“Üreten Gençler” şölenine gittim, hafta sonu…
Şölen diyorum çünkü benim için öyleydi.
Gençlik Merkezi harika bir organizasyona imza attı, içimizden bir nehir aktı, memlekete doğru, umutlandık.
Kimi ahşap kimi seramikle üretiyor gençler… Kimi taş, kimi cam…
Hani derler ya “ekmeğini taştan çıkartmak” yalan değilmiş…
Bu gençliğe dünyanın kapılarını açmak gerekiyor.
Eşiklik ve adaletle geleceği görmek istiyorlar.
Bir de destek…
***
Ülkemizde gelecek güvencesine sahip olmak isterseniz “memuriyet” dışında şansınız yoktur.
Kamuya girmek “garanti bir iş garanti bir maaş” demektir.
Bir de rahatlık.
Böyle görülür.
Böyle algılanır.
Böyle anlatılır.
***
Üç boyutlu printer üreten genç heyecanla projesini anlatıyor.
“O ne” diyeceksiniz.
Printer ya da yazıcıdan kağıda basılmış şiir çıkmıyor.
Örneğin “koruyucu maske” basıyor, plastiği eriterek ve işleyerek…
Nejdet Sarıkaya üreten gençlerden sadece biri…
Heyecanı gözlerine yansıyor.
***
Sevgili Berke Dağlı’nın öyküsünü okuyorum, Yenidüzen’de…
Hani bizim mahallenin çocuğu diye ayrıca gururlanıyorum.
Mağusa surlariçinde sandüviççi dükkanı açtı.
“Şu an yaşadıklarım bitirdiğim tüm okullardan daha fazla ders veriyor” sözleri nasıl da saplanıyor yüreğime…
Hep özel okullarda eğitim gördü.
Norveç'te işletme üzerine yükseköğrenimini tamamladı.
Şimdi de yüksek lisans yapıyor.
Esnaflıkla övünüyor.
***
Üretmeliyiz.
Hem sokakta üretmeliyiz, hem de siyasette…
Üretmeliyiz.
Yeniden sahip çıkmalıyız mesleklerimize…
Eski ve köhne anlayışları yıkmamız gerekiyor.
Alın terimizle sahip çıkmalıyız ülkemize…