Devlet kendi himayesi altında olan 'gençlik' örgütleri ya da 'Halk Dansları Toplulukları’nı desteklerken, "sivil toplum"daki gençler, sanki bir başka ülkenin insanı gibi "kaderleriyle baş başa" kalıyor!
GENÇLİKTE 'AYIRIM' İSYANI…
Binlerce genci bünyesinde barındıran kültür sanat derneklerinin yöneticileri “Böyle gençlik politikası olmaz” diyerek, ülke gençliğinin "devlete ait ve devlete ait olmayan" şeklinde ayrıldığı noktasında birleşti.
HAS-DER Başkanı Ali Nebih: En geniş kitleye ve üye sayısına sahip kuruluşlar dernekler olmasına rağmen, son 2 yıldır sürekli olarak dışlanıyorlar. Gençler arasında adil bir paylaşımdan söz edilebilmesi için öncelikle adil bir düzen olmalıdır
FOLK-DER Başkanı Ali Katipoğlu: Eğer siz Gençlik Dairesi'ne doğrudan bağlı çalışıyorsanız, devlet sizi kucaklıyor; eğer sivil toplum örgütlerinde çalışma yapıyorsanız ise dışlıyor. Bu bir ayırımdır. Bu ayırım insan haklarına da, evrensel değerlere de anayasaya da aykırıdır
Binlerce genci bünyesinde barındıran kültür sanat derneklerinin yöneticileri “Böyle gençlik politikası olmaz” diyerek, ülke gençliğinin "devlete ait ve devlete ait olmayan" şeklinde ayrıldığı noktasında birleşti.
Gençlik Dairesi’ne bağlı Gençlik Merkezleri ve Kültür Dairesi’ne bağlı Devlet Halk Dansları Toplulukları dışında faaliyet gösteren sivil dernek yöneticileri, devletten katkı alamadıklarından yakındı.
Devlete bağlı ekipler ile sivil örgütler arasında büyük bir ayırım yapıldığını vurgulayan dernek başkanları, farklı genç grupların aynı şartlarda faaliyet göstermediğini, “adil paylaşım için adil bir düzen” olması gerektiğine de dikkat çekti.
Yurt dışında büyük başarılara imza atarak, Kıbrıs Türk Kültürü’nü yaşattıklarını kaydeden yöneticiler, yapılan harcamaların devlet tarafından karşılanmadığını, hak ettikleri değeri hiçbir şekilde alamadıklarını vurguladı.
Dünya ülkelerinde devlete ait halk dansları toplulukları olmadığını vurgulayan sivil halk dansları toplulukları, Kuzey Kıbrıs’ta bu anlayışın artık kalkması ve profesyonel kadrolar ile bu işin yürütülmesi gerektiğini dile getirdi.
HAS-DER BAŞKANI ALİ NEBİH
Nebih: “Devlet sivil derneklere ambargo uyguluyor”
HAS-DER Başkanı Ali Nebih, bugün ülkede halk dansları çalışmalarına bakıldığında, bu çalışmaların Halk Dansları Federasyonu ve bağlı Dernekler, Belediye ekipleri, Gençlik Dairesi’ne bağlı Gençlik Merkezleri, Kültür Dairesi’ne bağlı Devlet Halk Dansları Topluluğu ve okullardaki kol faaliyetleri olarak yürütülmekte olduğunu belirtti. Bu yapı içerisinde en geniş kitleye ve üye sayısına sahip kuruluşlar derneklerin olmasına rağmen, son 2 yıldır sürekli olarak dışlanan ve devlet tarafından ambargo uygulanan kuruluşlar haline geldiklerini aktaran Nebih, “her türlü ambargo bir insanlık ayıbı ise ki öyledir; bu ayıp Gençlik ve Kültür Dairelerimiz tarafından iki yıldır derneklere karşı işlenmektedir” dedi. Ali Nebih, Gençlik Merkezlerine devam eden gençlere her türlü maddi imkan tanınırken, derneklere devam eden gençlere hiçbir katkı yapılmamakta olduğunu anlatarak, bu dışlanmışlık içerisinde ağırlıklı olarak Gençlik Dairesine bağlı olanlar ve olmayanlar diye bir ayırım yapılmakta olduğunu dile getirdi.
