Olmayan suyun içinde boğulduk sanki…
Su var da yok gibi…
“Geldiydi, baraja ulaştıydı, dolduydu, borulara verildiydi” dediler, yazıldı, çizildi… Gelecek olan her milli günde açılışı olacak, evlerin musluklarına su gidecek derken henüz ortada su yok.
Geçen yıl, milli gün değildi ama 17 Ekim’de açılışı yapıldı. Aynı gün hem Anamur’da, hem de Geçitköy’de tören düzenlendi.
O gün de yeni bir tarih verildi; Açılışın ardından Lefkoşa’ya su verilecekti ve gelecek yılın yani bu yılın ilk yarısında da tüm bölgelere su gitmiş olacaktı.
Ama yine olmadı. Bilmem kaçıncı defa verilen sözler, serpiştirilen tarihler tutmadı, olmadı, su gelmedi.
Su meselesinin protokolü tek başına olmasa da ekonomik protokolü da yanına alarak hükümet devirdi.
Şimdi yeni (ama eski tas eski hamam) hükümetin ilgili bakanı yine Türkiye’de, su protokolünü konuşuyor, yine borulara su verildi deniyor, şimdi Haziran’da su akacak deniyor ama akacak mı yoksa yine başka bahara mı kalacak göreceğiz.
***
Su akacak olsa bütün borular tamam mı peki?
Pek öyle değil galiba…
İlk Lefkoşa’ya verilecek deniyor ama Lefkoşa’da hâlâ su borusu döşeniyor, yollar hâlâ kazılmaya, delinmeye devam ediyor.
***
Mağusa susuzluktan kan ağlıyor.
Bir aydır Mağusa’ya su verilemiyor.
Mağusa Belediye Başkanı İsmail Arter “yeter ki su gelsin, fiyatı şu an için önemli değil” diyebilecek durumda… Arter, Türkiye’den gelen su konusunun hem teknik hem de idari anlamda netleşmediğini, Ağustos’a kadar ancak bir netlik kazanabileceğini söylüyor ve bu durumdan endişe duyuyor, su depolarının boş olduğunu, Arıtma’dan aldıkları suyu dönüşümlü olarak vermeye çalıştıklarını belirtiyor.
***
Peki ama Güzelyurt’ta su kalmadı, kalan su da tuzlandı. Memlekete yağmur da yağmıyor (bugün yağacakmış). Ne olacak peki bu memleketin hali!
Ne olmasını bekliyoruz ki!
Önceden hesap kitap yapılmazsa, ilerisi için su konusunda projeler üretilmezse, zaten kıt olan kaynaklar har vurup harman savrulursa işte böyle başka yerden gelecek suyu, “geldiydi, gelecekti” diye dört gözle bekleriz ve bu kadar beklemenin sonunda da gelecek olan suyun fiyatı bile önemsiz kalır artık.
Gelsin de kaç para olursa olsun durumuna geliriz.
Kim bilir, belki de geciktirmenin sebebi de budur!