Serap ŞAHİN
Temmuz ayında 3 farklı otelde, ‘ihmal’ nedeniyle elektrik akımına kapılan 3 kişi hayatını kaybetti.
Çatalköy’de faaliyet gösteren bir otelde “Vücuttan elektrik akımının geçmesi, dolaşım ve solunum yetersizliği” nedeniyle ölen 19 yaşındaki Barış Erdoğan, Ankara’da ikamet ediyor, kurgu ve ses alanında çalışmalar yapıyordu.
Zaman zaman çalışmak için Kıbrıs’ın kuzeyine gelen Barış Erdoğan, 20 Temmuz günü Çatalköy’de bir otelde abisi Ömer Can Erdoğan ile birlikte söz konusu otelin anlaşmalı olduğu teknik bir firma çalışanı olarak görev alıyordu.
Türkiye’den gelen bir sanatçının konseri için görevlendirilen Barış Erdoğan, o gün çalıştıktan sonra sabah 06.00’da Ankara’ya uçacaktı, ancak olmadı. Barış Erdoğan ülke kriterlerine uygun olmayan malzemelerle kurulumu yapılan sahnede elektrik akımına kapılarak hayatını kaybetti.
Barış Erdoğan’ın ailesi adına Ankara’dan Kıbrıs’ın kuzeyine gelen Bekir Yiğit Erdoğan YENİDÜZEN’e konuştu, olay günü yaşananları anlattı.
Bekir Yiğit Erdoğan yaşanan acı olaydaki ihmalleri sıralayarak, konuyu yargıya taşıyacaklarını söyledi.
Erdoğan, kuzeni Barış’ın sadece LED ekranı kullanmak için olay yerinde bulunmasına karşın elektrik bağlantısı yapmadığını, bunun ciddi bir ihmal olduğunu belirtti, dikkat çeken şu soruları sordu:
“Barış elektrik akımına kapıldığında neden kaçak akım rolesi devreye girip elektrik akımını kesmedi? Neden otelle anlaşmalı teknik firma ülke standartlarına uygun ekipmanlar kullanmıyordu? İngiliz prize neden Amerikan tipi elektrik kablosu takıldı?”
“Hiçbir zaman çalışma izni yapılmadığını öğrendik”
Elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden 19 yaşındaki Barış Erdoğan’ın yeğeni Bekir Yiğit Erdoğan, ses ve görüntü teknisyeni olduğunu belirtti, “Türkiye'de faaliyet gösteren bir şirketin de sahibiyim aynı zamanda. Kıbrıs'ta da aynı işi yapan başka bir şirkette faaliyet gösteriyorum. Barış Erdoğan; akrabam, amcamın oğlu” dedi.
Bekir Yiğit Erdoğan, Barış Erdoğan’ın 14 yaşından bu yana kamera kurgu ve ses ile uğraştığını, Türkiye’de bir haber kanalında da bu alanda staj yaptığını söyledi.
Barış Erdoğan’ın zaman zaman Kıbrıs’a buradaki firmalarla iş yapmaya geldiğini ifade eden Bekir Yiğit Erdoğan, söz konusu teknik firmaların hiçbir zaman yasal olarak çalışma izni yapmadıklarını öğrendiklerini söyledi.
“Ekipmanların kurulumunu teknik firma yaptı”
Barış Erdoğan’ı iş için Kıbrıs’ın kuzeyine getiren teknik firmanın otelde konser hazırlığı yaptığını, söz konusu firmanın olaydan bir gün önce sistem kurulumu yaptığını dile getiren Bekir Yiğit Erdoğan,“Konserde kullanılmak üzere elektronik ekipmanların kurulumunu teknik firma çalışanları yapıyor. Bu kurulumda Barış ya da abisi Ömer Can hiçbir şekilde bulunmuyor. Olay günü yeğenlerim Barış ve Ömer Can sadece konser esnasında LED ekranı kullanmak için orada bulunuyorlardı. Yani herhangi bir elektrik bağlantısı, herhangi bir kablo bağlantısı yapmak için orada değillerdi. Sadece o ekranı kullanmak için orada bulunuyorlardı.” açıklamalarında bulundu.
Barış Erdoğan’ın otele girdikten yarım saat sonra akıma kapıldığını anlatan Bekir Yiğit Erdoğan, “Yarım saatte böyle bir sistemin kurulması imkânsız. O yüzden teknik firma kurulumu bir gün önceden yaptı” dedi.
Barış Erdoğan ve abisi Ömer Can Erdoğan’ın çalışmayan bir panel tespit ettiklerini ve çalışan başka bir panelle değiştirmeye karar verdiklerini anlatan Bekir Yiğit Erdoğan, “Elektronik sistemlerin kullanıldığı platformun çeşitli yerlerinden birkaç kez küçük küçük elektrik akımına kapıldıklarını etraftaki insanlara belirtiyorlar. Bu, ELSEN Başkanı Ahmet Tuğcu’nun YENİDÜZEN’e verdiği röportajda da bu uyarıların yapıldığını doğruluyor.” dedi.
Arızalı olan panelin elektriğini kestikten sonra yerinden çıkarttıklarını ve yeni paneli yerleştirmek için Barış Erdoğan’ın kurulu olan LED ekrana temas ettiğinde elektrik akımına kapıldığını anlatan Bekir Yiğit Erdoğan, “Elinde yerine yerleştiremediği panelle birlikte abisi Ömer Can'ın akımdan kurtarmak için yaptığı müdahaleyle sahne üzerindeki 45-50 cm yükseklikten düşüyor ve kalbi duruyor” diye olay günü yaşananları anlattı.
