Didem MENTEŞ
Ülkede yaşanan ekonomik durum yerel yönetimlerde de etkisini göstermeye başladı. Özellikle hayat pahalılığı noktasında ciddi şekilde olumsuz etkilenen belediyeler, personel, elektrik ve akaryakıt giderlerinin bütçelerini doğrudan etkiliyor.
Yurttaşa hizmet noktasında projeler üretip hayata geçirmeye çalışan belediyelerin büyük kısmı, ihaleleri boykot edip teklif vermeyen müteahhit firmalar nedeniyle yatırımlarını durdurmak zorunda kaldı. Kimi belediye öz kaynaklarıyla yatırımlarını sürdürürken kimi de yavaşlama dönemine girdi. Mevcut yatırımlarını sürdüren belediyeler, malzeme giderlerinin de ciddi şekilde yükseldiğini vurguladı.
Özellikle hayat pahalığı noktasında ciddi şekilde olumsuz etkilenen belediyeler, personel, elektrik ve akaryakıt giderlerinden doğrudan etkileniyor...
YENİDÜZEN’e konuşan belediye başkanları dövizde yaşan gelişmeler nedeniyle giderlerinin ciddi şekilde arttığını, bir takım tasarruf tedbirleri almaya çalıştıklarını dile getirdi.
Kimi belediye başkanı devlet katkısının artırılması gerektiğine vurgu yaparken, kimi devletin KDV muafiyeti yapması gerektiğini söyledi. Kimi de hükümetin acilen kararname çıkartarak yurttaşa verilen hizmet bedellerinin yükseltilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Belediyeler Yasası ile ilgili adım atılması gerektiğini söyleyen Belediyeler Birliği Başkanı Mahmut Özçınar ise bu sürecin merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin ortak çözüm noktasında buluşması gerektiğini vurguladı. Özçınar, merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin ekonomik sorunlara yönelik müşterek tedbiri birlikte almaması durumunda belediyelerde çöküşlerin başlayacağını dile getirdi.
YENİDÜZEN’e konuşan belediye başkanlarının bir kısmı devlet katkısının artırılmasını, kimi de devletin KDV muafiyeti uygulamasını istiyor. Kimi ise hükümetin kararname çıkartarak hizmet bedellerinin yükseltilmesini talep ediyor…
Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı:
“Tahsilatlarımız da % 15 oranında düşüş var”
“Dövizin üzerimizde çok ciddi etkisi var. Öncelikle bütün yatırımlarımız dövize endeksli malzemelerden oluşuyor. Bunların bütünü aşağı yukarı % 60 oranında zamlanmış durumda. Bu da belediyenin mevcut bütçeleriyle iş anlamında daha az iş çıkarabilmesini getiriyor. Bir de Hayat Pahalılığının % 12.5 olarak yansıtılması, personel giderlerimizde çok büyük bir artışa neden oldu. Yatırım planlarımızı yeniden gözden geçirmemize neden oldu. Biz yine de şanslı belediyelerdeniz. Devam eden çok fazla ihalemiz yoktu ki krizden etkilensin. Ama önümüzdeki günleri bir sis bulutu olarak nitelendiriyorlar. Belirsizliğin hakim olduğu, dövize bağlı borçlanma yapılamayacağı bu durumda yatırımların da sekteye uğrayacağı bir dönem var. TC kaynaklı projelerden uzunca süredir beklenen ödemelerimiz var. Bence belediyeler bir sonraki kriz dalgasından etkilenecek gibi görünüyor. Vatandaşın alım gücü düştüğü doğru, tahsilatlarımız da bir miktar düşüş var. her kriz ortamında bu en rahat belediyelere etki ediyor. Ama yani şu noktada değiliz; hiç tahsilat yapmıyoruz, sıfırlandık değil. % 15- 20 tahsilat kayıplarımız oldu. Biraz da psikolojik olarak, ‘duralım, bekleyelim’ şeklinde tahsilatlar da bir miktar düşüş söz konusudur”
Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser:
“Dövizden dolayı yatırımlarımızı azalttık”
“Döviz kuru hepimizi etkiledi, gerçekten büyük bir sıkıntı oldu ve alım gücü düştü. Bu fiyatlara yansıdı. Mazottan, demire kadar her şeyin fiyatı yükseldi. Tabi en büyük sıkıntı hükümetin gerekli denetimi yapamamasındandır. Bu fiyatların bu şekilde olması, bazı esnafın da krizi fırsata çevirmesine neden oldu. Hükümetin de gerekli denetimi ve gerekli cezayı uygulamaması buna neden oldu. Fiyatların % 30 ila 40 yükselmesi olabilir ama % 200- 300 zam olamaz. Bu da vatandaşa yansıdı. Alım gücü düşen vatandaş hayatını nasıl idame ettireceğinin çaresini arar. Vatandaşın kısıtlamaya gitmesi esnafın ve belediyelerin cari gelirlerini azaltmasına neden olacak. Dövizden dolayı biz yatırımlarımızı azalttık. Mevcut projelerimizi öz kaynaklarımızla devam ettiriyoruz. Bitirdiğimiz projelerimizin açılışlarını yapacağız ama yeni projelerle ilgili ihaleye çıkamıyoruz. Müteahhitler ihalelere girme konusunda boykot kararı aldı. Biz de yavaşlatma dönemine girdik. Şubat ayına kadar önümüzü görmemiz için gelir ve giderlerimizi gözden geçireceğiz. Giderler konusunda önlemler aldık. Bununla ilgili ne gerekirse yapacağız. Belediye Meclisimiz ile istişare içerisinde bunları yapıyoruz. Vatandaştan gelen talep üzerine belediye olarak marketlere gidip, reyondaki ile kasadaki fiyatların tutup tutmadığını kontrol ediyoruz”
Yurttaşa hizmet noktasında projeler üretip hayata geçirmeye çalışan belediyelerin büyük kısmı, ihaleleri boykot edip teklif vermeyen müteahhit firmalar nedeniyle yatırımlarını durdurmak zorunda kaldı.
Akdoğan Belediye Başkanı Ahmet Latif:
“Ciddi tasarruf önlemleri aldık”
“Ekonomik kriz herkesi etkilediği gibi belediyeleri de etkiledi. Sıkıntılar sürüyor, ne zaman duracağı da belli değil. Aldığımız devlet katkıları da ayını. Yapılan hayat pahalılıkları o katkılardan ekstra külfet getirmeye devam eder. Elektrik ve akaryakıta gelen zamlar herkesin bilgisinde. Bilirsiniz belediyeler de kendi çaplarına göre en fazla tüketen kurumlardandır. Belediyenin katkıları, gelirleri aynı kalmasına rağmen elektrik ve akaryakıt fiyatlarının artması büyük külfet yaratır. Vatandaştan alınan tahsilatlar zorlanıyor, kısmen bir düşüş olmuştur. Yatırımlarımız da etkilendi. Örneğin 100 torba çimento alacağımız paraya şimdi 40 veya 50 torba alırız. Özellikle döviz ile alınan demir, hazır beton, çimento, kum, çakıl fiyatları ikiye katlandı. Bu da mevcut gelirlerin aynı kalması durumunda yapılabilecek hizmetlerin yarıya düşeceği hatta yarından daha da düşeceğini gösterir. Belediye olarak dozer, kamyonlarla ilgili ciddi tasarruflar alındı. İşler biriktirilip haftada 2-3 işe çıkıyor. Normal günlerde diğer rutin işler yapılıyor. Eylül ayı itibariyle maaşlar ve yatırımlarda bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama biraz daha artarsa onlar da herhalde gidecek”
Yeni Erenköy Belediye Başkanı Emrah Yeşilırmak:
