İngiltere’nin en köklü üniversitelerinden UCL’in (University College London), Başbakan David Cameron’un, AB ile pazarlık konusu yapmaya çalıştığı göçmenlerle ilgili araştırmasının sonuçları, son derece çarpıcı.
AB’nin serbest dolaşım prensibi gereği birliğe üye diğer ülkelerden İngiltere’ye çalışmak amacıyla gelen göçmenlerin, başta eğitim ve sağlık sektörü olmak üzere ülkeye ciddi bir mali külfeti de beraberinde getirdiği, devlet yardımlarından faydalanarak Birleşik Krallık vatandaşlarının pastasını küçülttüğü şeklindeki sağ siyasi argümanının giderek daha çok destek bulmaya başladığı bir dönemde yayınlanan bu araştırmanın sonuçları, bu argümanın aslında pek de sağlam temeller üzerine oturmadığını ortaya koyuyor.
Hükümetin büyük ortağı Muhafazakar Parti’nin, diğer AB ülkelerinden Birleşik Krallık’a çalışmak amacıyla gelenleri, eğitim düzeylerine bakarak kategorize etmeyi ve eğitim düzeyi düşük olanlara verilecek çalışma izinlerini bir kotaya bağlayarak göç oranını azaltmayı planladığı yönünde ortaya atılan iddiaların hemen devamında yayınlanan bu çalışmaya göre, AB ülkelerinden gelen göçmenler, yerli iş gücünden çok daha eğitimli.
İşte araştırmanın sonuçlarından birkaç ayrıntı:
• İngiltere, AB içerisinde en yüksek eğitimli ve en kalifiye iş gücü göçünü alan ülke.
• Batı ve Güney Avrupa’dan yakın zamanda İngiltere’ye gelen göçmenlerin %60’ı üniversite mezunu.
• Doğu Avrupa’dan gelenlerin ise %25’i bir üniversite derecesine sahip ki bu rakam, Birleşik Krallık doğumlu üniversite mezunu iş gücü oranının üzerinde.
• Avrupalı göçmenler, 2000 ile 2011 yılları arasında ülkenin kamu maliyesine 20 milyar sterlin tutarında katkı yapmış.
• Aralarında Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya gibi ülkelerin yer aldığı 15 eski AB üyesinden gelen göçmenler, bu dönemde, aldıkları sosyal yardımın 15 milyar sterlin fazlasını, vergi olarak geri ödemişler. Doğu Avrupa’daki yeni üyelerden gelenlerin ödediği vergiler ise, aldıkları yardımın 5 milyar sterlin fazlasına denk geliyor.
Göç ekonomisi üzerine uzmanlaşmış iki ekonomist tarafından kaleme alınan bu çalışmanın yazarlarından Prof. Christian Dustmann, toplumun göçmenlerle ilgili en büyük tereddüdünün, mali olarak ülkeye ne getirip ne götürdükleri noktasında oluştuğuna dikkat çekerek, yaptıkları araştırmanın sonuçlarının, bu tereddüdü yanıtlamakta olduğunu söylüyor.
Son dönemde Batı ve Güney Avrupa’dan gelen iş gücünün, sıradışı denecek şekilde eğitimli olduğuna dikkat çeken Prof. Dustmann, ‘Birleşik Krallık’ın, aynı eğitim seviyesinde bir insan sermayesine sahip olmak için 6.8 milyar sterlin harcaması lazım’ diyor.
The Guardian Gazetesi’nde yayınlanan bu araştırmanın sonuçları, genel seçimler yaklaştıkça dozu artmakta olan göçmenler konusu kapsamında çokça tartışılacağa benziyor.
Hele de AB’nin gölge başbakanı durumundaki Alman Şansölye Angela Merkel’in, 3 gün önce yaptığı, ‘AB’nin serbest dolaşım ilkesinin değişmesini kabul etmektense, İngiltere’nin birlikten ayrılmasını terci ederim’ şeklindeki açıklamanın şok etkisi sürmekteyken.
* İzninizle birkaç gün mola... Perşembe günü görüşmek üzere...