Barış Erdoğan’a ilk müdahaleyi otel hemşiresinin yaptığını anlatan Bekir Yiğit Erdoğan, sonrasında Girne Akçiçek Hastanesi’ne kaldırıldığını ancak kurtarılamadığını belirtti.
“Ölümlü kazalar ciddiye alınmalı”
“Ciddi anlamda ne can güvenliğimiz, ne de canımızın bir kıymeti var.” diyen Bekir Yiğit Erdoğan,
İskele'de de benzer bir olay yaşandığını hatırlattı, “Bu ölümlü kazalar ciddiye alınmalı. Yalıtkan eldiven ve ayakkabılar kullanılmalıydı. İptal edilen kaçak akım röleleri yerlerine tekrar takılmalıydı. Bundan sonrasındaki süreç içinde bu çok önemli” şeklinde konuştu.
Yaşanan olayların bir ders niteliği taşıdığını ifade eden Bekir Yiğit Erdoğan, “Periyodik kontrollerin aksatılmadan yapılması gerekiyor. Bunlarla alakalı denetlemeler var mı? Bunları takibini kimler yapıyor? Ya da bundan sonraki süreçte yapılacak mı? Bunlar çok önemli.” dedi.
“Barış elektrik akımına kapıldığında neden kaçak akım rolesi devreye girip elektrik akımını kesmedi?”
Bekir Yiğit Erdoğan, olayda yaşanan ihmalleri sıraladı , “Barış elektrik akımına kapıldığında neden kaçak akım rolesi devreye girip elektrik akımını kesmedi? Elden ele dolanan bazı videolar var. Otelin duvarındaki İngiliz prizlerinin 16 amper olması gerekiyor. Yaptığımız hesaplamalara göre yalnızca LED ekran 22.5 Amper güç çekmektedir. Neden otelle anlaşmalı teknik firma ülke standartlarına uygun ekipmanlar kullanmıyordu? İngiliz prize neden Amerikan tipi elektrik kablosu takıldı?” sorularını sordu.
“Ülke standartlarına uyularak İngiliz tipi topraklamalı elektrik uzatma kablosu kullanılmış olsaydı Barış neşesiyle, güler yüzüyle hala aramızda olacaktı.” diyen Bekir Yiğit Erdoğan, “İhmal üstüne ihmal” dedi.
“Elektrik kabloları eriyene kadar otelin elektriği kesilmeyecekti”
“Elektrik kabloları eriyene kadar otelin elektriği kesilmeyecekti” iddialarında bulunan Bekir Yiğit Erdoğan, “Elektriğin kesilmemesi için bir direnç bağlanmış oraya. Akım sürekli devam ettiği için hiçbir şekilde bir kaçak olsa bile elektrik kesilmeyecekti. Otelin bağlantıları bu şekildeydi. Bununla alakalı da bir video var. Her şey ülke standartlarına uygun olsa en ufak bir kaçak durumunda konser salonu karanlığa bürünecekti. Tabii bunu kimse istemez. Kıb-tek yetkilileri olay yerine gelmeden otel genelinde neden 3,5-4 dakika elektrikler kesildi? Jeneratörün mazotu mu yoktu? Yoksa olay yerine bir müdahale mi vardı?” sorusunu sordu.
Bekir Yiğit Erdoğan, “Gerçeklerin üzerini örtmeye çalışan herkesi sorumlu tutacağız ve yargıya başvuracağız” dedi.
Teknik firma yetkilisi ile daha önce birçok iş yaptıklarını belirten Bekir Yiğit Erdoğan, “Kıbrıs’ta çalışma izni yok. ‘Turist olarak orada bulunuyorum’ diye ifade vermiş.” dedi.
“Kimse bu cinayetten farksız kazanın üzerini kapatamayacak”
Konuyla ilgili birkaç avukatla görüştüklerini ancak karşı tarafa bilgi sızdırıldığını anlatan Bekir Yiğit Erdoğan, “Tarafımıza ait bilgi ve delilleri karşı taraf ile paylaştıkları duyumlarını aldık. Sır tutmakla yükümlü olan bu avukatlar hakkında gerekli şikâyetlerimizi de yapacağız. Kimse bu cinayetten farksız kazanın üzerini kapatamayacak” dedi.
“Yaşanan olayda, sanki otelin sistemiymiş gibi bir algı var. Ama tamamen teknik firma ile alakalı bir durum bu. Otelin de ihmalleri var ancak en büyük ihmal, kurulumu yapan teknik firmaya ait” diyen Bekir Yiğit Erdoğan, otellerin teknik firmalarla anlaşmalı olduğunu ve kurulumu söz konusu firmaların yaptığını dile getirdi.
Bekir Yiğit Erdoğan, “Adalet istiyoruz. Aynı ölümlerin olmaması için önlemler alınmalı” dedi, teknik firmaların ülke kriterlerine uygun olmayan malzemelerle çalışmaya devam ettiklerini ifade etti.
Bekir Yiğit Erdoğan, “Yeğenimi kimse bilerek öldürmedi ama ortada bir ihmal var. Neden şu ana kadar bir açıklama yapılmadı? sorusunu sordu.
“Barış için neden herkes sessiz? 19 yaşında geleceği pırıl pırıl bir çocuk kaybettik.” diyen Bekir Yiğit Erdoğan, ailesi adına Ankara’dan Kıbrıs’a geldiğini anlattı, “Bu işin peşini bırakmayacağım” dedi.