Ülke genelinde 28 belediyemiz var. Her belediye tek bir tanesine sahip çıksa, harika bir teşvik olur!
‘Konu ne’ diyeceksiniz…
Konumuz gençler.
Yok, gençlerin belediyelere istihdamı değil önereceğim. O işler zor. Zaten belediyeler sıkıntılı. Birçoğu batık. Özellikle de aşırı istihdam yapanlar.
Neyse, zaten konumuz istihdam değil.
* * *
Dün Kızılbaş Kilisesi'ndeki Gençlik Merkezi'nde son derece keyifli bir yarışma ve sergi vardı.
Kıbrıs Türk Eğitim Vakfı'nın bu yıl 3'üncüsünü düzenlediği 'Okullararası Atık Malzemelerden Heykel Yarışması'nda birbirinden enteresan eserler vardı.
İlkokul ve lise öğrencileri, öğretmenlerinin yol göstericiliğinde yaratıcılıklarını sergilediler.
Ekip çalışmasının zor olduğu, iki kişinin bir araya gelip bir işi birlikte kotaramadığı gerçeğimize rağmen 'ekip çalışması' yapmayı başararak üstelik...
* * *
Çocuklar ve gençler heykel yaptılar. Hem de atıklardan. Hani yollarda-sokaklarda, refüjlerde-piknik alanlarında, denizlerde-derelerde tonlarcası biriken, doğal yaşamı yok olma noktasına getiren çöpler var ya?
Gazete kağıtları, pet şişeler, lastikler, eski eşyalar, cihazlar...
Hatta modası geçmiş bilgisayarlar bile vardı heykel malzemeleri arasında...
* * *
Bazısı atıklardan 'zeytin ağacı' yaptı, kimi 'üç maymun'un heykelini dikti, diğeri 'sarışın kız'ı modelledi.
Gençlerle ve öğretmenleriyle sohbet ede ede dolaşırken heykeller arasında, ellerinde kağıt-kalem, projelere 'not' veren ekip de dikkatle inceliyordu bütün eserleri...
Bu bir 'yarışma'ydı, ancak kazanmaktan öte, 'çöpten sanat eseri' çıkarmak başlı başına bir başarıydı zaten...
Çarpık ve amaçsız eğitim sisteminin sınavlarla perişan ettiği çocuklar ve gençler için bir 'nefes'ti belki el sanatıyla uğraşmak.
* * *
"Keşke" diye konuştuk, genç beyinlerin yarattığı eserlere bakarken.
"Keşke belediyeler bu gençlerin eserlerini değerlendirse..."
Tam 28 belediyemiz var.
Her belediye bir eseri alsa...
Kent ya da köy meydanlarında, parklarında sergilese...
Altlarına da bu çocukların isimlerini, okullarını yazsa...
Ne güzel teşvik olur, değil mi?
Para mara da istemez sanırım kimse...
Üstelik 'atık ürünü' heykeller, bütün köy ve kentlerimizin en önemli sorununa, yani çevre kirliliğine ve geri dönüşüme dikkat çekmesi bakımından da biçilmiş kaftan değil mi?