Siyasette "tadında bırakmak” önemlidir.
Ve erdem ister gitmesini bilmek.
Bilinç ister.
“Meslek” değil bu “hizmet”tir.
İdeallerle yürürseniz yol uzun, yolculuk anlamlı, yoldaşlık güçlüdür.
Ve hayat eninde sonunda yeniler kendini...
***
Her üçü de Başbakanlık yapmış isimler.
“Bu dönemde aday değiliz” dediler...
Hele yeni seçim sisteminde, her üç ismin ülke genelinde oy alarak seçilme şansı oldukça yüksekti.
***
Başbakanlık dönemlerini, bakanlık vizyonlarını, parti başkanlıklarını, yönetim tarzlarını beğenir ya da beğenmezsiniz....
Çok övdük, çok da yerdik doğrusu.
Ama…
Üç isim için de “kirlidir” denmedi.
Yurdumda siyasete dair en önemli meziyettir, masumiyet.
Ve onlar okuyan, araştıran, yazan, sorgulayan, bilginin peşine düşen, örgütleyen, emeğini acımayan, çalışan siyasetçilerdi.
***
Çoğu "sandıkta mahkum olacağı güne kadar" direnir koltukta.
Kendini de rezil eder, oturduğu makamı da.
Farklı görevler için söylüyorum bunu…
Milletvekili ya da parti başkanı...
Belediye başkanı ya da sendikacı...
Çok gördük… Görüyoruz daha...
***
“Eskiye alternatif diye ortaya çıkan kimi siyasi akımlar ve eğilimler maalesef eskinin metotlarını yeni diye devam ettirmektedir” sözünü not ettim, Soyer’in…
“Yeni ufuklar ve yeni hedeflere hep birlikte koşarken, yeni arkadaşlara da fırsat verilmesi gerektiğine inanıyorum” sözü önemliydi, Yorgancoğlu’nun…
Ve her üç ismin de kararları önemliydi.
Unutmamak gerekir ki, aslında bu yolu açanlardan biri de, parti başkanlığını genç ve yeni bir isme bırakan Mehmet Ali Talat oldu.
***
Çok fazla mı “güzelleme” oldu bu yazı?
Olsun!
Siyasi hırs, kibir ve entrikanın fazlaca köpürdüğü bir zamanda, bu tavırlarıyla saygıyı hak ettiler.
Emeklerine, yüreklerine sağlık...
Umarız yeni gelenler, aratmaz gidenleri...
Ve unutulmasın, illaki makam gerekmiyor, mücadeleye devam etmek için...