“DEVLETE AİT OLANLAR…”
Son günlerde “Devlete ait olanlar” konusunda bir ilginçlik daha yaşanmakta olduğuna değinen Ali Nebih, “festival dönüşü gazetelerde Gençlik Dairesi tarafından geçilen haberlerde ‘xxx. Gençlik Merkezi Devlet Halk Dansları Topluluğu’ diye ibareler yer almaktadır. Oysa ülkemizdeki yasal mevzuat Gençlik Dairesi’ne böyle bir yetki vermemektedir” şeklinde konuştu.
Nebih, geçmişte Sosyalist Blok ülkelerinde tamamen profesyonel kadrolarla gelişen, Devlet Halk Dansları Topluluğu olgusunun, Türkiye’de de profesyonel kadrolar ile yürütülmekte olduğunu, bugün birçok yerde terk edilen bu anlayışın ülkemizde halen Kültür Dairesi’ne amatör dansçılarla Devlet Halk Dansları Topluluğu kurma yetkisi verilerek uygulanmakta olduğunu belirtti.
“DEVLET HALK DANSLARI TOPLULUĞU İÇİN YASAL DÜZENLEME YAPILMALI”
Ali Nebih şöyle devam etti: “Gençlik Dairesine bağlı Gençlik merkezlerinin genç veya çocuklardan oluşan, amatör, yetenek ve becerileri tartışmaya açık dansçılarını ‘Devlet Halk Dansları Topluluğu’ olarak lanse etmek devletimizin prestijine düşürülen en büyük ayıptır ve bu ayıp da maalesef Gençlik Dairemiz tarafından işlenmektedir. Ülkemizde gerçekten bir “Devlet Halk Dansları Topluluğu’na” ihtiyaç varsa bu yönde yasal bir düzenleme yapılarak profesyonel kadrolar (dansçı , müzisyen , koreograf , yönetmen) istihdam edilmeli ve elit bir ekip kurulmalıdır. Bugünkü yapı ile Gençlik Merkezlerine bağlı her halk dansları gurubuna ‘Devlet Halk Dansları Topluluğu’ yakıştırması yaparak KKTC Devletine karşı işlenen ayıba ve suça derhal son verilmelidir.”
“ADİL PAYLAŞIM İÇİN ADİL BİR DÜZEN OLMALI”
gerektiğine vurgu yapan Ali Nebih, şuanda içinden geçtiğimiz dönemde yaşanan tüm çarpık ilişkilerin halk dansları alanında da kendini göstermekte olduğunu söyledi. Nebih, bu alanda dünyada uluslar arası boyutta CIOFF ve IOV gibi iki büyük kuruluş olduğunu, bunların her yıl kongre ve toplantılarının yapıldığını aktararak, Has-Der olarak bu organizasyonlara üyelikleri olduğunu ve Kıbrıs Türk kültürünün tanıtılması açısından çok önemli olduğuna dikkat çekti.
Ali Nebih: “CIOFF toplantılarına katılacak olanların tüm harcamaları ve harcırahları devlet tarafından karşılanırken IOV toplantılarına hiçbir katkı yapılmaması mı adalet ? Benzer uluslararası festivallere katılan gençlerden Gençlik Merkezlerine devam edenlerin tüm harcamaları devlet tarafından karşılanırken derneklere devam eden gençlere hiçbir katkı yapılmaması mı adalet ? 20 yıldır devletin ve belediyenin imkanları ile her yıl katıldığı ve geleneksel olarak birinci geldiği Samsun Festivalinde yine birinci geldi diye takdir edilen ödüllendirilen Belediye ekibi ve randevu taleplerine cevap dahi alamayan dernek ekiplerine karşı sergilenen davranışlar mı adil ?” şeklinde konuştu.
