Güzelyurt’ta Walk Of Fame işletmesinin sahibi Yaşar Orakçıoğlu, Güzelyurt Bölgesi’ne yıllardır yatırım yapılmadığına dikkat çekti “Gelinen noktada bölgemiz açısından kaygılarımızın ve endişelerimizin yersiz olduğunu gördük. Bölgeye yatırım yapmamakla kendi halkımızı cezalandırdığımızı düşünüyorum” dedi. Orakçıoğlu, genç yaşta olmasına rağmen bölgeye yatırım yaptığını ve olumlu sonuçlar aldığını anlattı
HEDEFLER…“Geleceğe dair en büyük hedefim ‘Walk Of Fame’ ismini Lefke’den, Karpaz’a kadar tanıtabilmek ve bu ismi markalaştırmaktır”
TOPLUM… “Toplum olarak özeleştiri yapmayı bilmeliyiz. Her konuda esas suçluyu başka noktada aramak yerine özeleştiri yapıp, geleceği planlama yolunu tercih etmeliyiz”
GÜZELYURT BÖLGESİ… “Bölgemiz, Lefkoşa, Girne ve Mağusa’ya kıyasla daha geri kalmış bir konumda olmasında rağmen, 10 yıllık süre zarfında diğer bölgeleri yetişeceğimiz düşüncesindeyim”
GENÇ GİRİŞİMCİLER… “Özellikle gençlerin sesine ülkemizde pek kulak verilmiyor. Ülkemizin geleceği gençlerdir. Gençlerin fikirlerine ve görüşlerine destek verilmeli, gerektiği yerde de maddi katkılar yapılmalıdır”
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Güzelyurt’ta Walk Of Fame isimli işyerinin sahibi, genç iş insanı Yaşar Orakçıoğlu, ülkemizde bir sistemsizlik olduğuna vurgu yaparak, herkesin bir şeyleri değişmesi gerektiği görüşünü belirtti ancak kimsenin elini taşın altına koymadığını belirtti.
Güzelyurt Bölgesi’ne yıllardır yatırım yapılmadığına dikkat çeken Orakçıoğlu, “Gelinen noktada bölgemiz açısından kaygılarımızın ve endişelerimizin yersiz olduğunu gördük. Bölgeye yatırım yapmamakla kendi halkımızı cezalandırdığımızı düşünüyorum” dedi.
Genç yaşta olmasına rağmen kendisinin bölgeye yatırım yaptığını ve olumlu sonuçlar aldığını anlatan Yaşar Orakçıoğlu diğer genç arkadaşlarına tavsiyelerde bulundu, yatırım yapmamasından kaçmamalarını söyledi.
Ülkemizde gençleri girişimciliğe yönelik teşvik edecek bir yapının bulunmadığını da belirten Yaşar Orakçıoğlu, “Yalnız başına kendi ayaklarınız üzerinde durmayı öğrenebiliyorsanız, yürürsünüz. Durmayı beceremezseniz kimse size yardımcı olmaz” ifadelerini kullandı.
- Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
- Öncelikle zaman ayırıp, bizi ziyarete geldiğiniz için sizlere teşekkür etmek istiyorum. İsmim Yaşar Orakçıoğlu olup, 25 Haziran 1993’te Güzelyurt’ta doğdum. İlkokul eğitimimi Güzelyurt Özgürlük İlkokulu’nda tamamladıktan sonra, ortaokul ve lise eğitimimi Lefkoşa’da Türk Maarif Koleji’nde tamamladım. Lisans eğitimimi ise İngiltere’de University Of Hull’da hukuk üzerine aldım. Akabinde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde İnsan Hakları Hukuku üzerine Yüksek Lisans eğitimi aldım ve Marmara Üniversitesi’nde denklik programını tamamladım. 2018 Ocak’ta ülkem olan Kıbrıs’a geri döndüm. Burada avukatların bir yıllık staj yapması ve ardından Baro sınavlarına girmesi gerekir. Ben de bu sürede stajımı tamamladım, sınavı geçtim ve lisansımı elime aldım. Tabii Kıbrıs’ta yaşıyorsanız şartlar her zaman istediğiniz gibi gitmiyor. Doğduğum yer olan Güzelyurt bölgesinde bir cafe konusunda girişimde bulundum ve 2020 Şubat ayı itibariyle söz konusu iş yerimi açtım, O günden beri de işletiyorum.
- Yiyecek-İçecek sektöründe hizmet veriyorsunuz. Bu sektörü tercih etmenizin sebebi nedir?
