"Devlet malını çalmak ha" diyor, karikatürdeki polis...
"Hırsız" kılıklı karakter de yanıtlıyor: “Ben zaten devletim.”
* * *
Utku Karsu yüzüme müstehzi bir gülümseme yerleştiriyor, sabah sabah...
* * *
Dünyanın gözünde "KKTC"nin hali sevsek ya da sevmesek “gaspçı"dır.
Biliyorum, pek de üzerimize almaz, kendimize gerekçeler yaratırız.
* * *
Şimdi diyeceksiniz ki, Kıbrıslı Rumlar da "Cumhuriyet"i çaldılar.
Evet, doğrudur.
Çaldılar, gasp ettiler.
Ancak nedense geri istemiyoruz.
* * *
Şimdi "iki ayrı devlet" diyenler var.
Tamam!
Hadi, hemen, yarın!
Peki şu "mülkiyet" meselesinde nasıl uzlaşacağız?
Dünyaya nasıl ulaşacağız?
"Farklı şeyler konuşalım" diyenler, meseleyi açmıyorlar.
Yol haritası neymiş, anlatmıyorlar.
İş "gevezeliğe" dönüşüyor.
* * *
Hani geçenlerde bir özel hastanede, devlet hastanesinin "havlusu" görüldü ya!
Yoksa çarşaf mıydı?
Hani, “üzerini örtmek” için kullanılır.
Gülümsemiştim yine!
* * *
"Dünya Kupası”na almıyorlar bizi, KKTC olarak.
Biz de “öteki”ne katılıyorduk.
“Tanınmamışların Dünya Kupası” gibi bir yer, CONIFA!
Final de oynadık, kaç kez...
Bu sene oradan da vazgeçmişiz.
“Hukuken başka cumhuriyete bağlı işgal edilmiş bir ülkede” düzenleneceği için!
* * *
“Fuhuş yoktur” diyen devletin, kadınları her hafta sıraya dizerek, "zührevi hastalıklar kontrolü" yapması geliyor birden aklıma!
* * *
Gündem bazen "karikatür" gibi akıyor ömrümüzden...