“DEVLET BUGÜNE KADAR BİR KATKI YAPMADI”
Nebih, bu yıl içerisinde HASDER olarak gerçekleştirdikleri Lefkoşa Gençlik Günleri, İtalya Turnesi, Makedonya Turnesi, Çocuk Şenliği , Masal Anlatma Yarışması, Halkbilimi Dergisi , Kıbrıs Türk Halk Dansları DVD’si ve eğitim faaliyetleri için yaklaşık 120 bin TL’lik bir harcama yapmış olmalarına rağmen, devletten bugüne kadar hiçbir katkı alamadıklarını söyledi. Bu faaliyetler için harcamalar, aidatlar, ailelerin katkıları ve sponsorlar tarafından karşılandığını aktaran Ali Nebih, Kültür Dairesi bütçesi altında yer alan Güzel Sanatlarla ilgili Derneklere Yardım Tüzüğü uyarınca komisyon tarafından İtalya Turnesi için onaylanan ve almaları gereken 7 bin TL’lik katkının ise anlam verilemez bir şekilde geciktirilmekte olduğuna vurgu yaptı.
Folk-Der Başkanı Ali Katipoğlu : “Ülke gençliği bir bütün olmalı”
Lefkoşa Folklor Derneği (FOLK-DER) Başkanı Ali Katipoğlu, ülke gençlerinin bir bütün olması gerektiğini belirterek, eşit şartlarda imkanlara sahip olmalarının önemine dikkat çekti.
Gençlik merkezine bağlı tüm derneklerdeki gençlerin bir kuruş harcamadan yurt dışlarında ülkelerini tanıtabildiklerini aktaran Katipoğlu, “fakat bizim gibi dernekler ancak kendi imkânları ile yurt dışlarına gidebiliyor veya etkinlik düzenleyebiliyor” dedi.
Ali Katipoğlu, şöyle devam etti:
“Kültür Dairesi’nden, Kıbrıs Türk kültür faaliyetlerine ayrılmış 200 bin TL’lik bir bütçe var. Bir yılda bir daireye 130 bin TL ayrılıyorken, tüm kültür örgütlerine ayrılmış bütçe ise 200 bin TL. Kime yeter ki bu bütçe… Bu durumun adil bir şekle dönüştürülmesi gerekiyor. Sivil toplum örgütlerine yapılan katkılar eşit değildir. Bu yıl bizim derneğimiz yurt dışına gitti ve her birimiz 550 Euro ödedi. Bugüne kadar herhangi bir katkı almadık. Kültür Dairesi 200 bin TL yardım yapacak ama ne zaman bilinmiyor?”
Ali Katipoğlu, gençlerin adeta "bizden" ve "bizden olmayan" diye ayırıma tabi tutulduğunu, bunun da siyasi görüşle ya da farklı kamplaşmalarla ilgili olmadığını söyledi.
Katioğlu sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu devlet, sadece kamuya ait kurumlara bağlı çalışanlardan sorumlu değildir, gençlik politikaları tüm gençler için eşit olmalıdır. Eğer siz Gençlik Dairesi'ne doğrudan bağlı çalışıyorsanız, devlet sizi kucaklıyor; eğer sivil toplum örgütlerinde çalışma yapıyorsanız ise dışlıyor. Bu bir ayırımdır. Bu ayırım insan haklarına da, evrensel değerlere de anayasaya da aykırıdır. Tüm gençlerin ayrımsız kucaklanması, imkanların eşit olarak paylaştırılması, üretime bakılması, sivil toplum örgütlerinin çok daha fazla desteklenmesi önemlidir"
Üstün: “Bizim ve üvey çocuğum ayrımı yapılıyor”
OKSAD Halk Dansları Topluluğu Başkanı Hüseyin Üstün ise ülke gençliğinin devlete ait olan ya da olmayan şeklinde kesinlikle ayrıldığına vurgu yaptı. Devletin kendi ekibi olduğunu, bu anlamda devletin sivil toplum örgütleri ile rekabet halinde olmaması gerektiğine değinen Üstün, dolayısıyla devletin kendi ekibini daha çok desteklediğini dile getirdi. Hüseyin üstün, gençler arasında adil bir paylaşım olmadığını, devletin “bunlar ‘bizim’, diğerleri ‘üvey çocuğum’” gibi ayrım yaptığını ifade etti.
