O günlerde yani Mart 2009’da Mahallebaris’in kızı Stella Yuannu’yla röportajımızın devamında özetle şöyle anlatmıştı olayları:
MENOS YUANNU (Kostas Yuannu’nun oğlu): Karakum’daki bahçeye gider, babama yardım ederdik...
STELLA YUANNU: Hepimiz giderdik ve yardım ederdik orada. Şimdi oraya baktığınızda, tüm ağaçları kesmişler, boş bir arazi kalmış!
SORU: Tümünüz Dome Otel’deydiniz – babanız neden Dome Otel’de değildi? Bunu anlayamıyorum...
STELLA YUANNU: Çünkü bazan Karakum’da kalıyordu, bahçede... Türkler gelmeden önce bazı geceler Karakum’daki bahçe evinde kalırdı, bir odacıktı bu, bu odacıkta bir de yatak vardı. Bahçeye bakmak için orada kalırdı bazı geceler.
SORU: Ancak sizi Dome Otel’e götürdüklerinde, o neredeydi?
STELLA YUANNU: Bizimle değildi, Karakum’daydı o... Bildiğim kadarıyla Girne’ye gelemedi hiç...
SORU: Tam olarak hangi tarihte götürmüşlerdi sizi Dome Otel’e?
STELLA YUANNU: 23 Temmuz 1974’te götürmüşlerdi... Birleşmiş Milletler Barış Gücü bize “Türk mahallesinde kalıyorsunuz, kendi güvenliğiniz için Dome Otel’e geleceksiniz” demişti...
SORU: Ve BM Barış Gücü babanızı 12 veya 13 Ağustos 1974’te Karakum’da sağ olarak görmüştü... Ve onu Dome Otel’e getirmeye çalışıyorlardı. Ancak 14 Ağustos 1974’te BM Barış Gücü Dome Otel’den gönderildiği için bir daha babanızdan haber alamadınız ve babanız “kayıp” oldu.
STELLA YUANNU: Evet, evet... Erkek kardeşlerimizden de haber yoktu çünkü onlar Lefkoşa’daydı. Daha sonra Kızılhaç mesajları gelip gitmeye başlamıştı...
SORU: Ne kadar kalmıştınız Dome Otel’de?
STELLA YUANNU: 5 Aralık 1974’e kadar kalmıştık Dome Otel’de... Kızkardeşim Agni öğrenci olduğu için daha erken ayrılmıştı, Ekim 1975’te ayrılmıştı Yunanistan’daki okuluna gitmek için. Küçük kızkardeşlerim Maria, Marina ve ben, 5 Aralık 1974’te ayrılmıştık Dome Otel’den. Annem babamı beklemek üzere kalmak istemişti...
SORU: Yani 5 Aralık 1974’te hala eşinin öldürülmüş olduğunu bilmiyordu...
STELLA YUANNU: Hayır bilmiyordu. Ancak Ocak 1975’te Girne’deki evine döndükten sonra öğrenmişti bunu. Çünkü bazı Kıbrıslırumlar, Girne’deki evlerine taşınmıştı. Annem de evine dönmüştü ve ancak o zaman öğrenmişti çünkü Kostas Hrisofos komşumuzdu ve o söylemişti anneme.
SORU: Yani babanızın yarı yarıya gömülü olduğu yeri görmeye ancak Ocak 1975’te gitmişlerdi bu hesapta...
STELLA YUANNU: Herhalde evet...
SORU: Anneniz güneye ne zaman geçmişti?
STELLA YUANNU: Ekim 1975’te... Onu zorla getirmiştik güneye!
SORU: Yani evinden ayrılmak istemiyordu...
STELLA YUANNU: Hayır, ayrılmak istemiyordu. Yaz aylarında bizim de Girne’ye gitmemizi bekliyordu. Ancak kaygılıydık... Annem, teyzemle birlikte tek başlarına kalıyorlardı. Teyzem Theoğnosiya Hristodulu hiç güneye gelmedi, orada kaldı, Girne’de vefat etti, orada gömülüdür. Evli değildi, bizim evimizde yaşamaya devam etti 1994’e kadar. O tarihte ölmüştü teyzem. Çok yaşlıydı... Doğal nedenlerle vefat etmişti.
SORU: Yani teyzeniz Theoğnosiya, Girne’de kalmaya devam etmişti... Hiç güneye gitmedi.
STELLA YUANNU: Evet.
SORU: Babanızın aklına mahallebi yapmak nereden gelmişti?
STELLA YUANNU: Bir geçim kaynağıydı bu. Kendi kendine öğrenmişti – Girne’de çok meşhurdu babamın mahallebileri. Girne’de mahallebi yapan tek kişi oydu zaten. Önceleri arabacılıkla satardı mahallebilerini... Sütlü mahallebi de yapardı, sulu mahallebi de. Biz sulu mahallebiye “Triantafilo” deriz, gül şurubu konduğu için... Sütlaç da yapardı, biz ona “Rizogallo” deriz.
SORU: Evinize döndüğünüzde bazı Kıbrıslıtürk komşularınızın size saldırdığını anlatmıştınız...
STELLA YUANNU: Saldırmaya çalıştılar ancak polis bizi korudu... Bıçakla saldırmışlardı. Neden böyle olmuştu? Onlara hiçbir zaman zarar vermemiştik, aramızda hiçbir kavga olmamış, hiçbir zaman küfürleşmemiştik. Hep iyi komşuluk ilişkilerimiz olmuştu. Neden böyle olmuştu diye düşünmüştüm... “Günaydın yitona”, “Günaydın yidonissa...” Hayatımız böyleydi...
SORU: Sizce neden böyle olmuştu?
STELLA YUANNU: O günlerin ruhuydu galiba bu... O günler böyleydi herhalde... Yaşları da büyük değildi.
1994’te teyzemiz vefat ettiği zaman, onun cenaze töreni için Girne’ye gittiğimizde, tüm Kıbrıslıtürk komşularımız bizi bekliyordu. Çok memnun olmuşlardı bizi görmekten... Komşularımızdan birisi kilisedeki cenaze törenine de gelmişti. Sanırım Mehmet’in oğlu gelmişti cenazeye. Kardeşimle Larnaka’da da buluşuyordu sonraları çünkü iş arıyordu. Ancak kardeşim ona yardım edememişti. Girne’de Harilaos Trikuppis Sokağı’nda otururduk biz...
SORU: Anneniz bir şeyler söylemek ister mi acaba?
ELENİ YUANNU: Tek istediğim eşimin kemiklerini almak, ölmeden onu gömmek... Kemikler oradadır, gömülü olduğu yeri gördüm ben, bu kemikleri alıp gömmek istiyorum – tek istediğim budur.
Eşim masum bir insandı, masum bir insanı neden öldürdüler?
DEVAM EDECEK