- Cafemizde yalnızca içecek değil, aynı zamanda yiyecek alanında da ürünlerimiz bulunmaktadır. Tabii esas alanımız ‘Coffee Shop’ diye adlandırılabilen kahve üzerinedir. Bu alanı tercih ettim çünkü her zaman bu işe bir ilgim vardı. Bölgemizde de bu yönde bir eksiklik olduğundan dolayı bu iş üzerine girişim yaptım.
- Genç yaşta atılım yaptınız ve iş kurdunuz. İşinizi kurarken zorlandığınız noktalar oldu mu?
- Tabii ki oldu. Bu alan, daha önce üzerinde hiç bilgi sahibi olmadığım ve herhangi bir tecrübemin olmadığı bir alandı. Üniversitede okuduğum yıllarda da cafelere gidip, ders çalışıyor ve gözlem yapıyordum. Aslında bu alan için tek tecrübem orada yapmış olduğum gözlemlerdi. İşin içerisinde girince sahip olduğum bilgi birikiminin çok az olduğunun farkına vardım. Takım arkadaşlarımla birlikte kısa sürede kendimizi geliştirip, cafemizi gerek görsel, gerekse hizmet olarak iyi bir noktaya taşıdığımız düşüncesindeyim. Buradan Walk Of Fame’de çalışan veya katkısı olan herkese de teşekkür etmek istiyorum.
“Hedefimiz, Lefke’den Karpaz’a ismimizi duyurmak”
- İş yaşamında geleceğe dair ne gibi hedefleriniz var?
- Walk Of Fame’ Hollywood’da ünlü bir caddenin ismidir. Bu caddede dünyada ün yapmış birçok kişinin isimleri yıldızlar içerisinde yazıyor. Bunu Türkçe diline çevirdiğiniz zaman ‘Üne yürüyüş’ anlamı taşıyor. Ben aslında hiçbir zaman sadece Güzelyurt’ta bir cafe açıp da, bunu faaliyete sokmak amacı gütmedim. ‘Walk Of Fame’ ismini bir zincir haline getirme amacım vardır. Bunun da başlangıcını Güzelyurt’ta yaptım. Geleceğe dair en büyük hedefim ‘Walk Of Fame’ ismini Lefke’den, Karpaz’a kadar tanıtabilmek ve bu ismi markalaştırmaktır.
- Ülkemizde gençleri girişimciliğe teşvik edecek bir yapı var mı?
- Bence yoktur. Özellikle iş yerimi açma aşamasında ve açtıktan sonra kimse yardımcı olmadı. Ben, özellikle devletten veya herhangi bir kurum kuruluştan herhangi bir destek aldığımı söyleyemem. Tamamıyla kendi gayretim, kendi çabalarım, kendi maddi imkânlarım ve sahip olduğum olanaklar doğrultusunda işyerimi açtım. Böyle bir adım atacağınız zaman yalnızsınız. Yalnız başına kendi ayaklarınız üzerinde durmayı öğrenebiliyorsanız, yürürsünüz. Durmayı beceremezseniz kimse size yardımcı olmaz.
“Öğrencilerin ülkesine dönmesi bizleri çok etkiledi”
- Pandeminin sektörünüze ne gibi bir etkisi oldu?
- Diğer sektörler gibi kahve sektörü de pandemi döneminde oldukça etkilendi. En büyük etkilenme sebebimiz de açıkçası öğrencilerin bölgemizden, ülkelerine geri dönmeleri oldu. Bu bizi oldukça etkiledi. Ama yerli halkımızın verdiği destekle pandemi sürecini en az hasarla atlattığımızı düşünüyorum. Bize destek veren müşterilerimize de teşekkür etmek istiyorum.
- Özellikle son 1 yıl içerisinde birçok kişi işsiz kaldı, birçok iş yeri de kapandı. Genç bir girişimci olarak bu durum sizi korkutuyor mu?
- Ben sektörleri bir zincir olarak düşünüyorum. Zincirin bir halkası koptuğu zaman zincirin diğer bölümlerine de zarar verdiği düşüncesindeyim. Şu anda işsizlik artıyor ve insanlarım alım gücü düşüyor. İnsanların alım gücü düştük sonra ister istemez bir şeyler eksiltmek zorunda kalıyor. Yani günde 3 kahve içerse, bunu 1’e düşürüyor. Biz de bu durumdan diğer sektörler gibi zarar görüyoruz. Umarım, devlet yetkilileri bir an önce bu konuda gerekli girişimleri yaparak, gerek özel sektörü, gerekse kamuda çalışan insanlara maddi anlamda bir destek çıkar ve daha iyi günlere doğru gideriz.