OKSAD Başkanı Hüseyin Üstün şöyle konuştu: “Bizim halk dansları ekibimize gelen 1 kişi vardı. Yurt dışı ihtiyaçlarını devletin karşılamamasından dolayı ayrılarak devlete bağlı bir halk dansları ekibine katıldı. Devletten en son katkımızı geçen yıl aldık. Bu yıl için müracaat yaptık ama daha çıkmadı. Devlet yurt dışındaki gösterileri gidip geldikten sonra katkı verir. Yurt dışındaki giderleri verilen katkı karşılamıyor ama yinede bir damla oluyor. Devlet biraz daha katkı yaparsa daha iyi olacak.”
Bıçaklı: “Gençlik Merkezi ve sivil toplum arasında ayırım var”
GÜSAD Halk Dansları Topluluğu Başkanı Ayhan Bıçaklı da, Kültür Dairesi’nden yardım alabilmek için öncelikle bir proje yapılması gerektiğini söyledi. Kültür Dairesi’nin bu projeyi yararlı bulduğu takdirde derneğe yardımda bulunduğunu söyleyen Bıçaklı, Gençlik Merkezi’nin de bire bir derneklere bağlı olduğunu belirtti. Ayhan Bıçaklı şöyle devam etti: “İstenilen katkıyı tam ve eksiksiz karşılar, bu gücü de vardır. GÜSAD olarak biz yaptığımız projelerden yardım aldık ama bu yeterli mi derseniz tabi ki hayır. Ama yinede hiç katkı almadık diyemeyiz. Örneğin 30- 40 bin liralık festival düzenliyoruz ama bunun katkısı bize 5 -10 bin lira olarak geri dönüyor. Bazı dernekler bu durumu çıkar için kullanıp gereksiz ve çıkar için projeler üretebiliyorlar. Bu durum yıllardır böyle sürüyor hiç değişmedi. Gençlik merkezi ve sivil toplum kuruluşundaki derneklerdeki gençler arasında bu şekilde bir ayrım var tabi ki”
Özgü: “Haksız rekabet yaratılıyor”
Gençlik Merkezi eski Başkanı Mustafa Özgü, halk danslarında faaliyet gösteren ülke gençliğinin “devlete ait ya da devlete ait olmayan” şeklinde ayrıldığını dile getirdi. Devlet himayesi altında olan ve sivil toplum örgütlerinin ekipleri olduğunu söyleyen Özgü, Kültür Dairesi’nin ve Gençlik Dairesi’ne bağlı Gençlik Merkezleri olduğunu, bunların devletin kontrolünde olduğunu aktardı. Mustafa Özgü, devletin imkanlarından Kültür Dairesi ve Gençlik Merkezi’ne giden gençlerin yararlandığını, yurt dışı temsili yeti dahil tüm giderlerin devlet tarafından karşılandığını kaydederek, sivil toplum derneklerinde yer alan gençler için bunun haksız rekabeti yarattığını dile getirdi. Sivil toplum derneklerinde oynayan gençlerin aylık aidat verdiğini ve yurt dışı gezilerinde de kendi ceplerinden giderleri karşıladıklarını vurgulayan Özgü, gençler arasında adil bir paylaşım olmayıp, kaynaklarının adaletli olarak dağıtılmasının söz konusu olmadığına dikkat çekti. Gençlik Merkezi eski Başkanı Mustafa Özgü, gelişmiş ülkelerde devletin belirleyici ve kaynak yaratıcı olduğunu, sivil toplum derneklerinin de buna icra ettiğini aktararak, devletin görevinin oynamak değil kaynak yaratmak olduğuna vurgu yaptı. Mustafa Özgü, ülkede her şeyin devlet eliyle yapılmaya çalışıldığı için haksız rekabete neden olduğuna da dikkat çekti.
