Kıbrıs Türk halkı yaklaşık 60 yıldır kendi bölgesinde güya kendi yönetiminde özgür ve bağımsız biçimde yaşamaktadır.
Bu 60 yıla yakın zamanda kat ettiğimiz yol ve geldiğimiz konak tam olarak budur.
60 yılda okullarımız hiç köklü bakım onarımdan geçirilmediği için önümüzdeki hafta çadırlarda eğitim yapmaya başlayacağız.
Bu 60 yılda kaç yeni okul, kaç yeni cami yaptık?
1974’de bulduğumuz okulları bugün hala kullanıyoruz. Yine 1974’de bulduğumuz kiliselerin bir kısmını cami yapmıştık. Bunları da hala kullanıyoruz. Ama özellikle AKP iktidarı döneminde çok sayıda yeni cami inşa ettik.
Yeni okul inşa etmekte ise aynı performansı gösteremedik.
Bu konuda KKTC hükümetleri alt yapı yatırımlarını TC hükümetlerine bıraktıkları için, onlar da kendi önceliklerine göre bu yatırımları yaptıklarından cami inşaatları, okullardan önce gündeme geldi.
Türkiye’de yaşanan deprem nedeniyle bizim buralardaki fay hatlarının da tetiklendiği gerçeği ile karşılaşınca gerçekle yüzleştik. Bu gerçek okullarımızın ve hastanelerimizin olası bir depreme dayanamayacağı gerçeğiydi.
Bunca yıl taş taş üstüne koymayan hükümet eğitime çare olarak bazı okullarda çadırda eğitim amacıyla bu okulların bahçelerine çadır kurdurmaya başladı.
Örneğin yıllar önce benim de okuduğum Mağusa Namık Kemal Lisesi kullanılamaz durumda olduğu için okul bahçesine çadırlar kurulmaya başlandı.
Peki diyelim bu yıl artık soğuklar bitti. Bu nedenle eğitim yıl sonuna kadar çadırda devam edebilir.
Peki gelecek yıl ne olacak?
Ömrünü tamamladığı söylenen bu okul yıkılacak ve Eylül ayına kadar yerine yenisi mi yapılacak?
Ben böyle bir hazırlık görmedim. Bu konuda ne eğitim bakanlığı, ne de devletin inşaat işlerine bakan ulaştırma bakanlığı herhangi bir açıklama yapmadı.
Hastanelerle ilgili bugüne kadar hiçbir açıklama yapılmadı. Özellikle Lefkoşa hastane eski binasının ömrünü tamamladığı iddia ediliyor. Bu durumda Lefkoşa hastanesinin bahçesine de çadır mı kurulacak?
Bu arada yıkılmak üzere olan, ya da en küçük bir sarsıntıda yıkılacağı öngörülen konut ve apartmanlar ne olacak?
Bu binalarda insanlar hal korku içinde yaşamaya devam ediyor. Devlet bu konuda ne gibi tedbirler aldı, bu binaları ne zaman boşaltacak ve bu insanları yeni evlere yerleştirmek için ne yapıyor?
Bu soruların yanıtı yoktur. Devlet bu konuda hala kendi sorumluluğunun bilincinde değildir.
İşte 60 yıla yakın sürede geldiğimiz konak burasıdır. Devleti yönetenler sorumluluklarının farkında bile değiller. Ama üst kademe yöneticisi atamaları hız kesmeden devam ediyor. Devlet dairelerine ve kurumlara yandaş istihdamları hız kesmeden devam ediyor.
Ziyaretler, izaz ikramlar, yeme içmeler, gerekli gereksiz yurt içi ve yurt dışı geziler devam ediyor. Yurt dışı temsilciliklere yüklü maaşla yandaş görevlendirmeler hız kesmeden sürüyor.
Kendi okulunu, kendi hastanesini inşa edecek parası olmayan devlet bu yöndeki harcamalara para bulabiliyor.
60 yılda geldiğimiz konak işte tam da budur.
Çadırda eğitim.
Hem de yarın kış gelince nerede eğitim yapacağımızı bile bilmeden. Yani günü yaşıyoruz. Geleceğimizi, yarın ne olacağımızı bilemeden bugünü yaşıyoruz.
Bu ülkeyi yönettiğini zannedenlerin ülkeyi getirdikleri konak işte burasıdır.