“Kemerleri sıkacağımız konular bellidir, o adımları da atıyoruz”
“Ekonomik kriz bizim şansızlığımız oldu. Belediyeyi teslim aldığımızda maaşlar ödenmiyordu. Maaşlarımız 3 aydır ödüyoruz. Yalnız ekonomik kriz sadece belediyeleri değil aynı zamanda TL ile çalışan bütün devletleri vurdu. Bunun tabi ki bize yansıması oldu hem ihalelerde hem de vatandaşa yansımasından dolayı tahsilata oldu. İlk 1-2 ay krizle ilgili sıkıntı olmadığında tahsilat oranları % 41 arttıydı ama şuan tahsilat oranlarında insanların endişesinden dolayı bir sıkıntı var. Biliyorsunuz belediyeler vatandaşa hizmeti veren en son noktadır. Dolayısıyla belediyelerin yok olması vatandaşların hizmet alamaması demektir. Tabi ki hep söylediğim bir şey var. Burada tedbiri alacak olan kurum veya kuruluşlar bellidir. Bunlar Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve ilgili bakanlıklardır. Devlete hükmedenlerin tedbir alması gerekir. Bizim alacağımız veya kemerleri sıkacağımız konular bellidir ve o adımları da atıyoruz. Şuanda tabi ki ekonomik krizden dolayı projeler ve ihaleler durmuş durumdadır. Bu krizden çıkması için de devletin belediyelere avans şeklinde bir katkı yapması gerekir. Uzun vadeli geri ödemeli bir avans olabilir. Çünkü bu krizin yansımasını esas 2019 yılı içerisinde hissedeceğiz. Çünkü belediyelerin en büyük giderleri maaşlardır. Şubat ayında bir hayat pahalılığı olduğundan muhtemelen % 20 ila 40 aralarında beklene HP oranı var. Eğer bu hayat pahalılığı geldiği anda devlet gerekli tedbirleri almazsa, belediyeler için kaos olacaktır diye düşünüyorum. Hatta şimdiden olamaya başladı”
Geçitkale Belediye Başkanı Hasan Öztaş:
“Tahsilatlarımız bugünlerde düşmekte”
“Döviz ülkenin her yerini vurduğu gibi tabi ki belediyeleri de etkiledi. Özellikle insanların çok büyük geçim sıkıntı var, bu da tahsilat konusunda belediyelere yansımakta. Sıkıntı gün geçtikçe daha da büyümektedir. Gerçi biz aldığımız belediyelerde göreve geldiğimiz gün itibariyle kriz yaşadık, bu konuda antrenmanlıyız. Ama yine de maalesef toplumun gün geçtik sonra elindeki para erimekte, geçim sıkıntısı çekmekte ve büyük büyük sıkıntılar özellikle kırsal da daha çok hissedilmektedir. Tahsilatımız önceleri % 34’lerdeydi bunu % 82 civarına çıkardık ama bugünlerde tekrar düşmekte. Çünkü insanların alım gücü kalmadı. Her şeyi kısıtlı kullanmaya çalışıyorlar. Bizim bölgemiz Kuzey Mesarya’dır ve bu bölgede daha çok hissedilmektedir. TC Yardım Heyeti’nden alınan hibelerde karnesi en iyi belediyelerden biri Geçitkale Belediyesi’dir. Maalesef halen daha TC Yardım Heyeti’ne sunduğumuz projelerde bütçe kalemi açılmış değil, yatırımlar durdu. Kısaca piyasada yaprak oynamıyor. TC kaynaklı projelerden alacaklı olan belediyeler var. Onlar da tahsil edebilmiş değiller. Bizim öyle bir sıkıtımız yok. ama ilerde açacağımız ihalelere katılacak müteahhit bulamayacağız çünkü kimse riske girip elindeki parasını da kaybetmek istemiyor. İnşallah daha iyi olacağını düşünürüm ama bu sadece ümitten öte. Ekonomistlerin söylediğine göre esas yıkım, önümüzdeki Kasım- Aralık’tan itibaren yaşanacak. Görülen o ki Başbakan’ın da dediği gibi pek de ışık yok.
