Gençlere güvenmek

Farklı bir gün yaşadım dün… Lefkoşa Türk Lisesi’nde öğrencilere dönük “mesleki tanıtım” etkinliği vardı. Daha önce de birkaç kez bu tür organizasyonlara katılmıştım. Okul öğrencileri farklı mesleklere mensup konukların standına g

 

 

Farklı bir gün yaşadım dün…

Lefkoşa Türk Lisesi’nde öğrencilere dönük “mesleki tanıtım” etkinliği vardı. Daha önce de birkaç kez bu tür organizasyonlara katılmıştım.

Okul öğrencileri farklı mesleklere mensup konukların standına giderek sorular soruyor, bilgiler alıyor, yüksek öğrenim dönemine yaklaşırken kafalarını karıştıran sorulara cevaplar arıyor.

Gençlerin ilgi duydukları branşlarda çalışan ve deneyim kazanmış insanlarla kısa süreli de olsa diyalog kurabilmesine yarayan bu tür etkinliklerden hep keyif alırım.

Orta eğitimin sonlarına yaklaşan gençlerin ruh halini ve eğilimlerini gözlemlemeye çalışır, aslında onlardan birçok şey öğrenirim.

Dün de böyle oldu…

**

“Gazetecilik” konusunda bir sürü soruya muhatap oldum dün…

Daha önceki benzer etkinliklerden daha fazla bir ilgi vardı bizim mesleğe…

Benim için asıl sürpriz ise gazeteciliğe merak duyduğunu söyleyen gençlerin önemli bir kısmının toplumsal olaylara duyarlılığıydı.

Gençlerle ilgili toplumsal algının genelde yanlış olduğunu sık olmasa da fark edebiliyorum.

‘Büyüklerin’ gençlere yaklaşımı, onları anlamak ve tanımak yerine önyargılara dayanıyor galiba!..

“Gençler apolitiktir… Hiçbir konuya duyarlılıkları yoktur… Süslenip gezmekten başka iş bilmezler… Memlekete duyarsızdırlar… Zaten sigara, alkol, uyuşturucu kullanımı gençler arasında giderek yükseliyor…”

Gerçek durum böyle midir hakikaten?

**

Dünkü etkinlikte LTL öğrencilerinden çok güzel sözler duydum ve mutlu oldum.

 “Sosyal olayları izliyorum, eleştirel yazıları okuyorum ve ben de toplum için bir şeyler yapmak istiyorum” diyen, bunu söylerken gözleri ışıl ışıl parlayan gençler vardı karşımda!..

Gazete okumayan, memleketten bihaber olanlar da vardı aralarında elbette…

Ama sürpriz olan bu kategoridekiler değil, diğerleri:

Nedenini merak edenler, toplumu bir aynanın önüne koyup bakabilirler.

Cevap oradadır.

**

Toplumsal değerlerin yozlaştığı, insan ilişkilerinin giderek bencilleştiği, kimsenin bir diğerine güven duymadığı, sosyal-siyasal-ekonomik nedenlerle umudun dibe vurduğu bir dönemde gençler “en büyük umut ışığı” olmaya devam ediyor.

Hepsinde gelecekle ilgili kaygılar var elbette…

Ergenlik döneminin getirdiği fizyolojik ve psikolojik sorunların yanı sıra, toplumun yaşamakta olduğu büyük travmayı da sırtlanmak durumunda olan bu genç insanlar en fazla “Bu meslekte iş bulabilir miyim?” diye soruyorlar haliyle…

Hangi meslekte iş kaldı ki?

Bunun da farkındalar…

“Sevdiğim işi yapmak istiyorum ama annem kabul etmiyor. Daha kolay bir meslek seçmemi istiyor” diyor bir genç kız…

Kolay iş!..

Ya da işin kolayı!..

‘Büyükler’in gençlere gösterdiği yol bu olmamalı…

‘Meslek aşkı’, ‘idealistlik’, ‘topluma ve insanlığa hizmet’ gibi kavramları biz öğretemesek de, gençler kendileri buluyorlar.

Umut tam da burada işte!..

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri