar olduğunu kaydeden Kliridis, aralarındaki sevginin her sorunu aştığını belirtti. “Kıbrıs Cumhuriyeti” dördüncü Cumhurbaşkanı olan babası Glafkos Kliridis ile ilgili de konuşan Kliridis, “Babam liberal ruhlu, demokratik bir adamdı ve ailem bana cinsiyet, din, ideolojik inanç veya eğitim düzeyine göre ayrımcılık yapmamayı öğretti” dedi. Bütün insanlara saygı duyulmasının önemine işaret eden Kliridis, her toplumdan insanın olduğu bir ortamda büyüdüğünü söyledi. Yabancıların da bulunduğu bir ortamda büyüdüğünün altını çizen Kliridis, “Hayatımın çok erken dönemlerinden itibaren çeşitliliği öğrendim ve onu bir tehdit değil, bir kazanç olarak görmeyi öğrendim. Benim için Kıbrıs sadece Kıbrıslı Rumların değil, tüm toplumlarındı. Çünkü ben böyle bir ortamda büyüdüm” ifadelerini kullandı.
“Büyürken etrafımda çok sayıda Kıbrıslı Türk vardı”
Büyürken etrafında çok sayıda Kıbrıslı Türkün de bulunduğunu vurgulayan Kliridis, dedesinin ve babamın hukuk bürosunun, Lefkoşa’da Kıbrıslı Türklerin sayılarının fazla olduğu yerde bulunduğunu altını çizdi. Babası Glafkos Kliridis’in, Kıbrıslı Türk avukatların ve hakimlerin hepsini tanıdığına vurgu yapan Kliridis, anısını şu şekilde aktardı: “Adını hatırlamadığım bir yargıç vardı, cebinde sürekli şeker bulundururdu ve beni her gördüğünde bana şeker verirdi. Annem ve ben sık sık babamın ofisine giderdik ve en iyi İngilizce kitap koleksiyonuna sahip kitapçı olan Rüstem’de dururduk. Sonra sık sık Bedevi'nin pastanesinde oturur bir şeyler yerdik.”
“Güven köprüleri kurmak için çalışıyorum”
Kıbrıslı Türkleri ve Kıbrıslı Rumları birleştiren birçok ortak noktanın olduğunu söyleyen Kliridis, bu nedenle çözüm için çalıştığının altını çizdi. Kliridis, “Çözüm için çalışıyorum ve aramızda güven köprüleri kurmaya çalışıyorum. Ancak siyasi durum nedeniyle ve söylediğimiz gibi her iki tarafın da resmi söylemi, diğerinin düşman olduğu yönünde olduğundan bu kolay değil” ifadelerini kullandı. Her iki tarafta da çözüme inanan ve çözüm için çalışan insanlar olduğunu bildiğini kaydeden Kliridis, “Onları Kıbrıs'ta barışın engellenemeyeceği inancıyla güzel mücadelemize devam etmeye davet ediyorum!” diye ekledi.