Tatlısu Belediye Başkanı Hayri Orçan:
“Giderlerimizde ciddi artışlar oldu”
“Tabii ülke genelinde olduğu gibi bizlerde dövizden nasibimizi aldık. En basiti elektrik giderlerimizde çok ciddi artışlar oldu. Bunu yanında özellikle akaryakıta gelen zam nedeniyle neredeyse % 60- 70 oranında yakıt giderlerimiz arttı. Bunun yanında daha öne keşif bedelleri üzerinden yapılmış işlerimiz, projelerimiz vardı. Özellikle TC Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ajansı tarafından finanse edilen projelerde kullanılan parke bordur, çimento, kum, demir gibi malzemelerin tamamında % 100’lere varan artışlar oldu. Dolayısıyla bütün projelerde şuanda bir mali açık oluştu. Mali açık derken, projelerin keşif bedelleri ile şuanda gerçekleşecekler arasında çok ciddi farklar oluştu. Bu farkların kapatılması noktasında bütün belediyeler sıkıntı içerisindedir, biz de bu durumdan etkileneceğiz. Ama şuanda bir mali sıkışıklığımız, bütçe dengesi içerisindeki bir ödeme planlarımızda bir değişiklik yok. daha önceden almış olduğumuz tedbirler bugün karşılığını buldu ve çok zor durumda değiliz ama işin doğrusu genel olarak geleceğimizi de iyi görmüyorum. Özellikle Ocak itibariyle Hayat Pahalılığı bunun üzerine eklendiğinde personel giderlerinde de çok ciddi bir artış olacak. Bu mali karşılığı hükümet belediyelere vermelidir. Gerek çalışanların maaşları gerek sosyal hakları ve yatırımları, vergi yükümlülükleri konusunda sorunumuz yok. Piyasadan aldığımız malzemelerin ödeme noktasında da bir sıkışıklığımız şuan için yok. Yılbaşından sonra belediyeleri çok ciddi bir sıkıntı bekler. Hala daha Belediyeler Yasası uzun zaman oldu ki bir gelişme göstermedi. Belediyelerin gelirlerini artırıcı tedbirleri alması için yapabileceği bir şey yok. Hükümetin de pozisyonuna baktığımızda zaten onun mali açığı nasıl kapatacağını düşünürken, bize ne kadar yardımcı olacağı da soru işaretidir. Ama yardımcı olmak, formül bulamak zorunda çünkü bu bizim irademiz olan bir şey değil”
Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar:
“Hükümet ile belediyeler müşterek tedbirler almalı”
“Öncelikle işe ihalelerle başlamak gerekiyor. Müteahhitlerin ihalelere katılmama boykotu devam ediyor. Yaşanan döviz krizini dikkate alarak fark isteniyor. Yani basında da biz gerekli uyarıları yapmamıza rağmen maalesef şuanda 3 tane projemiz ve bir de ihaleye çıkma projemiz bir şekilde durmuştur. Yeni ihaleye çıksak da müteahhitler teklif atmıyor. Bu belediyelerin ana ihalelerle ilgili birinci boyutu. İkinci boyutu da bizi en fazla ve doğrudan etkileyen akaryakıt ile enerji giderleridir. Bunlar belediyelerimizin birinci derece giderlerinin çoğunluğu oluşturdu. Üçüncü boyut ise hayat pahalılığı anlamındadır. Öngörünün üzerinde de hayat pahalılığı uygulaması yapıldı. Bu da hazırlanan bütçe, öngörülen ve hedeflenen noktanın üzerine çıktı. Buna bağlı olarak bütün mal kolonları artışa girdi. Doğal olarak bütün belediyeleri direkt etkilerinin alanına yerleşmiş durumdadır. Şimdi ne yapmamız gerekir? Belediye bir tane önemli noktada hareket etmesi gerekir. Önce