Geçtiğimiz hafta kendi evinde Efsane’yi gole boğan Gençler Birliği, lige iyi bir başlangıç yapamayan Bağcıl önünde iki gol atmasına rağmen çok da iyi bir oyun ortaya koyamadı. Peki, Bağcıl ne yaptı? İlk hafta Cihangir karşısında çıkardığı bir puandan başka hanesine puan yazdıramadığını göz önüne alınca dün kendi evinde varını yoğunu ortaya koyacağını düşünmüştüm.
Ev sahibi ekibin oyuna iyi başladığını söylemek mümkündü. Erken erken de golü buldular ancak erken gelen gol onları coşturacağına susturdu. Bağcıl’ın bulduğu ilk golde Gençler Birliği oyuncusu Şenol’un hatası vardı. Tamam, ofansif görevi olan bir oyuncunun mutlaka defansif anlamda da takımına katkı sağlaması lazım ancak Şenol’un yaptığı gibi değil. Gelen topu iyi takip etmediği için topla aniden buluşunca çok kontrolsüz bir hareket yaptı. Çıdamlı’nın dışarı giden topunu içeri taşıdı.
İyi de Bağcıl’ın yediği ilk gole ne demeli! Bağcıl atağı ofsayt düdüğü ile sonlanıp rakibin karşı atağına dönüştüğünde ve Gençler Birliği golü bulduğunda Bağcıl kulübesi yardımcı hakemle hâlâ ofsayt pozisyonunu tartışıyordu. Maçın ikinci devresi oldukça temposuz başladı. Şiddetle puana ihtiyacı olan Bağcıl takımının daha agresif olmasını beklerdim, ama ikinci gol Bağcıl’dan değil Gençler Birliği’nden geldi. İkinci golün sahibi yine Emeka’ydı ancak golde esas pay sahibi diğer yabancı oyuncu Green’di. Orta alandan alıp Bağcıl ceza alanı önüne kadar taşıdığı topu, güçlü fiziği ile Makakula’yı andıran Emeka’ya teslim etti. O da gerekeni yaptı.
Bu arada yenen golde oyunu sadece seyreden ve kademe yapmayan Bağcıl defansının da hatası büyük. Gençler Birliği öne geçtikten sonra geriye yaslanmaya başladı, ancak çok erken geriye yaslanmanın faturası ağır oldu. Gençler Birliği beraberlik golünü yedikten sonra tamamen savunmaya çekildi. Hücuma kalkmamasının nedeni bir puana razı oluşundan mı yoksa fizik kondisyon yönünden düşüş yaşadığından mı anlayamadım.
Dün maç esnasında her iki devrede de su molası verilmesini açıkçası yadırgadım. Bana göre parçalı bulutlu bir havada ve 23 derece sıcaklıkta oynanan bir oyunda su molası olmaz. Her iki takım hocasının bu molayı su molası olarak değil de taktik verme molası olarak değerlendirdiği gözlerden kaçmadı.