Kıbrıs sorununu çözecek görüşmelerin masası Güney Kıbrıs’ın faşist ELAM partisinin Güney Kıbrıs meclisinde Enosis odaklı bir girişimi ile sekteye uğramıştı; dün aynı meclis bu kararı etkisizleştirecek bir yeni karar üretti. Şimdi gözler gene görüşme masasına odaklanacak da, liderler masaya odaklanacak mı, ayrı bir konu…
Görüşmelerin yeniden başlaması ve sürdürülmesi, gelecek yıl yapılacak seçimlerde başarılı olmak için Anastasiadis’in bir ihtiyacıdır. Ancak bu ihtiyaç, sorunun kökten çözülmesi ile ilgili değildir; sadece Kıbrıslı Rumların en arsız taleplerinin dahi elde edileceği bir çözüme dair umutların sürdürülmesidir. Görüşmelerin kesildiği dönem içinde, Kıbrıslı Rumların umutlarının devamı için Anastasiadis, Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye’yi masadan kaçmakla suçladı ve bu yönde Kıbrıs içi ve dışı propaganda ve kampanya yaptı; ne Kıbrıslı Türkler, ne de üçüncü taraflar onu sorumluluktan arındırmadı ama… Dolayısıyla, Anastasiadis’in sakin durup, Kıbrıs Türk tarafının hassasiyetine çözüm üretecek olan yeni bir kararı meclisinden DISY marifetiyle geçirilmesine odaklanması gerekiyordu; seçimde başarı için başka kaçarı yoktu; öyle yaptı. Güney Kıbrıs’taki meclisin dün oy çokluğu ile aldığı karar Anastasiadis’e Şubat 2018’de yapılacak seçimlerde hem aday olabilmek, hem de başarabilmek için şans yarattı.
Akıncı koyduğu tepkide ve yaptığı talepte haklı idi… Ancak, Anastasiadis’in “masada Akıncı’yı bekliyorum” stratejisi, Akıncı’nın tavrını sürdürmesini zorlaştırıyordu. Ayrıca, Kıbrıs Rum tarafının, Türkiye’nin 16 Nisan referandumu öncesi Kıbrıs görüşmelerinin sürdürülmesini istemediği, Akıncı’ya bu yönde telkinde bulunduğu ve Akıncı’nın da aslında bu nedenle masayı terk ettiği söylemi Akıncı için her yönüyle rencide edici bir durumdu. Bu nedenlerle, Akıncı masaya gitmek zorunda idi ve bunu da 16 Nisan öncesi yapmak gibi bir zorunlukla da karşı karşıya idi. Güney Kıbrıs meclis kararının dün alınmış olması, ihtiyaten alınmış olan 11 Nisan’da görüşmelere oturmak kararı gerçekleşebilecek.
Dolayısıyla, 11 Nisan’da başlayacak olan görüşmeler, liderlerin kişisel ihtiyaç ve ilgileri ile ilgilidir, Kıbrıs sorununa ‘nihai çözüm’ için ciddi ciddi görüşme yapmak ile ilgili değildir. Gelecek seçimler nedeniyle Enosis ile ilgili meclis kararına tepkide bile tedbiri elden bırakmayan Anastasiadis, görüşme masasında, seçim başarısını tehdit edebilecek herhangi bir tavır içinde de olmayacaktır. Yani, Anastasiadis’in stratejisi, ‘sürüne sürüne sürdürülen bir görüşme süreci’ olacaktır.
Akıncı ise, Anastasiadis’in böyle davranacağını biliyor; tek taraflı olarak süreci zorlaması halinde dahi sonuç elde edemeyecek, üstüne üstlük bir de iç siyasette ‘Rum tarafını masada tutmak için tavizler vermek’ ile suçlanacak. Dolayısıyla, Akıncı için de Şubat 2018 öncesi bir çözüme ulaşmak gayreti olmayacak, ‘sürünen görüşme süreci’ olacak.
Kestirmeden söylemek gerekirse, görüşmeleri yeniden başlatmak, Güney meclisinin Enosis ile ilgili olarak aldığı karardan kurtulmaktan öte bir fayda sağlamayacak. Ve başka fayda sağlamayacak bir süreç de, kitlelerde Kıbrıs sorununun çözümüne dair inancı ve umutları aşındıracak, ilgiyi azaltacaktır. Liderler için rahat bir süreç olabilir bu ama iş referanduma geldiğinde liderler büyük sıkıtı ile karşılaşabilir. Onun için, kitlelerin ilgi ve dikkatini çözüm ve barış sürecine odaklı tutmak, referandumda iki ‘Evet’ çıkması için de önemlidir. Bu yönde kusurlu taraf şu andaki veri tabanına göre Anastasiadis’tir; onun tavrının daha katılımcı ve katkı koyucu olmasını da ancak uluslararası toplum sağlayabilecektir.
Görüşme masası yeniden canlanıyor veya canlandırılıyor ama can çekişen bir şekilde sürdürülmemesi için özellikle BM’nin diplomatik baskısına ihtiyaç olacaktır. Akıncı’nın da BM’nin sürece daha fazla duhul olmasını istemesi bundan kaynaklanıyor olsa gerek…
İzlemeye devam… Çok da ilginç olmayacak ama zorunlu seyirciler olarak elden gelen şimdilik ve seçimlere kadar izlemek…