Meclisin en genç vekili TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler, siyasetteki hedeflerini YENİDÜZEN’le anlattı.
“Üçlü koalisyon halktan beğeni kazandı”
Didem MENTEŞ
Meclisin yeni dönemdeki en genç ismi TDP Girne Milletvekili Zeki Çeler oldu. 32 yaşındaki Zeki Çeler, Mecliste aktif görev alarak birçok şeyin değişme zamanının geldiğine ve halkın refahı için çalışmaya hazır olduğunu dile getirdi. Partilerin parti içi disiplin uğruna değil toplum ve toplum geleceği için bir şeylerin doğru yapılmasını istediğini vurgulayarak, “Mecliste alınacak kararlarda parti disiplini adı altında diğer arkadaşlar kendilerini bir kenara çekmezlerse çok güzel işler yapacağımıza inanırım” dedi. Ülkenin artık şeffaflaşması gerektiğine vurgu yapan Zeki Çeler, Mecliste yaşanan her şeyin açık ve net ortaya konulacağını, hesap sorulması gerekenlerden hesap sorulacağını aktardı.
Anayasa değişikliği, Seçim ve Halk Oylaması Yasası ile Partiler Yasası değişikliği için güçlü bir hükümetin şart olduğuna dikkat çeken Zeki Çeler, teknokrat hükümetinin devamı şeklinde bir hükümetin iyi sonuçlar vereceğine inandığını aktardı.
• YENİDÜZEN: Aileniz de siyasetle ilgilenen biri var mıydı? Siyasete atılmaya nasıl karar verdiniz? Sizi yönlendiren oldu mu?
• ÇELER: Ailemde milletvekilliği yapan yok ama siyasete atılan Zeki Beşiktepeli halamın oğludur. Ortaokul’da Anafartalar Lisesi’ne başladığım ikinci gün okul kapatanlığı için arkadaşlarıma söz ettim. Lise 2’de arkadaşlarımla okul kaptanlığı seçimine girdik. İkimiz kazandı diğerleriyle de ertesi sene yeniden seçime girerek beşimiz kazandık. Ben en fazla oy aldığım için konsey başkanı oldum ve o zamandan beri birilerine hizmet vermek, etkinlikler yapabilmek düzenlemek birlikteliği sağlamak hep içimde vardı. Lisede kararım hep belediye başkanlığı yönündeydi. Toplumun yanında kendimi hep bir kurumun başında görmek isterdim. Bu yüzden hocalarım da hep liderlik vasfım olduğu için beni yönlendirirlerdi. Üniversite de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi’ni tercih ettim. 1998 yılında Girne Belediye Başkanlığı’na aday olacağımı söylerdim ve 2010 yılında bağımsız aday oldum. Çünkü hiçbir partiye üye değildim, ilk üye olduğum parti TDP’dir. Örnek aldığım siyasetçi de hep Ziya Rızkı olmuştur. Hem belediyecilik de hem de ülkenin genel siyasetindeki o toplumsal birlikteliği sağlaycığı, toplumun her kemsinden kendisini sever olmasını bilerek büyüdüm. Neden Ziya Rızkılar olmasın diye düşümdüm ve siyaset bilimini okudum. Uluslar arası İlişkileri üzerine de eğitim aldım. Gidip başka ülkelerde yerel yönetimler üzerine araştırmalar yaptım. Belediye seçimlerden sonra aldığım oy oranıyla herkes milletvekili seçimlerini kazanabileceğimi söyledi ancak bağımsız kalamayacağımı ve kendime bir parti seçmem zorunda olduklarını söyledi. Herkes yapabileceğime inandı, birkaç partiden de teklifler aldım. Ben kendime en yakın ve doğru olanı TDP’de gördüm. TDP’deki yetkililerle görüştüm ve bana sahip çıktılar. Çünkü belediye seçimlerinden sonra siyasi anlamda bazı sıkıntılar yaşadım. Yaşımın genç olması, bağımsız olarak seçime girmemden dolayı çok hakaretler duydum. Aynı olayları bu seçimde de yaşadık. Barajı aşamayacağımız, Girne’de zayıf olduğumuzu iddia ettiler. Bu seçimde en yakın arkadaşlarım aranarak, barajı aşamayacağımı bu nedenle oyunu yakması için insanları etkilemeye çalıştılar. Bazıları buna inandı yetişmeye çalıştıklarımızı da engelledik. Toplumun artık uyanma zamanı geldi. Tüm irade kırmalarına rağmen bir kısım iradesini gösterebildi. Bu nedenle bu parti Girne’de şuan milletvekili çıkardı. İnsanlar kanmasaydı Girne’den ikinci vekili de çıkarırdık. Milletvekilliği de belediye seçimlerinden sonra partiye girmemle oluştu. İki yıl ilçe başkanlığım oldu ve ardından milletvekili adayı oldum.
