Gel turizm ve turist gör Fikri abi!

Serhat İncirli

Ambargolarrrrrrr....

İzolasyonlarrrrrrr....

Ağlayın, ağlayın!

Ağlayın da turist gelecek!

-*-*-

Efendim, yolumuz Larnaka’ya düştü...

Eşim, eski Türk sokaklarına ya da bölgesine çok yakın bir yerde, çok küçük bir otelcikte iki akşam yer ayırdı...

Cuma öğleden sonra geldik; kendimizi inanılmaz bir kalabalığın içinde bulduk!

-*-*-

Tam bir panayır!

Aklımızda bu panayırın üzerine vuracağımız bilgisi yoktu!

-*-*-

Rengarenk bir sahil!

Açıkta da bir “cruise” gemisi duruyor!

Yaaaa, bildiğin cruise gemisi be Fikri Bey!

-*-*-

Bütün restoranlar, barlar, cafeler dolu...

İşletmecilerin tamamına yakını yerli; yani Kıbrıslı...

Onlarca iş yeri!

-*-*-

Çok sayıda yabancı çalışan var!

Elbette bu kadar çok turiste, yerli işgücü yetmiyor!

Ama bizdeki gibi değil be Fikri Bey!

Çalışanlar arasında dikkat çeken miktarda, belki de çoğunluk yerli; yani Kıbrıslı!

-*-*-

Her milletten insan!

Turist!

Ama her milletten!

-*-*-

Cuma akşam üzeri festival alanının ya da panayır bölgesinin olduğu yerde bir yer seçiyoruz...

-*-*-

Oturduğumuz mekanda 20’ye yakın ekran var, Avrupa Futbol Şampiyonası maçlarını izliyor insanlar...

Önce Slovakya – Ukrayna maçını izliyoruz...

Ukraynalılar kalabalık...

Sonra be Fikri Bey, Slovak izleyici de var!

-*-*-

O da nesi!

Ortalık bir anda Polonyalı doluyor!

Tam arkamda Avusturyalılar!

Takımlarının formalarını giymişler; Ersin Bey gibi!

Her iki grup, televizyonda ulusal marşları okunurken eşlik ediyorlar!

-*-*-

Fransa – Hollanda maçı!

Sanırsınız ki bir yanınız Fransa, öte yanınız Hollanda!

Formalarını giymişler, izlemeye gelmişler!

Alkol, yemek, ne varsa da tüketiyorlar!

-*-*-

Haaaa, eski Türk bölgesi, gözle görülür bir şekilde “dökük” kalmış ama geriye kalan Larnaka, bildiğin gibi değil be Fikri Bey!

Sordum, “teleferik” projesi yok!

Arazi uygun değilmiş!

Umarım söz verdiğin gibi, cruise gemilerini Girne’ye getiremedin ama inşallah bir telefericik çeken bize artık!

-*-*-

Türk bölgesi dökük kaldı ama sokak isimlerini değiştirmediler; “kale”yi ve “camiyi” gayet bakımlı tutuyorlar ve onlar üzerinden de para kazanıyorlar!

-*-*-

Kataklysmos panayırı ya da kutlamasını sordum...

Bir adı da Tufan Festivali!

Tanrı’nın bir mesajı gibi vallahi!

Tufan adından olduğu gibi tüm hükümetiniz çekiniyor da!

Neyse!

-*-*-

İnternetten aldığım bilgilere göre Kataklysmos, Larnaka’nın en büyük ve en eski kutlamasıymış...

Ve be Fikri Bey, bu kutlamanın adı, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi'nde yer alıyormuş!

Benzer başvuruyu, Tatlısu Ot Festivali için önermiştim...

Çünkü “ot festivali” dendiği anda biliyorsun ilk aklıma gelen, “ot”; haliyle “ot”tu!

Gannavuri be Fikir Bey, gannavuri!

-*-*-

Biz, biz bize mutluyuz!

Yanı başımıza turist yağıyor; insanlar turizmden korkunç paralar kazanıyor!

Biz bir yandan yüzde 95’i ganimet olan KKTC’yi parsel parsel satıyoruz ama üstüne sürekli de ağlıyoruz!

-*-*-

Rum toplumunun 1974 yıldönümlerinde özel olarak istihdam ettiği “ağlamacı kadınlar” varmış!

Bizde de “İsrailliler topraklarımızı alıyor” diye ağlayanlar, şimdi “vay da İsrailli iş insanımızı Rumlar hapse tıktı” diye ağlamaktan çekinmiyor!

Paralı ağlamacılar sizi!

-*-*-

Acizler!

Başarısızlar!

Yenikler!

Ezikler!

-*-*-

'Kataklysmos' kelimesi, İncil'de Nuh ve gemisinin büyük tufanını tanımlamak için kullanılıyormuş!

İddialara göre Agios Lazaros adlı aziz karakter Larnaka'da karaya çıkmış falan!

-*-*-

Bazılarına göreyse Aşk ve Güzellik Tanrıçası Afrodit onuruna eğlenceler düzenlenmesi de, bu panayırın temeli olabilirmiş!

 -*-*-

Öyle ya da böyle; Kıbrıslı deyişiyle “Larnaka turist gaynıyor”...

Yabancısı yerlisi...

Akıllısı delisi...

Herkes işte be Fikri Bey!

-*-*-

Bu arada yazmazsam olmaz; dolaşırken, hatalı park yapmış bir araç gördüm...

“Bunlar da aynı bizim gibi” diye düşünürken, aracın plakasını fark ediyorum; “iki harf üç rakam”dan oluşuyor!


Türkiye’de ne varsa, bizde de!