Gelişmişlik ve sefalet ve TL

Tayfun Çağra

Bir garip çelişkidir hayat…

Türkiye, BM nezdinde 20 gelişmiş ülke arasında yer alıp G20 toplantılarına katılırken öte yandan son günlerde yapılan dünya sefalet endeksinde 156 ülke arasında 21. sırada yer aldı.

21. sıra iyi bir sıra değil çünkü 156. sıradaki en iyi ülke durumunda... İşsizlik, enflasyon, faiz oranı ve toplam gelir gibi ekonomik göstergelerin baz alınarak yapıldığı endekste birinci sırada yani en kötü durumda olan ülke Venezüella.

Bir ülkedeki işsizlik, enflasyon ve banka kredi faizi oranlarının toplamından; kişi başına düşen reel gayrisafi yurt içi hasıla büyümesi çıkarılarak hesaplandığı sefalet endeksinde 156. sırada yani en iyi durumda olan ülke, Venezüella’nın komşusu Guyana oldu. Bu ülkeyi Tayvan, Katar, Japonya izliyor.

Türkiye bu sıralamada Ermenistan, Pakistan ve Etiyopya’dan bile daha geride yer alıyor. Yani bu ülkelerin sefalet endeksleri Türkiye’den daha iyi durumda.

Bu arada Türkiye’nin gelişmiş ülkeler arasında 16. sırada aldığı yerin 2020’de 21. sıraya gerilediğini yani aslında G20’den çıkmış durumda olduğunu da söylemek gerek.

Türkiye’nin sefalet endeksinde aldığı yerin gerçek anlamda geçtiğimiz günlerde televizyon ekranlarına yansıdığını da belirtmekte yarar var; Erdoğan’ın sanırım bir açılış töreninde yaptığı konuşma sırasında, Türkiye’nin ekonomik olarak geldiği yeri anlattığı, dünyaya meydan okuduğu sırada kendisini dinlemeye gelenlerin bir kısmının tören alanı girişinde atık yiyecekleri yerden topladığı anlar geldi ekranlara…

Kapıdaki güvenlik güçlerinin yediklerinden geriye kalan yerdeki atıkları toplayan insanların görüntüleri, Erdoğan’ın ‘güçlü Türkiye’ sözleri arasında yansıdı kameralara…

Paris Anlaşması ve 3.1 milyon Euro

Bu gelişmeler yaşanırken Türkiye’nin Paris Anlaşması’nı meclisten geçirme nedeni de belli oldu. Meğer, Türkiye’nin bu imza karşılığında Dünya Bankası, Fransa ve Almanya’nın finanse edeceği 3.1 milyon Euro alacağı yansıdı İngiltere merkezli Reuters kaynaklarına… G20 ülkeleri arasında bu anlaşmayı yani temiz enerji hedeflerini gerçekleştirme anlaşmasını imzalayan son ülke Türkiye olurken anlaşmanın onaylanması için uzunca bir süre gelişmekte olan ülke sınıfına alınması talebinde bulunmuştu çünkü ancak gelişmekte olan ülkeler iklim hedeflerine ulaşmak için fon ve teknolojik yardım alabiliyor.

Türkiye, gelişmekte olan ülke sınıfına alınmamış olsa bile bu yardımı alabilmesi için bir formül bulunacağı konuşuluyor.

Tabii ki bu fonun oluşturulma nedenini de yorumlarsak önce Suriye, şimdi de Afganistan kaynaklı göçün Türkiye üzerinde durdurulması amaçlanıyor büyük ihtimalle…

TL’nin değersizleşmesi

Bu gelişmeler yaşanırken TL’nin de diğer ülke paraları karşısındaki değeri düştükçe düşüyor.

TL eridi artık. Şimdi cebinizde olan TL’nin, bir dakika sonra hiçbir değeri kalmayabilir. Pazara çıkıp biraz meyve, biraz sebze almayı planlıyorsanız siz yolda giderken eriyecek TL’yi de hesaplayıp eğer biraz daha paranız varsa cebinize o parayı da eklemekte yarar var.

Bir süre önceye kadar o kadar da ince hesap yaptığımızı hatırlamıyorum Pazara giderken veya başka bir nedenle ama artık yapmak gerekiyor…

Türkiye’deki başkanlık sistemi ve TL’ye bağımlı olmamız nedeniyle günün ne getireceği belli olmuyor. Tayyip Erdoğan bir şey söylüyor veya Merkez Bankası’na müdahale ediyor, TL birden düşüyor.

Belki bir süre eğer ekonomiye veya demokrasiye başka bir müdahale olmazsa biraz rahatlayıp yalancı bir değer kazanma yaşanabiliyor TL’de ama tekrar yaşanan ufak bir müdahale ile daha önce düştüğü değerin daha da aşağısına iniyor TL.

*

Ekonomik olarak ne kadar zorlanmaya başladığımız, artık güneydeki esnaf tarafından da dile getirilmeye başladı. Dün Ledra Caddesi’ndeki esnafla konuştu arkadaşımız Derya Ulubatlı… Güneydeki esnaf, gözlemlerini aktarırken alışveriş için güneye geçen Kıbrıslı Türklerin ne kadar azaldığını hatta sıfıra indiğini anlatıyorlar…

Giyim, takı ve kitapçılarda artık Kıbrıslı Türk görülmezken sadece restoranlarda bir-iki Kıbrıslı Türk’ü görmek mümkün olabiliyor. Oysa ki bazı yerlerde müşterilerin çoğu Kıbrıslı Türklerden oluşuyordu TL’nin henüz bu kadar değeri düşmemişken…

Bu durumun covid-19 nedeniyle veya TL’nin değersizleşmesi nedeniyle olup olmadığı da tartışılıyor ancak her ikisinin de rolü olmasına rağmen, TL’nin değersizleşmesinin büyük rolü olduğunu söylemek daha doğru olur.

İstifadaki niyet

Bu gelişmeler de yaşanırken nihayet ‘dibelik azınlık atama hükümet’ de düşmesin mi! Tam bizi bu kötü durumdan kurtaracaklarken istifa etti Saner… Bütün hayallerimiz suya düştü!

Şaka bir yana, sonunda dayanamadı atama hükümet mecliste çoğunluk sağlayamama durumuna, kalan devlet olanaklarını da paylaşamama stresine ve bıraktı. Gerçi yeni hükümet kurulana kadar eskisi görevde kalıyor ve istifa etme arifesinde Karpaz’da koruma bölgesini 30 yıllığına GKK’ya veriyor, sözleşmeli eleman almaya, düzenli ziyaret edenlere! vatandaşlık vermeye devam ediyor.

Bir seçime kadar da yasa dışı bazı uygulamalar yapmaya devam edecekler çünkü örneklerini görüp oradan destek alıyorlar, hem de zaten ‘fıtratlarında’ var.

Tatar, yeni hükümet için görüşmeleri erken başlatıp erken bir sonucu arar mı yoksa ne kadar oyalayabilirse oyalar mı? Bu istifa verilirken amaçlanan ve niyet neydi, geçecek günler bu niyeti daha fazla açığa çıkaracak, biz de yaşayıp göreceğiz.