Lige bu sezon yükselen iki ekip olan Gençlik Gücü ve Yalova’ya baktığımda sezon öncesi gerek yönetimsel, gerekse maddi olarak lige sıkıntısız başlayan 2 ekip karşı karşıya geldi. Geride kalan haftalara baktığımda bir tarafta ligde inişli çıkışlı bir grafik sergileyen Gençlik Gücü, diğer tarafta ise son 7 haftadır mağlup olmayan Yalova vardı. Ev sahibi Gençlik Gücü’nün en büyük sıkıntısı istikrarsız sonuçlar almasıydı.
Gençlik Gücü için Yalova karşılaşmasını kazanmak, hem geçtiğimiz hafta kazandıkları Baf Ülkü Yurdu maçının anlam kazanması hem de istikrar yakalanması açısından çok önemliydi. Gençlik Gücü dün kazanarak ilerleyen haftalar adına önemli bir 3 puan kazanmış oldu.
Gençlik Gücü, Yalova’ya nazaran karşılaşmaya daha durgun başlasa da, ilk net pozisyonu bulan ekip oldu. Debola’nın geliştirdiği atakta Sabri’nin çizgiden çıkarılan topundan sonra Gençlik Gücü canlanarak rakibinden oyunun kotrolünü ele geçirdi. İlk devrede yeşil beyazlılar sağ kanattan ataklar geliştirdi ancak golü bulamadı. Golü bulamamasının altında biraz şanssızlık olduğunu düşünüyorum. İlk dakikalarda Raif’in, sonra da Daniel Addo’nun kaleciyi geçen topunun çizgiden çıkarılması şans faktörünün Yalova’nın yanında olmasından kaynaklıydı.
Gençlik Gücü’nde Niyazi Göksun rakibini oyun içerisinde iyi analiz etti. Rakibinin aksadığı bölge olan özellikle sol kulvarı her iki devrede de çok iyi kullanarak sürekli ataklar geliştirdi. Gençlik Gücü dün takım olarak iyi mücadele etti, yardımlaşma üst düzeydeydi ve günün sonunda 3 puanı hak eden taraf oldu. Karşılaşmada Debola kalitesini gösterdi. Atılan 2 golde de direk katkısı vardı. Deyim yerindeyse Yalova savunmasını darmadağın etti, yürüyerek adam geçti. Gençlik Gücü’nün en büyük eksikliği “tek vuruş” yapma özelliği olan bir golcü eksikliğidir. Devre arasında kadroya Debola, Raif gibi teknik kapasitesi yüksek oyuncuların yanına yerli veya yabancı golcü katabilirlerse birçok takımın canını yakacaklardır.
Konuk Yalova’ya baktığımda sahaya haftalardır yenilmemenin verdiği özgüvenle çıktılar. Yalova Gençlik Gücü deplasmanına eksik kadro ile geldi. Sürekli olarak ilk 11’de forma giyen defansın solunda mücadele eden Çağlar Toklu ile ön libero mevkisinde oynayan Mahmut İneci’nin eksikliklerini fazlası ile hissetti. Teknik direktör Derviş Kolcu mecburen takım içi rotasyona gitti. Hücumda görmeye alıştığımız Cemal Yaşınses sol bek, takımın jokeri Yusuf Özbahar ise ön libero bölgesinde forma giydi. Derviş hoca maç boyunca aksayan sol bek mevkisine önlem almak için arayışlara gitti. İlk devrede Cemal Yaşınses, 2. devrenin ilk yarım saatinde de Yusuf Özbahar’ı o bölgede kullandı ama bu iki futbolcuda oynadıkları mevkiyi benimsemediler, dolayısıyla aksadılar. Sabri hasta hasta sahaya çıktı ve oyunda çok durgundu. Dolayısıyla Yalova Buğra’nın getirdiği toplarla etkili olmaya çalıştı. Dike ile buldukları pozisyonları değerlendiremediler. Yabancı futbolcu Dike güçlü ve savunmayı yıpratan bir futbolcu ama golcü değil. Son vuruşlarına baktığımda yetersiz kalıyor. Golcü dediğimiz futbolcu, maç boyunca 2 pozisyon yakalıyorsa en az birini gol yapmalıdır. İkinci devrede Yalova oyunu daha çok kendi yarı alanında kabul etti, hücuma çıkmakta zorlandı. Yalova ilk golü kalesinde gördükten sonra maçı lehine çevirmek için pek de bir şey yapmadı. Daha sonra yabancı futbolcu Samuel Kingston’un gol tehlikesinden uzak bölgede sorumsuzca yediği kırmızı karttan sonra Yalova için maç bitti.
Son haftalarda tartışılan hakem kararlarının aksine karşılaşmanın orta hakemi Utku Hamamcıoğlu ve yardımcıları güzel bir karşılaşma yönetti. Utku hoca yerinde verdiği doğru kartlar ve yardımcıları ile olan uyumu gayet başarılıydı. Dilerim ilerleyen haftalarda da başarılı performanslarını sürdürürler.