tasarruf tedbirlerini kendi içerisinde yaratması gerekir. Yani eğer kendi içinde tasarruf tedbirlerini yapamazsak, birinci boyutunu aşmamız mümkün değil. Buna bağlı olarak doğal artışlardan gelen giderleri de yeni tüzükle uygulamaya koyabiliriz. Bundan sonraki önemli bir sıkıntımız Belediyeler Yasası. Belediyeler Yasası bizim ücretlerimizi çoğaltabilme şansını vermiyor. Temizlik gibi bazı giderlerimize baktığımız zaman bunu çözemiyoruz. O zaman bu Belediyeler Yasası’nda biran evvel değişiklik yapılmalı. Öncelikle Meclis açılır açılmaz bu çözülmelidir. Acil bir şekilde kararname çıkarılmalı ki gelirlerimizi bir nebze rahatlatabilelim. Ayrıca bizim Güzelyurt Belediyesi olarak yaptığımız sözleşmede, arıtmamız ile ilgili ihale uluslar arası olup, Euro üzerine yapılmış ihaledir. Dövize dahil olduğu için biranda % 100’lük bir artış bizim arıtma sistemimizin giderlerinizi artırdı. Kullanılan malzemeler yabancı ülkeden geldiği için bir gider oluştu ve maliyetlerimiz % 100 arttı. Şimdi kanalizasyon gelirlerimize baktığımız zaman kanalizasyon gelirlerimizi de yükseltmemiz gerekir. Buda yasa ile mevcut yapımızı yeniden düzenlememizi gerekir. Artış gelmesi gerekir. Vatandaş da içinde bulunduğu durumunda dolayı öncelikle ödemelerini elektrik, telefon, akaryakıt, eğitim ve gezmesine kullanıyor. En son belediyeyi tercih noktasında olduğu içinde gelirlerimizde doğal bir düşüş yaşanmaktadır. Bu nedenle tasarruf tedbirlerini önce kendimizde yapacağız. Buna bağlı olarak gerekli alanlarda yatırıma devam edeceğiz ve gerekli alanların ötesinde de harcamalarımızı dikkatli kullanacağız. Biz bunları yapsak bile devletin belediyelere yönelik yardımcı tedbirler alması gerekir. Örneğin kamu amaçlı kullandığımız harcamalarımızın mutlak surette KDV muafiyetinin getirilmesi gerekir. Ama bakıyoruz devlet de kendi içerisinde bizi etkileyecek kararlar üretiyor. Örneğin 19 Nisan’da su fiyatlarında büyük yükselme getirdiler. Oysa Türkiye’den gelen suyun biran evvel bütün belediyelere ulaşması daha öncelikli bir görevimiz olmalı, fiyat değil. O zaman vatandaşa vereceğimiz mesaj da çok önemlidir. Bu süreci vatandaş yerel yönetim merkezi hükümet birlikte çözebilme şansı ile ancak sonuca ulaştırabiliriz. Bugüne kadar birlik başkanı olmam nedeni ile merkezi hükümetin bu konuda bizimle karşılıklı çözüm noktasında ortak bir noktada buluşamıyor. Acilen merkezi hükümet ile yerel yönetim müşterek ekonomik sorunlara yönelik tedbiri birlikte almak zorunda ki belediyelerimizde sürdürülebilir olsun. Eğer bu iş ele alınmazsa bu dediğim unsurları dikkate aldığım zaman önümüzdeki dönem belediyeleri daha çabuk çöküşlere neden olacak. Belediyelerin sorunu dövize dayalı olmamıştır. Kendinin daha önceden yapısal sorunları da var. Emekli çıkacak olana ikramiyeleri var, kıdem tazminatları var, sosyal yatırımlarının kesilmesi var, devletin yaptığı harcamayı zamanında ödememesi var. Sonrasında trafik cezaları bize her ay dönmüyor altı ay sonra geliyor. Verdiğimiz suyun bedelini ilgili kurum kuruluşlardan bize bir senede ödüyor. Ortak çözüm kaçınılmaz”