Bir mutfağın zenginliği ve çeşitliliği, geçmişten günümüze uzanan lezzetlerin birleşiminde saklıdır. Antik Yunan’dan Osmanlı İmparatorluğu’na kadar uzanan tarihî bir yolculuk, bugün sofralarımızı süsleyen eşsiz tatlara ilham vermiştir. Bu yazıda, köklü geçmişleri ve kendilerine özgü tarifleriyle mutfak kültürümüzü zenginleştiren iki lezzeti ele alacağız: Yunanistan’ın zaman aşan lezzeti stifado ve Kıbrıs’ın kokulu bahçelerinden sofralarımıza ulaşan gül şurubu. Keyifli okumalar dileriz…
STİFADO
Stifado’nun tarihçesi, çok eski zamanlara, Yunanistan’ın zengin ve çeşitli kültürel mirasının derinliklerine dayanır. Antik Yunan’da, benzer pişirme teknikleri ve baharat kullanımı olduğuna dair kanıtlar bulunmakla birlikte, stifado olarak bilinen yemeğin modern versiyonu, Osmanlı döneminde Yunanistan’a özgü bir hal almıştır. Osmanlı mutfağının baharat yolu ticareti üzerindeki hakimiyeti, stifado’nun karakteristik lezzetlerinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.
19. ve 20. yüzyıllarda, stifado Yunanistan’da popüler bir ev yemeği haline gelmiş ve ülkenin her köşesinde kendi lokal varyasyonlarını bulmuştur. Akdeniz mutfağının zenginliklerini bir araya getiren stifado, hem Yunanistan hem de Kıbrıs gibi Akdeniz ülkelerinde popülerliğini koruyarak günümüze ulaşmıştır. Bu lezzetli yemek, her ne kadar bölgesel farklılıklar gösterse de, pişirme tekniği ve temel malzemeleriyle karakteristik bir tat sunar.
MALZEMELER
- 1 kilo dana eti (50 gramlık parçalara bölünür)
- 1 kilo arpacık soğanı (kabukları soyulup yıkanır)
- 2 büyük domates (kabuğu soyulup ufak doğranır)
- 4 diş sarımsak (ince doğranmış)
- 1 bardak zeytinyağı
- 3 çorba kaşığı sirke
- 4 defne yaprağı
- 1 çay kaşığı tarçın
- 1 çay kaşığı karanfil
- Tuz
- Karabiber
- Şeker
- 250 gram yeşil zeytin
NASIL YAPIYORUM?
- 1/2 bardak zeytinyağında arpacık soğanları pembeleşinceye kadar karıştırıyorum ve bir tabağa çıkarıyorum.
- Et parçalarını aynı zeytinyağında hafifçe çevrip, sirke ilave ediyorum.
- Domates, 1/2 bardak zeytinyağı, defne yaprağı, sarımsak ve baharatı eklenip çok hafif ateşte 15 dakika pişiriyorum. Ete arpacık soğanları da ekliyorum
- Et yumuşayıp yemek kendi suyuyla kalıncaya kadar pişirmeye devam ediyorum.
- Yeşil zeytinler kaynar suda 10 dakika bekletip kevgirde süzdükten sonra, yemeği ateşten almadan ilave ediyorum.
- Yemeğimi sıcak servis ediyorum.
GÜL ŞURUBU
Bu lezzetlerden biri de adanın kokulu bahçelerinden sofralarımıza kadar uzanan gül şurubudur. Kıbrıs’ın sıcak ikliminde yetişen güllerinden elde edilen bu şurup, ülkemizin sıcak havalarında ister süt ile, ister su ile veyahut Kıbrıs’ımızın sulu muhallebisinin üstüne dökülerek tükettiğimiz hepimizin çocukluğu olan bir şuruptur. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan gül şurubu, mis gibi gül kokusuyla ve hoş pembe rengiyle adeta bir koku ve tat şöleni sunar. Tarih boyunca sevgi ve zarafetin simgesi olarak bilinen güller, bu şurup aracılığıyla Kıbrıs mutfağının kalbinde yer bulur.
GEREKEN MALZEMELERİM
- Su
- Şeker
- Yabani gül (kokulu gül)
- Gıda boyası (Sıvı yada toz fark etmez. Ben sıvı olanını kullandım.)
NASIL HAZIRLIYORUM?
İlk olarak güllerimin yapraklarını ayıklıyorum. Şerbeti hazırlamak için, 1 bardak suya 1 bardak şeker olacak şekilde istediğim miktarda şerbet yapıyorum. Şerbeti iyice kaynatıyorum. Sonra, şerbetin altını kapatıp gül yapraklarını içine koyuyorum ve karıştırıyorum. Tencerenin üstünü bir bezle tamamen kapatıp soğumaya bırakıyorum. Soğuduktan sonra, süzgeçle süzüyorum. Gıda boyasını içine ekliyorum. Şerbeti kavanozlara veya şişelere doldurup saklıyorum.