“Toplum için bir şeylerin doğru yapılmasını isterim”
• YENİDÜZEN: Toplumda genç adayların seçimi kazanması mutlulukla karşılandı. Siz bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
• ÇELER: Seçimi kazanan genç arkadaşların birçoğu iş yapabilecek, işin ehli olan kişilerdir. Bizde de parti disiplini var ve doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilecek kadar rahat bir partiyiz. Meclisteki diğer arkadaşlar da inanırım ki parti disiplini denilen statükoyu beyinlerinde aşarlar. Bunu aşarak Mecliste alınacak kararlarda parti disiplini adı altında kendilerini sineye çekmezlerse çok güzel işler yapacağımıza inanırım. Hükümette olur ya da olmayız ben her türlü komitede her türlü çalışma da orada olmayı istiyorum. Meclise haftanın 2 günü değil haftanın 7 günü gitmeye hazırım. Sonuçta bu bize verilen görevdir ve bunun karşılığını halkın verdiği vergilerden alnımızın teriyle alacağız. Bir devlet memuru işçisi gibi orada görev yapmaya hazırım ve umarım diğer arkadaşlarda bunu bu şekilde görür ve göreceklerine de inanıyorum. Yanlış ise hep birlikte yanlış demeyi doğruysa da hep birlikte doğru deyip halkın yararına olduğunu ispatlayarak yapılmasına her zaman evet oyumu vereceğim. Diğer arkadaşlarla birlikte çalışmayı, konsensusu kavga ve inat etmeden, parti disiplini uğruna değil bu ülkedeki gelecek nesilleri ve şuan var olan nesillerin önünü açabilmek adına bir şeylerin doğru yapılmasını isterim
• YENİDÜZEN: Milletvekilliğine aday olduğunuz ve seçimi kazandıktan sonra vatandaşlardan ya da yakın çevrenizden nasıl tepkiler aldınız?
• ÇELER: Telefonlar durmadı, internet paylaşım sitesinde duvarıma yazılan yazılarda olumlu şeyler aldım. Çok sağ olsunlar televizyonlarda da TDP olarak Girne’yi çok övdüler. Hatta zaferi bize bahşettiler. Hiç beklenmezdi, beklenmeyi başardılar dediler. Tüm ilçelerde partimizin en yüksek oyunu Girne’den çıkardık. Hiçbirimiz daha önce milletvekilliği yapmadık. Adayların tam anlamıyla hiçbir siyasi geçmişi yoktu. Kendi çabalarımızla çok düşük maddi olanaklarla çalışmaları yaptık. Biz çok inandık ve daha da başarılı olacağımıza inanırdık ama bazı olumsuzluklarla karşılaştık. Ama yine de başarabildiğimizi gösterdik.
“İnsanlar Meclisteki ‘öcü’yü bilecekler”
• YENİDÜZEN: Genç bir vekil olarak hedefleriniz nelerdir?
