Genç üretimciden, yeni girişim

Son zamanların popüler meyvesi olan Pitaya (Ejder Meyvesi) üretimi yapan genç girişimci Hasan Cenapoğlu, yurt dışına açılma hedefinde… Cenapoğlu: “Talep çok güzel, faydaları saymakla bitmiyor”

Fehime ALASYA

Son yıllarda ülkedeki pazarda geniş yer bulan ve damaklarda yeni bir tat olarak boy gösteren Pitaya meyvesi üretimi ülkemizde de yaygınlaşıyor.

Genç bir girişimci olan Hasan Cenapoğlu, Lapta’daki bahçesinde üç yıldır bu meyvenin üretimini yapıyor.

Yerel piyasada olan talebin gün geçtikçe arttığını anlatan Cenapoğlu, kısa süre önce başladığı üretimini bahçesini genişleterek dünyaya pazarlamayı hedefliyor…

Üretimdeki en büyük giderin su ve sera maliyeti olduğunu anlatan Cenapoğlu, dikim, sulama, budama, bakım ve hasat gibi konularda YENİDÜZEN’e bilgi verdi.

Bahçesini genişleterek yurt dışına da ihracat yapma hazırlığında olan Cenapoğlu, yeni bir sektörde yatırım yaptığı için hiç pişman olmadığını anlattı.

Cenapoğlu, “Daha ilk yıldan gelirlerim yatırımımı ve giderlerimi karşıladı, ikinci yıl kara geçtim. Bu sektöre girdiğim için hiç pişman olmadım. Maliyetli fakat karlı bir iştir. Üstelik bahçede çok da severek çalışıyorum.” dedi.  

Birçok faydası olan, kırmızı ve beyaz rengiyle ilgi çeken bu meyve, red dragon, dragon meyvesi, ejder meyvesi olarak da telaffuz ediliyor.

Bu yılki hasat çok güzeldi…

Piyasadaki talebi de değerlendiren Cenapoğlu, “Bu yılki üretimini Lapta- Alsancak bölgesindeki dört market bu yıl bana hasat döneminde bin tane meyve sattı. Piyasadaki talep de çok güzel. Benim şansım yabancı vatandaşların olduğu bir bölgede üretim yapıyor olmamadır sanırım. Özellikle yabancıların çok fazla ilgili var çünkü yurt dışında bilinen ve çok yaygın bir meyvedir.” dedi.

Bahçesinin küçük bir bölümünü sera yapan Cenapoğlu, daha donanımlı seralarla her mevsim üretim yapılabilineceğine dikkat çekiyor.

Temmuz ayından Kasım ayına dek süren hasat…

Bu sektöre yeni atılan Cenapoğlu, henüz tam donanımlı bir seraya sahip olmadığını, hasadı sezonuna göre yaptığını belirtti.

Kimi zaman ağaçların bazı hastalıkla karşılaştığını ve bunun zarar ziyana neden olduğunu anlatan Cenapoğlu, yazın dört günde bir sulama isteyen ağaçların, kaktüs familyası içinde suyu en çok seven tür olduğunu belirtti. Ortalama 3 yaşına gelmiş bir ağacın Temmuz ayından Kasım ayına dek süren hasatta 40-50 adet arası meyve verdiğini belirten Cenapoğlu, bu sürede 4 veya 5 kez hasat yağıldığını kaydetti.

Buz dolabında bir ay boyunca saklanıp tüketilebileceğine değinen Cenapoğlu, sürekli üretim için tam randımanlı seraya ihtiyaç duyulduğunu anlattı.

Faydası saymakla bitmiyor…

Faydası saymakla bitmeyen meyvenin besin değerleri içinde ise yüksek kalori, protein, yağ, karbonhidratlar, lif, c vitamini ve demir bulunuyor.