GENÇLİK ÖRGÜTLERİ NE DEDİ?
Kiracıoğlu: “Yaşam hakkı vermiyor”
CTP Gençlik Kolları Başkanı Haşim Kiracıoğlu, ülkede bir şeyler üretmeye çalışan gençlerin devlet tarafından ayrı tutulmasının adaletli bir yaklaşım olmadığına dikkat çekti. Kiracıoğlu şöyle devam etti: “Gençlik Dairesi Müdürü Gencay Eroğlu, kendi ekiplerinin gerek yurt dışında gerekse kıyafetten diğer tüm ihtiyaçlarını devlet olarak karşılıyor. Ama kendine bağlı olmayanlara deyim yerindeyse yaşam hakkı vermiyor. Devlete bağlı olmayan ve orada örgütlenen dostlar, bir şeyler üretmeye çalışan dostların önüne engel koyuyor. Devletin kendinden olan veya olmayanları adaletsiz bir şekilde ayırması, bu işe gönül veren sivil toplum derneklerini bölmesi gerçekten üzücüdür.”
Rahvancıoğlu: “Demokrasi ve adalet açısından olumsuz”
Baraka Aktivisti Münür Rahvancıoğlu mevcut hükümetin partizanca uygulamalarının sadece kültür dernekleri ya da gençlik örgütlenmelerine değilher alanda uygulamakta olduğunu dile getirdi. Devletin, kendi fikrine kendi partisine yakın olana ayrı muamele, kendinden yana olmayana da ayrı muamele yaptığını aktaran Rahvancıoğlu, yapılan bu ayırımın gençlik açısından bir olumsuzluk olduğunu vurguladı. Münür Rahvancıoğlu, yapılan uygulamanın gençlikten önce ülkede adalet ve demokrasi açısından olumsuz olduğunu aktararak, sivil derneklerde faaliyet gösteren ekiplerin performans ve çalışmalarına göre katkıların yapılması gerektiğini de dile getirdi.
Benzetsel: “Adaletli bir paylaşım yok”
TDP Gençlik Örgütü Başkanı Evrim Benzetsel , gençlerin yoğun olarak yer aldığı gençlik örgütlenmeleri arasında adaletli bir paylaşım olmadığını dile getirdi. Gençlik Dairesi ve Kültür Dairesi’ne bağlı ekiplerin harcamalarını devletin ödediğinin bilindiğini aktaran Benzetsel, ancak Has-Der ve Folk-Der gibi köklü sivil derneklerinin katkı alamadıklarını da bildiklerini söyledi. Sadece bu ekiplerin değil diğer ilçelerde de birçok sivil olan halk dansları ekiplerinin de katkı alamadığını belirten Evrim Benzetsel, “deyim yerindeyse kendi yağlarında kendi ciğerlerini kavuruyorlar” şeklinde konuştu. TDP Gençlik Başkanı, derneğin anlamının devletle bir ilgisi olmayan örgütler olduklarını ancak Kuzey Kıbrıs’ta adalet sistemi olmamasından, sponsor bulunmaması ve sponsor yasası olmamasından dolayı bu derneklerin hükümetten talepte bulunduklarını ifade etti. Evrim Benzetsel, derneklere yapılan katkıların da ne kadar adaletli yapıldığının da önemli olduğuna dikkat çekti.