Başkentin köklü takımı Gençlik Gücü’nde ne yazık ki, aynı senaryo oynanıyor. Her iki yılda bir, bir üst lige yükselen Gençik Gücü, aynı şekilde bir-iki yıl içerisinde gerisin geriye alt lige dönüyor.
Böylece, “Asansör takım” nitelemesini adeta bir marka gibi taşıma başarısını gösteren yeşil-beyazlılar, bu sezon da vizyona konan aynı film ile yeniden bir alt kümeye ( K-PET Birinci Ligi) doğru hızla yol almaya devam ediyor.
İşte, bu çerçevede dün, Atatürk Stadı’nda oynanan Gençlik Gücü-Lefke karşılaşması doksan dakika sonunda 8-1 gibi tarihi bir sonuçla Gençlik Gücü aleyhine sonuçlanırken, yeşil-beyazlıların geriye dönüşü hızlanmış oldu.
Aslında, bu maç oynandığı sırada karşılaşma hakkında sohbet ettiğim spor yazarı arkadaşlarım Hasan Ecer ve Eren Şişik ile maçın teknik analizinden çok, Gençlik Gücü’nün kaçınılmaz sonunu, Lefke’nin ise, o büyük çıkışının ardından tam zirveyi yakalamak üzereyken, kaçırdığı müthiş çıkışı tahlil etme konusunda konsensusa vardık.
Evet, Gençlik Gücü’nü seven bir avuç taraftar ile üyenin ne camiadan, ne de devletten hiçbir destek görmeden inatla ayakta kalma ve kulübe sahip çıkma kavgasını hayranlıkla izliyorum.
Ne var ki, bu büyük ve köklü camiada bu kişilerinde direnci sona ermek üzere. Her ne kadar da, sonuna kadar mücadele etme kararlılığında olan bu bir avuç yönetici ve futbolcuların gücü buraya kadarmış.
Bu saatten sonra, Gençlik Gücü camiası kendisini bir alt lige doğru hazırlamak durumunda. Nedir bu hazırlık? Bir alt kümeye düşülür; sonra birileri çıkar kulübü ayakta tutmak adına yeniden kısır döngü devreye girecek ve bir üst lige çıkma hazırlıkları başlayacak. Bu mücadele sonunda, Gençlik Gücü belki yeniden bir üst lige dönecektir.
Ama, Gençlik Gücü ve Gençlik Gücü gibi ekonomik yönden iflas etmiş kulüpler şapkayı bir kez daha önlerine almak durumundadırlar. Her ne kadar da köklü bir çözüm olmamasına rağmen, bu tür camiaların birleşmesi bir süre daha bu camiaların soluk almasını sağlayacaktır.
Dünyadan dışlanan futbolmuzda, daha fazla bir şey beklemek saflık olur diye düşünüyorum. Bu bağlamda, KTFF-KOP görüşmeleri sonunda KOP-FIFA üzerinden dünyaya açılmamız Kıbrıs Türk futbolunun bir kurtuluşu olacaktır.
Gençlik Gücü’nün bu acı veren analizinin ardından dün, sekiz golle Gençlik Gücü’nü bozguna uğratan Lefke’ye gelince.
Son yıllarda, bir çıkış arayışı içerisinde olan Lefke, 40 yıllık bir başarıyı yakalamak için verdiği mücadelede, bu sezon başında yaşadığı müthiş çıkış ile aslında olumlu sinyaller vermişti. Ta ki, deplasmanda 1-0 yenildikleri MTG ve sahalarında Ecvet Kanatlı’nın kendilerini durdurduğu Hamitköy maçına kadar.
Bu maçlarda, kaybedilen puanların ardından dün, farklı Gençlik Gücü galibiyeti Lefke için çok da anlam ifade etmedi diye düşünüyorum.
Zirvedeki takımların puan yitirmesi beklentisi içerisinde olan Lefke artık kazanmaya devam etmeli ve bu beklentinin gerçeğe dönmesi için dua etmelidir.
Maçın hakemleri mi? Sahada hakemleri zorlamayan öylesine bir maç vardı ki, karşılaşma hakemlik olmadan çıktı. Bu trio belki de en rahat maçlarını oynattı.