Meyvenin en bilindik faydaları arasında; göz sağlığını, kemikleri, bağışıklık sistemini ve iskelet sistemini güçlendiren bol besin ve mineral içermesi, yüksek tansiyonu önlemesi, Demir, B1, B2, B3 açısından zengin oluşu, kalp hastalıklarını ve kansere karşı koruyucu özelliği, akciğer, ince bağırsak ve böbreklere iyi gelmesi, vücudun nem dengesini, kan basıncını düzenlemesinde katkı sağlaması, diyabete çok iyi gelmesi, afrodizyak besinlerinden biridir ve cinsel gücü arttırır, dişleri güçlendirir ve çok güçlü bir antioksidandır.

Soğuk kış aylarında kendini uyku dönemine alıyor

1900’lü yıllarda Orta Amerika’dan Uzak Doğu’ya yayılan Pitaya, son yıllarda ülkemizdeki pazarda da yerini aldı.

Gündüz 32 derecenin üzerinde, gece ise 15 derecenin üzerindeki ortamlarda kolayca yetişebilen Pitaya, Temmuz-Kasım aylarında hasat ediliyor.

Ağaç, soğuk kış aylarında ise kendini uyku dönemine alıp soğuklara karşı koruyor.


Genç girişimci Hasan Cenapoğlu:

“Maliyetli fakat karlı bir iş, üstelik bahçede çok severek çalışıyorum”

Pitaya ağacının dikimi, sulaması, budama, bakım ve hasadı gibi konularda YENİDÜZEN’e bilgi veren Hasan Cenapoğlu, özetle şunları ifade etti: 

“Ben aslında elektrik mühendisiyim ve bir müzik grubunda da gitar çalıyorum. Tüm bu çalışmaların arasında boş vaktimi daha başka nasıl değerlendirebilirim diye düşündüm. Kendime bir liste hazırladım. Bu liste içinden araştırmalar yaparak bu meyveyi seçtim. Alsancaklı’yım ve yıllardır Lapta’da atıl vaziyette olan arsamızı kendi bütçeme de uyarlayarak değerlendirip bu işe soyundum. Bu konuda bir yıllık araştırma sürecim oldu. Sonra işe koyuldum ve üç yıldır da ağaçlarımı arttırarak

İlk başka birkaç ağaç ile başladım. Pitaya aslında kaktüs türü bir bitkidir ve çok fazla çeşidi vardır.

Bazen ektiğimiz ve meyve vermeyen ağaç da oluyor, onları da dölleme yöntemiyle yine kendim çoğaltıyorum. Çiçek açtığı geceyi bekliyorum. Çiçeğin polenini alıp diğer ağacın meyve vermeyen çiçeğine koyuyorum ve oradan da verim alabiliyorum. Bu ağaçlar gece 21.00’den sabah 07.00 saatlerine dek çiçeğini açıyor. Döllenmesi için arı da aldım ama bu konuda başarılı olamadı.

Ağaçlardan fidanlar kesip kendim çoğaltıyorum. Bazen de fidanlarını satıyorum. Önce kamış yardımıyla kırılmaması için uzadıkça bağlıyorum, ardından beton direklere bağlayıp ağaç haline gelmelerini bekliyorum. Boylarını bıraksak 20 metreye kadar çıkar fakat ideali 1.70 metre civarıdır. Buraya kadar büyümesine izin veriyorum. Bu boya ulaştığında ucunu kesiyorum ve dikenlerin olduğu yerlerden nemlenme yoluyla meyve veriyor.

Kimi meyvenin içi beyaz kimisinin ise kırmızıdır. Kırmızı olan rengin tüketimi daha fazladır. Tadı ise beyaza göre biraz daha farklıdır.

Ücretleri ise tanesine ve ağırlığına göre değişiyor. 8,10 TL’den 35 TL’ye kadar çıkan fiyatlar var.

Bu üretim Kıbrıs’ın güneyinde de çok yaygındır. Kuzeyde ise sanırım bu üretimi yapan 10, 12 kişi olduk. Birlik kurmaya hazırlanıyoruz.”

 

 

Özel Haber Haberleri