“Kimse elini taşın altına koymuyor”
- Ülkemizde bir sistemsizlik söz konusu… Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Geçmişten bu yana bir takım işlerin yolunda gitmediği aşikar… Bunu sokağa çıkıp 20 kişiye sorduğunuz zaman hepsinden de aynı cevabı alırsınız. Bir de şöyle bir şey var ki, herkes bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyor ama kimse elini taşın altına koymuyor. Ülkemizde ne yazık ki öyle bir durum söz konusu... Öncelikle biz toplum olarak özeleştiri yapmayı bilmeliyiz. Her konuda esas suçluyu başka noktalarda aramak yerine özeleştiri yapıp, geçmişten ders alarak, geleceği planlama yolunu tercih etmeliyiz.
- Güzelyurt’ta yaşıyorsunuz, bölgeniz yıllardır yatırım konusunda sıkıntılar çekti. Ne düşünüyorsunuz?
- Yıllardır Güzelyurt bölgesi ‘verilecek’ diye bölgeye yeteri kadar yatırım yapılmadı. Ama gelinen noktada kaygılarımızın ve endişelerimizin yersiz olduğunu gördük. Bölgeye yatırım yapmamakla kendi halkımızı cezalandırdığımızı düşünüyorum. Bölgemiz, Lefkoşa, Girne ve Mağusa’ya kıyasla daha geri kalmış bir konumda olmasında rağmen, 10 yıllık süre zarfında diğer bölgeleri yetişeceğimiz düşüncesindeyim. Geçmiş yıllarda faaliyete giren ODTÜ ve Kıbrıs Sağlık Bilimleri Üniversitesi sayesinde bölgemizde popülasyon her geçen gün artmakta ve bununla doğru orantılı olarak yatırım sayısı da artış göstermektedir.
“Özel sektör her zamanki gibi yalnız kaldı”
- Özel sektör hakkında ne söylemek istersiniz?
- Açıkçası özel sektör devlet tarafından pek desteklenmemektedir ve yalnızlaştırılmaktadır. Özellikle bu pandemi süresince devletin özel sektöre pek katkısı olduğu düşüncesinde değilim. 1,5-2 ay boyunca işyerimiz kapalı kaldı ve bu süre zarfında devletten yalnızca 1500 TL katkı alabildik. Benim işyerimin şu anda sadece elektrik gideri 4000 TL’dir. Bu 1500 TL ile almış aldığım ürünü toptancıya nasıl ödeyeceğim, çalışanlarımın yatırımlarını nasıl yapacağım ve kredi borçlarımızı nasıl ödeyeceğim? Bunu açıkçası bize kimse sormuyor. Özel sektör bu süreçte her zamanki gibi yalnız kalmıştır.
- Sizin gibi genç yaşta girişimci olmak isteyen arkadaşlarınıza ne gibi tavsiyelerde bulunabilir siniz?
- Gençler, inandıkları, doğru planlama yaptıkları ve sürekli olarak motivasyonlarının da yüksek olabileceği alanlara korkmadan yönelmeliler. Ben de bir genç girişimci olarak açıkçası işyerimi açmadan önce birçok kişi tarafından korkutuldum. ‘Burası Güzelyurt ve gereksiz yere bu kadar yatırım yapıyorsun’ deyip motivasyonumu düşürmeye çalıştılar. Ama günün sonunda Güzelyurt’a güzel bir değer kazandırdığımı düşünüyorum. Bu ve buna benzer yatırımların artması neticesinde Güzelyurt’un seviye atlayarak diğer bölgelerin yetişeceğini ve turizm olarak da bölgemize bir değer kazandıracağı düşüncesindeyim.
“Gençlerin fikirlerine ve görüşlerine destek verilmeli”
- Son olarak ne söylemek istersiniz?
- Genç girişimcilerin sesi ve kulağı olduğunuz için size teşekkür etmek istiyorum. Özellikle gençlerin sesine ülkemizde pek kulak verilmiyor. Ülkemizin geleceği gençlerdir. Gençlerin fikirlerine ve görüşlerine destek verilmeli, gerektiği yerde de maddi katkılar yapılmalıdır. Sonuçta birçok genç artık telefonunu elinden düşürmüyor ve bir anda dünyanın her yerini takip edebiliyor. Gençlere gerekli fırsatlar verilmelidir.