Dila ŞİMŞEK
Mimarlık öğrencisi Enes Obuz, Toplumsal Gelişim Hareketi kurucu üyeliğini, projelerini ve ideallerini anlatıyor. Gençlerin ülkeyi ‘terk etmemesini’ istediğini ve bu düşünce ile derneklerde yer aldığını kaydediyor.
Mağusa’daki Plus One Kafe’nin işletmeciliğini üstlenen Obuz, oldukça aktif bir çalışma hayatına sahip…
“Her şeyi babamdan öğrendim…”
Babasının pide fırını olduğunu dile getiren Obuz, esnaf çocuğu olarak büyümenin ona ticaret ve insan ilişkileri konusunda güzel dersler verdiğini söylüyor. “Her şeyi babamdan öğrendim, en büyük ustam o… Küçük yaşlardan beri birçok örgüt, dernek ve projede yer aldığım için okulun yanı sıra ‘hayattan’ öğrendim” diyor.
Mimarlık eğitiminin ‘kutsal’ olduğunu belirten Obuz, “Sadece bina tasarlamanın yanı sıra, hayata başka bir açıdan bakıyorsunuz. Hayatınızı yeniden şekillendirebilme vizyonu da katıyor size. Bu sebeple mimarlık eğitimi almaktan çok mutluyum ve bu eğitimi hayatımın her alanında kullanacağım” diye devam ediyor.
“Mağusa’nın merkezi ile merkezi dışında kalan bölgelerin entegresini hızlandırmayı da amaçlıyoruz”
Çok kısa zaman önce Cura Ltd.’de yönetici pozisyonunda işe başladığını da dile getiren Obuz, “Hayata atacağım ilk adımda, birçok sosyal projede birlikte bulunmuş olduğum, Maraş’a olan katkılarıyla tanınan ustam Bekir Cura’nın yanına gittim ve o da bana iş teklifinde bulundu…” diyor.
Obuz, önceden Maraş Derneği’nin yöneticiliğini yaptığını ifade ederek şimdilerde ise Toplumsal Gelişim Hareketi’nin (TOGEH) kurucu üyesi ve genel koordinatörü olduğunu kaydediyor. “TOGEH, Mağusa kentinin geleceği için inisiyatif olarak birlikte hareket eden bir grup insanın bir araya gelmesi, ülke gelişimi adına çalışmalarda bulunması için oluşturuldu… Hepimiz elimizi taşın altına koyarak, Mağusa’nın gelişmesini amaçlıyoruz. Unutulmaya yüz tutmuş Kaleiçi’ni canlandırmak için, Plus One Kafe’nin işletmeciliğini üstlendim. Binamızın restorasyonunu ve tasarımını ben yaptım. Hem Kaleiçinin tarihini yaşatmak, hem de özel gereksinimli kişilerin gelip çalışabileceği, zaman geçirebileceği bir buluşma noktası yaratmak istedik” şeklinde konuşuyor.
TOGEH’in, sadece şikayet etmek yerine akılcı çözümlerle önerilerde bulunduğunu söyleyen Obuz, “Mağusa’nın merkezi ile merkezi dışında kalan bölgelerin entegresini hızlandırmayı da amaçlıyoruz” diye konuşuyor.
“Gençlerin göç etmemesini, burada kalabilmesini istiyorum”
Obuz sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu hayattaki en büyük isteğim kendi emeklerimle bu ülkede yaşamak. Birilerinin yardımıyla değil, eşitçe ve adaletli bir şekilde yaşamak… Herkes okulunu bitirip bu ülkeden ‘kaçmak’ istiyor. Çünkü, ‘buradan bir şey olmaz’ algısı var. Ben ve benim gibi düşünen birçok genç, bu algıyı yıkmak adına hem kendimiz hem de yaşadığımız yere sahip çıkmak adına başarılı olmaya çalışıyoruz. En büyük isteğim, bu ülkenin başarılı bireylerinin gelecek nesiller sahip çıkmasıdır. Bizim için özgüvenimizi arttırıcı en önemli şey de adaletin savunulmasıdır. Eşit eğitim, eşit iş imkanı, özgürce hareket edebilme ve adilce yaşamayı, ‘torpilsiz’ bir ülkede bulunmayı istiyorum. Gençlerin göç etmemesini, burada kalabilmesini istiyorum…”