Akademisyen bir dostum aradı, üniversitelere dair yazdıklarıma ‘yüreğine sağlık’ demek için...
- “Biz konuşamıyoruz, malum...”
Ülkenin gerçeği bu.
***
İçine dokunan bir gözlemini paylaştı...
Yıl sonu gelmiş...
Diploma veriyorlar...
Öğrencisine diplomasını uzatırken düşünmüş:
- “Mezun olana kadar 8-10 bin euro arası bir para ödemiştir çocuk...”
Sonra...
Bir gün, fakültenin girişinde, “merhaba hocam” demiş, başında şapkası ile genç kız...
- Tanımadınız mı beni... Diplomamı siz vermiştiniz!..
Hukuk mezunuydu...
Şimdi mezun olduğu okulda, ‘güvenlik görevlisi’...
İç çekerek şunu söyledi.
- Ne kadar maaş aldığını sordum. 1.400 lira falan... Düşünsene, eğitim için ödediği parayı, şimdi 10-12 sene çalışarak ancak geri alacak. Güvenlik görevlisi olarak... Diploması da duvarda asılı kalacak.
***
Üniversiteler ‘ticari patronlar’ın ‘fabrikaları’na dönüştüğünden beri, eğitiminin içeriği umursanmaz oldu.
Böylece ‘diploma’nın da değeri kalmadı!..
Çünkü her gencin elinde var, çeşit çeşit...
Bugün ‘öfke’ büyüten kibirli ve çaresiz bir kuşak büyüyor, diplomalı ama işsiz...
Önemli bir çoğunluğu diplomalı ama bilgisi ve donanımı yetersiz...
Diplomalı ama yarınsız, güvencesiz...
***
Eğitim, geleceğini dokuyor bir toplumun.
Oysa dokuma tezgahı bir başka ‘tezgah’a dönüşürken, hükümetler seyirci sadece, akademisyenler suskun, aydınlar ‘çeyrek’ bir acı gülüşte, medyanın çoğu zaptedilmiş.
Denizin ötesinden gelen öğrenciler kendi geleceklerine yanabilirler...
Ama Kıbrıslı öğrencilerin çoğunluğu artık ‘yüksek öğrenim’ için adada kalıyor...
Parayla ‘cehalet’ satın alıyorlar çaresiz.
Elbette, iyi eğitim alan gençleri, donanımlı eğitim veren kurumlarımızı tenzih ediyorum.
Ama sayıları ne kadar ki onların?
***
Şunu da anlattı akademisyen dostum...
- Sana sınav kağıtlarını göstersem, inan ki ağlarsın... Durum vahim ötesinde... Mesele sadece yüksek öğrenim de değil. İlk derse girdiğin zaman anlıyorsun ki, bu çocukların çoğunluğu zaten eğitimsiz gelmiş... Yani liselerin durum da çok ama çok kötü...
***
‘Üniversiteler’ masaya yatırılmalı.
Eğitim de...
Ama ‘patronlar’ tarafından değil...
Bu ‘düzen’den beslenmeyen, bu ‘tezgah’ta kirlenmeyen uzmanlarla...
‘Geleceğimiz’ dokunmuyor...
Karartılıyor.
Yeni kuşaklar ‘bilgi’yi değil ‘öfke’yi çoğaltıyor böylece...