Gerçek olan pasaporttur!

Serhat İncirli

Karma evlilikler meselesi, ya da şöyle söyleyelim; karma evliliklerden doğan çocukların “Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olma hakkı” KKTC tanınmadığı sürece çözülemez!
Hatta bırakın karma evlilikleri, KKTC Aile Mahkemesi’nin verdiği yetkiyle bu ülkede KKTC vatandaşı Kıbrıslı iki Türk arasındaki evlilikler bile “İngiltere hariç” Dünya’nın hiçbir ülkesinde geçerli değildir.
Neden İngiltere’de geçerlidir?
Bazı durumlarda İngiliz mahkemeleri, KKTC’deki Kıbrıslı Türkleri “İngiliz Ulusal Topluluğu vatandaşı” statüsü ile kabul ettiği için…

-*-*-

KKTC’nin posta kodları, bilgisayarlarının IP adresleri yani “İnternet protokol adresleri” de Dünya tarafından geçerli kabul edilmemektedir…

-*-*-

Yurt dışından bir ürün getirtmeye çalışın.
İnternete girin, IP adresiniz yoktur… 
Veya “bulunduğunuz coğrafya”, ya “Cyprus” ya da “Türkiye” olarak kabul görür; sizden şüphelenip, vereceğiniz adrese gönderim de yapmazlar…
Çünkü siz, “Kıbrıs” diye adres verirsiniz ama posta kodunuz geçmez… 
“Türkiye” diye adres verirsiniz, Kıbrıs’ta yaşadığınızı gördükleri anda (konumunuzu belirledikleri anda), sizi “sahtekar” sınıfına veya “şüpheli alıcı” durumuna sokarlar…

-*-*-

Bir Fransız ve bir Türkiyeli diyelim ki KKTC’de aşık oldu ve evlenecekler…
“Gitsinler Fransa’da evlensinler”…
En doğru iş budur…
Çünkü, “Avrupa Birliği” ülkesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti’ne Türkiyeli kişi geçemez… Efendim “Shengen Vizesi” mi var?
Islatıp suyunu içsin!
Haaaa, KKTC yasalarına göre burada evlenebilirler mi?
Evet ama o evlilikleri de KKTC Kimlik Kartı kadar geçerlidir.
Çocukları olsa, durum daha da vahim olur çünkü “nerenin vatandaşıdır o çocuk?” sorusu ortaya çıkar!
KKTC mi?
Ha vatansızsınız ha KKTC’li!

-*-*-

KKTC’de iş yapamazsınız.
Evlenemezsiniz…
Boşanamazsınız…
Çocuğunuz da olamaz…
Bilgisayarda doğru dürüst oyun oynayamaz; Netfilx’te sıkıntı yaşarsınız; İngiliz pasaportunuzu yenileyecekseniz, “adres – posta kodu” sıkıntınızın çözülmesi neredeyse imkansızdır…

-*-*-

Peki, bunca TC vatandaşı neden illa ki KKTC vatandaşı olmak istiyor…
Elbette okulla, sağlıkla, sosyal güvenlikle, mal alımıyla, tapuyla alakalı geçerli sebepleri vardır ama bunca TC vatandaşının ısrarla ve inatla KKTC vatandaşı yapılmasının asıl ve de esas sebebi, olası bir referandumun sonucuyla alakalıdır…

-*-*-

TC vatandaşı olup sonradan KKTC yurttaşlığı alanlar “kolay lokma” gibi görülmektedir…
Ve acı olan da budur…

-*-*-

Bu noktada, Kıbrıs’tan asla çekilmek gibi bir niyeti olmayan Türkiye’nin, Kıbrıs sorununun çözümüne neden karşı olduğu da iyi bilinmelidir…

-*-*-

Peki ne yapılması lazım?
Bir çok konuda çok geç kalınmıştır…
Bunlardan biri, Rumlara ait tapulardır… 
Bu tapuların hor kullanıldığı, har vurup harman savurulduğu açıktır… 
Ama ondan öncesinde “Kıbrıs Cumhuriyeti” ve haliyle uluslararası hukukun “KKTC vatandaşlığını” yok saymasıdır…

-*-*-

Bu noktada inatla “egemen eşit devlet, ayrı devlet” diye savunma yapmak, talepte bulunmak, sadece çözümsüzlüğü pekiştirmektir.

-*-*-

KKTC veya Kıbrıs Türk tarafı ya da gerçek adresle verecek olursak “Türkiye Cumhuriyeti”; mevcut tutumunu sürdürdüğü müddetçe, IP adresimiz olmayacak, karma evliliklerden doğanlar Kıbrıs Cumhuriyeti Pasaportu alamayacak; ya da zor alacak; bu ülkede bir birine aşık olanlar evlenemeyecek; evlenseler, doğan çocukları “vatansız” kalacak… 

-*-*-

Ersin Tatar, Tahsin Ertuğruloğlu mu?
Tamamen kukla!
Sorun ikisine de; evlatları ile birlikte, Kıbrıs Cumhuriyeti ve / veya İngiliz Pasaportlarını iade etsinler; sonra konuşsunlar!

-*-*-

Gerçek acıdır!
Pasaport daha acıdır!
Düz mantıkla, gerçek olan pasaporttur!

-*-*-

Hadi yarın 1 Ağustos… 
Yine bayram ve haliyle tatil…
Sallayın ve de çekinmeyin!
Atın, tutun!
Cebinizde İngiliz ve Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığıyla; utanmadan!
Rezil bile değilsiniz!


Ne oldum delisi!

Trafik kazası oldu…
Yaralılar var…
Ambulans geldi…
Yaralılara ilk müdahale yapıldı…

-*-*-

Yaralıların yakınları da kaza yerine geldi…
İçlerinden biri, çok iyi tanıdığı hatta yakın arkadaşı ambulans şoförüne, “Hastaneye kadar yeğenlerime refakat etmek için, ben de ambulansa girebilir miyim?” diye sordu…
Ambulans şoförü, “Abi olmaz, sigorta kapsamaz, yasaktır” dedi.
Adam anlayışla karşıladı, bir taksi tutup, hastaneye gitti…

-*-*-

Sonra bir başka gün, yine bir kaza oldu…
Yaralılar var…
Ambulans müdahale etti.
Aynı ambulans şoförü, aynı manzara…
Yaralı yakınlarından biri ambulansa girip yaralıya refakat etmek istedi.
Ambulans şoförü, “olmaz efendim, sigorta kapsamaz, ansızın biz de kaza yaparsak…” demeye kalktı; muhabbet, “sen benim kim olduğumu biliyor musun?” sorusuna dayandı!

-*-*-

Sonuç, ambulans şoförü, çalıştığı yerden uzak bir sağlık merkezine “SÜRGÜN” edildi…

-*-*-

Sürülmesine sebep olanlar veya sürgün edenler mi?
Kıbrıslılar bu tiplere “ne oldum delisi” der!

İngiltere’nin Kıbrıs Yüksek Komiseri Stephen Lillie görev süresini tamamladı… Kıbrıs sorununun yalnızca iki toplumlu ve iki bölgeli federasyonla çözülebileceğini söyledi. Kathimerini gazetesine röportaj veren Lillie, ne Kıbrıs Rum tarafının, ne de İngiltere’nin iki devletli çözümü tartışmak niyetinde olduğunu ve bu seçeneği yalnızca Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye’nin arzuladığını kaydetti… Bay Lillie; Kıbrıslı Türkleri senin vatandaşın Ersin Tatar ile lütfen karıştırma! Kıbrıslı Türklerin tamamına yakını federal çözümden yanadır, Tatar başka alem!