Kuzey Kıbrıs insanı zor günlerden geçmektedir… TL’nin güç kaybı nedeniyle sarsıntı geçiren ekonomi, UBP’li hükümetlerin berbat ekonomi yönetimi nedeniyle çöküşe geçti… Pazar faaliyetleri önemli bir yavaşlama sürecinden geçmektedir çünkü ana unsuru olan tüketiciler ve pazara mal ve hizmet sunanlar önünü göremiyor; her iki taraf da kendince önlemler almakta ve pazar faaliyetlerine sadece acil ihtiyaçlar bağlamında katılmakta.
Hükümetin büyük ortağı olan UBP, TL’nin değer kaybının ardında sığınmakta… Halbuki bu süreç içinde aylarca kendi parti içi sorunlarına öncelik verip iki kez kurultay ve her kurultay sonrasında da hükümet kurmak ile uğraştılar, kendi kendileri ile didiştiler… Kendilerinin kişisel olarak siyasette köşe taşı tutmak derdi, halkın ekonomik sorunlarına gaile duymalarını engelledi; azgın siyasi hırsları toplumsal sorunları görmeyi engelledi… Ve kaçınılmaz olanı yapmak zorunda kalıp erken genel seçime karar vermek zorunda kaldılar… Seçim kampanyasında da ana sloganları “İktidar bizim işimiz” oldu… Halk da bu sloganı okuyup, “Öyle ise bu içinde bulunduğumuz durumumuz ne?! Halen iktidarda değil misin?!” diye soruyor ve kestirmeden, “Yaptıklarınız, yapacaklarınızın garantisidir” yorumunu yapıyor; 23 Ocak’ta sandıkta fatura kesmeye hazır…
Ana muhalefet partisi CTP… Kuzey Kıbrıs insanının gaileleri ile derinden ilgili, çözümlerine de çalışmış… Dörtlü Koalisyon döneminde TL’nin önemli oranda değer kaybettiği günlerde yurttaşların karşılaştığı sorunlara, içine girdiği sıkıntılara çözümler aramış, bulmuş ve uygulamış… Ve bu da yurttaşlara bir güven vermiş, pazar faaliyetleri de dövizin ilk şokundan sonra toparlamaya başlamış; pazar ekonomisinin tüketen ve sunan aktörlerine de önlerini görebilerek faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamıştı. Bütçe açığı değil fazlası olmuş, hem de TC’nin hiç mali katkısı olmadan; üstüne üstlük, TC’nin mali yükümlülüğü olan savunma birimleri maaş ve özlük hakları giderlerinin de Dörtlü Koalisyon hükümeti karşılamıştı… Seçim kampanyasında da ana slogan olarak “Yaptık, Yine Yaparız” diyorlar… Halk da bu sloganı okuyup, “Siz yaptınız, unutmadık, biliyoruz; yine yapacağınızdan da eminiz” diyor ve kestirmeden, “Yaptıklarınız, yapacaklarınızın garantisidir” yorumunu yapıyor; 23 Ocak’ta sandıkta takdir desteğinin belgesini vermeye hazır…
Bu seçimler ak ile kara arasında… TL’nin yarattığı ekonomik sıkıntıda yurttaşın sorunlarına çare bulup, önünü aydınlatan temiz siyaset partisi CTP ile yurttaşın sorunları ile dertlenmeyip, kendi siyasi ikballeri için kendi kendileri ile aylarca didişen karanlık siyaset partisi UBP arasındadır. Bu seçimler Kıbrıslı Türklerin yaşam kalitesini belirleyecek… Sağlığı yönetememiş, eğitimi yönetememiş, ekonomiyi külliyen yönetememiş ve fakat Cumhurbaşkanlığı külliyesi yapmaya yeltenmiş, değeri kendinden menkul UBP ile toplumsal sağlığa ve her seviyede eğitime yatırım projeleri hazır, ekonomiyi tüm sektörleri ile yapılandırıp külliyen hareketlendirecek ve fakat Türkiye’nin mali desteğini ekonominin fırsat maliyeti kavramı ile yönlendirecek, değeri Kıbrıslı Türklerce malum CTP arasındadır. Türkiye Hükümetine yaltaklanıp maddi kaynak temin etmeyi marifet sayan, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs’ın benzerliğini ezan okunması ile ifade eden ve fakat aynı ezanın diğer İslam ülkelerinde de okunduğunu düşünemeyen bir başkanı olan UBP ile KKTC-TC ilişkilerini eşit iki tarafın onurlu, saygılı ilişkiler olmasını benimsemiş, kendi hazırladığı protokol ve projelerle Türkiye’den maddi kaynak temini ilkesine sahip ve fakat din simsarlığına bulaşmayan bir başkanı olan CTP arasındadır…
Bu seçimler Kuzey Kıbrıs insanının geleceğini belirleyecek… Dış siyasette “Büyüklere masallar” ile mevcut durumu sürdürmek isteyenler var, yani UBP var… Bu onların işi idi… Ta ki, dış siyasette Kıbrıslı Türkleri dünya ile buluşturmak için aktif çalışmalar yapanlar, Kıbrıslı Rumların kapatmaya çalıştığı kapıları açanlar Kuzey Kıbrıs siyasetinde halka öncülük edene kadar; yani CTP KKTC Meclisinde birinci parti olana kadar… CTP yaptı, yine yapar…
Bir hafta sonra seçmenler ak ile kara arasında, temiz ile kirli arasında, onurlu ile yalaka arasında ve yöneten ile yönetilen arasında bir tercih yapacak… Ve elbette ki seçmenler ak ve temiz ve onurlu ve yöneten siyasetin ana akım partisi CTP’yi tercih edecek… Gelecek kurulacak; CTP gelecek…
Niyazi Kızılyürek, geçen haftaki yazıma bir yanıt göndermiş, yanıt hakkı olarak paylaşıyor, takdiri okura bırakıyorum. Okumak İçin Tıklayınız.