Fehime ALASYA
Tüm günü mutfakta geçen Ferah Tekan, yaptığı köfte ve börek çeşitleriyle hem geçimini sağlıyor, hem de kültürümüzün bir parçası olan gıda ürünlerini Ferah Bulgur Köftesi ve Börek çeşitleri adıyla geleceğe taşıyor…
Oğlundan ayrılıp iş hayatına atılmak istemediği için evde ne yapabilirim arayışına giren Ferah Tekan, ilk olarak başladığı bulgur köftesi ve börek yapımı ile ün saldı. Ardından gelen talepler doğrultusunda Göçmenköy’de dükkân açan Tekan, 12 yıldır da buradaki mutfakta ter akıtıyor.
Yıllar içerisinde süre gelen zamanda işlerin gidişatından oldukça memnun olan Tekan, son aylarda ülkede yaşanan kötü gidişattan mutfağın da etkilendiğini ifade ediyor…
Yaşanan sıkıntıları anlatan Tekan, devletin bazı konularda esnafa yardımda bulunabileceğine dikkat çekiyor.
Kıbrıs sevdalısı Ferah Tekan, sektördeki sıkıntılar ve Kıbrıs kültürünün ileriye taşınması için örnekler vererek bazı önemli noktalara değindi…
“ÇAY SATACAKSAK, GÜLLÜ FİNCANLARDA KARANFİLLİ ÇAY YAPIP SATACAĞIZ”
“Biz sadece yerel lezzetleri üretiyoruz. Eğer çay satacaksak, güllü fincanlarda karanfilli çay yapıp satacağız, bunun dışında çay satmayız” diyen Ferah Tekan, geleneksel mutfağında çok mutlu…
Kıbrıs kültürü adına birçok yerel çeşidi bünyesinde barındıran Ferah Bulgur Köftesi ve Börek çeşitleri, ‘bulgur köftesi, hellim, kıyma, nor, mantar, patates böreği, şamişi, kaymak yağlı katmer, kaymak yağlı sini katmeri’ gibi taze ürünlerin yanında donmuş ‘mantı, pirohu, el makarnası ve tarhana’ da üretiyor.
Ferah Bulgur Köftesi ve Börek çeşitleri yöneticisi Ferah Tekan:
“Evinde tel kadayıfı yapmayan, hamur açmayı bilmeyen genç bir nesil yetişiyor”
“21 yıldır bu işin içerisindeyim. 1990’lı yıllarda okul kantinlerine bulgur köftesi satışı yapmakla başladım. Oğlum çok küçüktü, 1 yaşında idi… Hem para kazanıp geçinmek zorundaydım hem de oğlumu bu kadar küçük yalnız bırakmak istemedim. Ne yapabilirim diye arayışlara yöneldim. Beni bu işe oğlumdan ayrılmak istememem itti. Evde hem oğluma bakıyor hem de köfte börek yapıyordum.
Mutfakta çok titiz bir kadındım, her şeyin tazesi ve sağlıklısı için çok özenliydim. Bu titizliğimi işime de yansıttım, bu sayede başarılı oldum. Çok hünerli değildim belki ama araştırma ve titizlik sonucu bu işte ehlileştim.
Çok araştırdım, çok sordum, çok okudum. Büyüklerimizden de bilgi aldım ama hep kendi bildiğimi yaptım, çok şükür üstesinden geldim.
Kendim beğenmediğim hiçbir ürünü dışarıya satmadım. Bu titizliğimle gelişip bu günlere geldim. Gelen talepler doğrultusunda 12 yıldır önce Göçmenköy’de bu yeri açtım. İşlerimiz tavsiye üzerine artıyor. İsteyen kişiler kaliteli ürüne ulaşmak için arayıp doğru yerleri buluyor.”
“ÜLKEDEKİ SIKINTILARDAN İSTESEK DE KAÇAMIYORUZ”
“Ürünlerimize talepler çok iyi idi! Son aylarda piyasa çok kötü... İnsanların alım gücü düştü. Tüm giderlerimizin fiyatları yükseldi fakat biz ürünlerimize zam yapamayız. Bu zaten alım gücü düşen müşteriyi iyice kaybetmemize neden olur. Kendi kârımız düştü… Bize yapılan zamları, ürünlerimize yansıtamıyoruz. Kalitemizi de düşüremiyoruz… Un, et, yufka, her şeyin fiyatı dövize endeksli, hal böyleyken fiyatlar sürekli yükseliyor. Ülkedeki sıkıntılardan istesek de kaçamıyoruz.
Ürün satışlarımız ‘lüks’ sayıldığı için yüzde 10 vergi ödüyoruz. En azından bu konuya olsun el atılmalı.”
“HEM DEVLETE HEM DE AİLELERE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR…”
“En büyük sıkıntımız kalifiye eleman bulamamak… Ülkede Kıbrıs mutfağını bilen birilerine rastlamak mümkün değil. Ülkedeki okullarda gıda bölümlerindeki öğrenciler Kıbrıs kültürü ile ilgili ürünler yapmalı, öğrenmeli diye düşünüyorum. Lokma, şamişi yapan yer neredeyse yoktur. Çocuklar molehiya nasıl pişer bilmeden mezun oluyor. Evinde tel kadayıfı yapmayan, bulgur köftesi kızartmayan, hamur yapıp açmayı bilmeyen genç bir nesil yetişiyor. Burada da hem devlete hem de ailelere çok iş düşüyor…”