Dila ŞİMŞEK
Kıbrıs’ın en gözde turizm beldelerinden biri olan Girne Yat Limanı’ndaki esnaflar, limanda yaşadıkları sorunları ve görüşlerini YENİDÜZEN’e anlattı. Limanda denetimin ve düzenin eksik olduğunu düşünen esnaf, gerek kirlilik, gerek ağır vergi, gerek ise güvenlik eksikliğinden yakındı. Esnaf, “Limanın yetkisi Turizm Bakanlığı’nda değil, Girne Belediyesi’nde olmalı” şeklinde konuştu.
Vergiler altında eziliyoruz
Liman işletmecileri aynı zamanda ağır vergiler altında ezildiklerini ifade ederek, ülkedeki vergi sistemini de eleştirdi. Vergilerden dolayı fiyatları yükseltmek zorunda kaldıklarını söyleyen işletmeciler bu durumun da müşteri çekme noktasında dezavantaja dönüştüğünü kaydetti.
Esnaf ne dedi?
Deniz Turizmi İşletmecileri Birliği Başkanı Fait Gencer: “Limanda hiçbir icraat yok”
“Ne yazık ki Girne Yat Limanı’nda hiçbir icraat yok. Yıllar önce, limanın sorumluluğunu Turizm Bakanlığı ele aldı. 2012-2013 yıllarında liman biraz hareketlenmişti, fakat maalesef son dönemlerde Turizm Bakanlığı sanki liman onlara bağlı değilmiş gibi davranıyor ve sorumluluklarını yerine getirmiyor. Ne temizlik, ne düzen, ne de teknelere ilgi veriliyor… Biz, birkaç esnaf olarak daha önce bu konu hakkında şikayette bulunduk, şu anda şikayetimiz inceleniyor ve yakında sonuçlanacak. Bizim iddiamız, Turizm Bakanlığı’nın limanla kasten ilgilenmiyor oluşu. Turizm Bakanlığı tüm işi Girne Belediyesi’ne yıkıyor. Şikayet ettikten sonra bir şeylerin düzeleceğini ve daha iyiye gideceğini düşündük, fakat sanki ‘siz şikayet ederseniz, bizde tamamen çekiliriz’ demişler gibi, her şey iyice kötüye gitti. Limanın bu hale gelme sebebi Turizm Bakanlığı’dır. Limanda, altı senedir işgal harcını ödemeyen restoran var. 50 veya 60 Bin Avro vergi borcu olanlar var. Bakanlığın sözleşme yapmadığı restoranlar var. Normalde, yola sandalye masa koyan işletmelerden, metrekare hesaplanarak vergi alınması gerekiyor. Ancak bu, yıllardır yapılmıyor. Kuruş vergi ödemeyen kaçak tekneler var. Bunlar liman için çok ciddi sıkıntılar. Sanki liman Bakanlığa bağlı değil gibi bir tavır sergileniyor. Biz esnaf olarak yorulduk. Benim üç tane teknem var orada, gidip dert yanmaktan, şikayet etmekten bıktım. Kanalizasyon denize akıyor. Denetim yok. Restoranlar insanların yürüme alanına çöktü. Liman gündüz başka, akşam tamamen başka bir yer oluyor. Yasa, tüzük her şey hiçe sayılıyor. Ben senelerdir buradayım, limanı ilk kez bu kadar kötü halde gördüm. Burası antik bir bölge, burada taştan tarihi bir duvar yıkıldı, en az 100 yıllık olduğunu düşünüyorum. Bu duvar nasıl yıkıldı, kim yaptı, hiçbir soruşturma yok. Bu tarihtir, eserdir, fakat hiç önemsenmedi. Bakanlık geldi beş dakikada tamir etti, bazı arkadaşlarımız teşekkür etti. Ben buna karşıyım. Bu onların yükümlülüğüdür, bir de teşekkür mü edeceğiz? Dahası, bu limanda kamuya açık yer bile kiralandı(!), fakat hiçbir vergi ödemiyorlar. Bunlar ne denetleniyor, ne de çözüm üretiliyor…”
Muhammet Emin Çapan: “Bazı tekneler atıklarını limana boşaltıyor, kirliliğe yol açıyor”
“Limanın içinde gider boruları var. Burada fazla atık olması, kirlilik ve kötü koku oluşturduğu için turistin kötü etkilenmesine sebep oluyor. Sonuçta liman, Girne’nin en turistik yerlerinden birisi ve buraya gelen insanlar, kirlilik veya düzensizlik görmek istemez. Yaz döneminde çok kalabalık olduğu için lavabolar çok kullanılıyor. Bu yüzden kirlilik ve koku daha da dayanılmaz hale geliyor, bazen kokudan durulmaz oluyor. Yani limanla ilgili en büyük sorun altyapı. Bir diğer konu ise teknelerin limana boşalttığı çöp. Normalde teknelerin, çöplerini dışarıya boşaltması gerekir. Ancak bazı tekneler bunu maalesef limanda da yapıyor, hem suyu kirletiyor, hem de kötü görünüm ve kokuya sebep oluyor. Aslında bunun denetim altında olması ve bunu yapanlara ağır cezai uygulama olması gerekir. Limanda bazen bu tarz şeyler ne yazık ki göz ardı ediliyor. Boşaltımını yapmamış teknelerin turist ile geziye çıkması da çok riskli. Sonuçta biz can taşıyoruz ve doğacak bir felaketten sorumluyuz. Bu yüzden riski en aza indirmemiz gerekir. En ufak bir sorun yaşamamız takdirinde, bu hızla yayılır ve birçok müşteriyi de kaybetmiş oluruz.”
