SORU: Sonra anneniz mi gitmişti Karakum’a?
STELLA YUANNU: Hayır... Dome’dan ayrılıp güneye geçtikten sonra, 1975’te babamızın “kayıp” olduğunu ilan etmemiz gerekiyordu. Böylece anneme devlet küçük bir yardım yapabilecekti, Sosyal Sigortalar’dan da dul bir kadın olarak maaş alabilecekti. O zaman, yani 1975’te, Girneli bir komşumuz Kostas Hrisofos ifade vermişti. Kostas Hrisofos şimdi hayatta değildir ancak Aralık 1975’e kadar Girne’de kalmıştı ve Girne’de kalan Kıbrısırumlar adına muhtar gibi hareket ediyordu, onların muhtarı gibiydi. Geri döndüğü zaman mahkemeye giderek yeminli bir ifade verdi ve babamın ölüsünü gördüğünü belirtti.
SORU: Bu nasıl olmuştu? Ne zaman görmüştü babanızın ölü olduğunu?
STELLA YUANNU: Adam yeminli ifadesinde şunları anlatıyor: “Ağustos 1974’te bir gün – tam olarak hangi gün olduğunu bilmiyorum diyor – Karakumlu Angelis Ondecis bana 3 mil Vosporos’ta (ki bu Karakum’dur aslında ama bölge böyle tanımlanıyor) bir ceset bulunduğunu, bu cesedin yarı yarıya gömülü olduğunu, bu cesedin Kostas Theori Yuannu olduğunu anladığını söylemişti. Oraya Hambis Nikolau ile birlikte gittim. (Hambis Nikolau bir kuyumcu idi Girne’den) Yanımızda bazı Kıbrıslıtürk polisler de vardı. Cesedin gömülü olduğu yerdeki toprağı kazdık, cesedin komşum Kostas Yuannu olduğunu gözlerimle gördüm. Onu tanıdım.” Cesedin gömülü olduğu zeytin ağacının altı - Hambis Nikolau’ya aitti...”
Belki de bu cesedi oradan kaldırmışlardır...
SORU: Ancak kardeşiniz bize bir yer gösterdi, Kayıplar Komitesi araştırma görevlileriyle birlikte gittik ve kardeşiniz bize bir zeytin ağacı gösterdi... STELLA YUANNU: Hatırladığım kadarıyla, evcik şuradaysa zeytin ağacı da buradaydı... Evciğin solunda kalıyordu zeytin ağacı... Annem bu arazinin bizim arazinin tam sınırında olduğunu söylüyor. Kardeşimin size gösterdiği yerde zeytin ağacının altında gömülüydü. Bize ait zeytin ağacı yoktu hiç, bizim yalnızca narenciye ağaçlarımız vardı – zeytin ağaçları Hambis Nikolau’ya aitti. Eskiden tek tek ağaçlara koçan çıkarılırdı, hatırlayacaksınız... Annem de babamı gördüğünde, size kardeşimin gösterdiği arazideki zeytin ağacının altında gömülü idi.
SORU: Anladığım kadarıyla anneniz de gitmiş komşunuz Kostas ve Kuyumcu Hambis’le Karakum’a, babanızın gömülü olduğu yeri görmeye...
STELLA YUANNU: Evet...
SORU: Yani eşinin oraya gömülü olduğunu gördü...
STELLA YUANNU: Evet... Annem de babamın cesedinin yarı yarıya gömülü olduğunu gördü. Muhtar bu yarı açık mezarı kazmış, onu görmüşler, sonra da üzerini örtmüşler. Yani aynı yere gömmüşler.
SORU: Bu ne zaman olmuştu?
STELLA YUANNU: Annem Dome Otel’den ayrıldıktan sonra oldu. Ocak 1975’te ayrılmıştı annem Dome Otel’den... Yani o tarihlerde görmüş olmalı cesedi...
SORU: Bazı söylentilere göre babanızın üzerinde 60-65 bin Kıbrıs Lirası varmış. Bu doğru muydu?
STELLA YUANNU: Bunlar yalnızca dedikodu! Öyle bir paramız yoktu ki o zaman!
SORU: Piyango parası olduğunu anlatıyorlar...
STELLA YUANNU: Piyango parası 2,500 Kıbrıs Lirası kadardı... Size kim söyledi bunu?
SORU: Afrika gazetesinde bir makalede okudum bunu – makale yazarı, kendine anlatılanı yazmıştı... Yani dükkanını kapattığında yanında piyango parası varmış, dükkanın parası da varmış, Karakum’a bu parayla gitmiş. Kazafana’dan (Ozanköy) tanıdığı bir Kıbrıslıtürk arkadaşından yardım istemiş, bu parayı bankaya yatırmak için... Bu para üzerinde olduğu için huzursuzmuş adam...
STELLA YUANNU: 60-65 bin Kıbrıs Lirası olduğunu hiç sanmıyorum. Bilmiyorum, bilemiyorum.
SORU: Piyango parası ne kadardı?
STELLA YUANNU: 2,500 Kıbrıs Lirası kadardı... Para buydu... Çok büyük bir piyango bayisi değildi babam, küçük bir bayiydi... Bildiğimiz ve bulamadığımız şey, 500 tane hükümet senedi vardı. Bunların her biri 5 Kıbrıs Lirası idi. Bunlar da 2,500 Kıbrıs Lirası ederdi. Bu da 5 bin Kıbrıs Lirası eder, piyango parasıyla birlikte. Belki üzerinde birkaç bin Kıbrıs Lirası daha vardı... Daha fazla olamaz. Kesinlikle 60 bin Kıbrıs Liramız yoktu, olsaydı, o günlerin milyoneri sayılacaktık zaten!
SORU: Elbette – çünkü bu büyük bir paraydı... Babanızın başına neler geldiği hakkında tüm bu yıllar boyunca neler işittiniz?
STELLA YUANNU: Hrisofos’un yeminli ifadesi var bir tek... Başka bir şey duymadık yani... Zaten buraya geldikten sonra hayat mücadelesi çok yoğundu, küçük kardeşlerimiz vardı – çok fazla da karışmayız biz insanlarla, işimizle uğraşırız...
Araziye gelince, bizim arazimizle Hambis Nikolau’ya ait arazinin tam sınırındaydı gömü yeri – bize ait yalnızca limon ağaçları ve asmalar vardı bu arazide...
SORU: Kardeşiniz Menos bana telefon ettiği zaman, annenizin 92 yaşında olduğunu ve ölmeden önce eşinin kemiklerini alıp gömmek istediğini anlatmıştı...
STELLA YUANNU: Evet, bunu bekliyor. Bu yüzden sizi aradık...
SORU: Babanız nasıl birisiydi?
STELLA YUANNU: Çok iyi bir insandı, çok çalışkandı – 10 çocuğu büyütmek kolay değildi, hepimiz çok çalışıyordu... Oğlanlar, okuldan sonra kahvehanede çalışıyordu...