• ÇELER: Şuanda halkın beklentisi var. Ben Mecliste yeni arkadaşlarımızla birlikte halkın refahı için gerekeni yapmaya hazır olduğumuzu söyledim. Artık bu ülke şeffaflaşması gerekir. Gerçekten neyin ne olacağını halkın bilmesi gerekir. Meclis içerisindeki o ‘öcü’ ne ise insanlar bu ‘öcü’yü bilecekler. Ve artık herkes neyin ne olduğunu bilsin. Bir meclis toplantısında bir yasanın geçirilmesi veya geçirilmesi aşamasında halkın önüne çıktığımızda ne konuşacağımızı bilmemiz gerekir. Kelimeleri ağzımızda yuvarlamamak adına artık her şeyi apaçık ve net ortada olması gerekir. Hesap sorulacaksa sorulacak! Neden sorulmadığını da halk bilecek. Biri birinin arkasını koruyacak diye hesap sormamazlık edecekseler bunu halk bilecek. Ya da birileri Mecliste baskı uyguluyorsa ‘böyle değil böyle olacak’ diyorsa halk bunu da bilecek. Artık meclise girdikten sonra öcümü vardı ne vardı göreceğiz
• YENİDÜZEN: CTP-BG 21 milletvekiliyle Meclise en fazla vekil gönderen parti oldu. UBP 14, DP-UG 12 ve TDP 3 vekil Meclise gönderdi. Bu durumu değerlendirecek olursak koalisyon konusuna nasıl bakıyorsunuz?
• ÇELER: Şuanda mecburen bir koalisyon kurulacak. Henüz partiyle bir değerlendirme yapmadık. Benim şahsi görüşüm şuan ki CTP-BG, DP-UG ve TDP koalisyonu bile işini gerçekten en iyi olmasa bile iyi şekilde götürüyor. Halkın da beğeni ve hoşgörüsünü kazandı. Bu tarz bir koalisyon hatta bunun devamı bile halkın hoşuna gidecektir. Bir kesim vardır hala daha Teknokratlığın ne olduğunu bilmemiş, kabullenememiş olan. ‘Benim seçmediğim adamı bakan oldu’ diyen kesimler var. Ama önemli olan o teknokrat bakanların işini doğru yapmasıdır. Onlar işini doğru yapsın da o kesimdeki insanlar öyle desin. Bir şekilde biz onlara anlatacağız ve göstereceğiz. Yapabilecek daha çok şey var. Çünkü seçim yasakları süresinde bile 10 tane bakanımız, övünmek gibi olacak ama bizim üç tane bakanımız sanırım en popüler bakanlar oldu. İşini yapabileceği en sınır noktasına kadar yaptılar. Eğitim Bakanımızın okullarda yapılandırmaların yeniden başlaması adına şunda çalışmalar başladı. şimdiden okullardaki tamiratlar başladı, hız verildi. Bir bilinçlik vardır çünkü eğitim bakanı eğitimci bir kişidir. Turizm Bakanı’nın çevre ve turizm için yaptıkları ortada. Şimdiye kadar turizm bakanı sadece turizmle ilgilendi. Çevreyle ilgili bugüne kadar gerçek anlamda hiçbir şey duymadık. Yaşanan felaketler oldu o felaketlere anında müdahale için ne gerekiyorsa bakanımız yaptı. Tüm gerekli birimlerin çağrılması ve hesaplarının sorulması konusunda halen uğraşır. Bunlar önümüzden varken gerçek anlamda ülkenin refahı istiyorsak bu üçlü koalisyonun neden devamını getirmeyelim? CTP 21 milletvekili çıkardı DP 12 biz halen daha 3’teyiz ama gelin görün ki halkın refahını sağlayabilecek kişiler partilere bakılmaksızın bakanlıklara teknokrat olarak atanırsalar neden olmasın. Partiler haklıdır particilik için ‘ben bakanlıkları kimseye vermem, böyle yapacağım istihdamlar vardır, maddi olanaklar vardır’. Eğer bunları göz edecekseler bizi koalisyona almayacaklardır. Çünkü başarılı arkadaşlarımız vardır. ‘Ama hayır ülkemin geleceği için 21 milletvekilim bile olsa da ben TDP’de yararlı arkadaşlarımız vardır, TDP’yi de koalisyona alalım. Hem Anayasa değişikliğini hem Seçim ve Halk Oylaması Yasası ve Partiler Yasası değişikliği transferleri engellemek adına biz daha güçlü bir hükümet olur. İki soldan bir de merkez sağdan birileri olmasına neden olmasın’ derlerse inanırım ki çok güzel bir koalisyon olacak. Ve 5 yılını tamamlayıp halka daha da bilinçlendirerek bir sonraki dönemde belki de daha iyi bir sonuçla hepimizi bir araya getirecek bir seçim daha yaşayabiliriz