Alican Demirdöven: “Gece limana gelip alkol tüketen kişiler sorun yaratıyor”
“Limanın bir kısmına Belediye, bir kısmına ise Turizm Bakanlığı bakıyor. Bu liman, Girne’nin göz bebeği. Ya Belediye, ya da Bakanlık sorumluluğunda olsun. Bana göre, Belediye çevre temizliğine ve düzene daha çok özen gösteriyor, daha çok ilgileniyor. En küçük sorunumuzda bile Belediye’yi aradığımızda gelip ilgileniyorlar. Ancak, limandan sorumlu birçok kurum olduğu için, bir işlem yapağımızda zorluk çekiyoruz. Bakanlık, Eski Eserler Dairesi, Belediye gibi birçok süreçten geçiyoruz. İzin alabileceğimiz bir yer olsa bizim için daha kolay olur. Diğer bir konu ise, akşamdan gece bir civarına kadar burada mutlaka güvenlik polisinin veya zabıtanın olması gerekir. Çünkü akşamları iskelede yürümek isteseniz de yürüyemiyorsunuz. Kalabalık erkek grupları gelip, çok fazla alkol tüketiyorlar, bunun sonucu sorun yaratacak davranışlarda bulunuyorlar. Örneğin çöplerini her yere bırakıyorlar, kavgaya meyilli oluyorlar, çekirdek yiyip yere atıyorlar, hatta tuvaletini halka açık alana yapanı bile oluyor. Böyle bir şey kabul edilemez. Burası Kıbrıs’ın en güzel şehrinin en güzel köşesi, turistin en bol olduğu yer. Ben esnafın da, burayı Belediyenin yönetmesinden yana olacağını düşünüyorum çünkü aradığımızda hemen gelip yardımcı oluyorlar. Dünyanın her yerinde, limanlar her zaman turistik ve kalabalık olur. Her zaman için de temiz, bakımlı olması gerekir. Ne yazık ki biz bunda geri kalıyoruz. Bir de burada terk edilmiş hurda tekneler ve kayıklar var, kimin olduğu, çalışıp çalışmadığı belli değil. Buna da el atılması lazım, çünkü hem yer kaplıyor hem de kötü görünüyor.”
Ahmet Işık: “Ağır vergiler altında eziliyoruz”
“Limanda, işletmeciler olarak ağır vergiler altında eziliyoruz. Vergilerin yükselmesi sebebiyle bunu karşılayabilmek için fiyatımızı arttırmamız gerekti. Bu, işlerimizi çok kötü etkiledi. Fiyatımızı arttırınca, müşteri çekmekte zorlandık, çünkü insanlar pahalı bulmaya başladı. Bize yapılan zamlardan çok zorluk çekiyoruz. Sezon sebebiyle zaten işlerimiz kötü. Beni rahatsız eden bir diğer konu ise, bu yol üstünde trafik sorunu olması. Yol gün içinde kapalı olsa da, trafiğe açık olduğu saatlerde araçların korna sesi ve tartışmalar gibi rahatsız edici şeyler yaşanıyor. Gün içinde ise paket servisi taşıyan motorlar geçiyor. Geçen arabalar bazen mobilyalara veya şemsiyeye çarpıyor. Limanın yasaya ve denetime ihtiyacı var.”
Bülent Kaya: “Sabahları buraya geldiğimizde, bir araba çekirdek kabuğu buluyoruz”
“Öncelikle söylemek istediğim şey, bu limanda bir yetki karmaşası olduğu. Limana hem Belediye hem de Turizm Bakanlığı bakıyor. Belediye, buranın tüm temizliği ve düzeni ile ilgileniyor. Sabahları buraya geldiğimizde, abartmıyorum, bir araba çekirdek kabuğu buluyoruz. Çevre düzenlemesi ile sadece Belediye ilgileniyor. Bu sebeple bence Belediyeye daha çok yetki verilmesi gerekir. Baktığımızda, Akdeniz çok güzel ve çok önemli bir yer. Akdeniz’de ise coğrafi konumu çok güzel bir ada var. Bu adanın ise en güzel, en turistik yeri Girne. Limanlar ise zaten her yerde popüler olduğundan, Girne Limanı bu durumda çok daha önemli bir yer. Bu belde, hem tarihi açıdan önemli hem de turizm açısından. Ancak ne yazık ki biz bu limanı sadece yaz aylarında canlı tutabiliyoruz. Yazda yirmi personel çalıştıran bir restoran, kışta mecburen üç kişiye düşürüyor. Halbuki, birkaç tedbir ile kışta da burayı canlı hale getirebiliriz. Bu deniz kenarının hepsi, naylon ve eski şemsiyeler ile yağmurdan korunmaya çalışıyor. Halbuki bunun yerine iznimiz olsa ve portatif, doku bozmadan bir kapatma imkanımız olsa çok daha iyi olur. Ben inşaattan bahsetmiyorum, kolay kaldırılabilen yağmuru önleyecek bir çatı öneriyorum. Ayrıca, buradaki esnaf fazlası ile devlete vergi ödüyor. Ülkemizde narenciye ve turizm nerdeyse tamamen öldü, kumarhane ve üniversitelerle ayakta duruyoruz. Oysaki bu tarz yerleri canlandırmak için projeler hazırlasak, ülkemiz her yerden kazanmış olur. Burada eski terk edilmiş kayık ve tekne de bulunuyor. Devlet, bunu bir şekilde çözüp onları toplamalı. Burada bir komite kurulup dokuya uygun şekilde çözüm üretecek projeler yapılması gerekir.”