"Bir zamanlar, 3 değişik partiden 3 politikacı aynı uçakta uçuyormuş.
Bir müddet sonra sessizliği birinci politikacı bozmuş ve "buradan aşağıya bir milyon TL atsam bir milyon insan sevinir" demiş.
İkinci politikacı bunun altında kalır mı?
"Ben iki milyon TL atsam iki milyon insan sevinir’’ demiş.
Üçüncü politikacı ise taşı gediğine koymuş ve
‘’bana bakın, BEN ŞİMDİ SİZİ BURADAN BİR ATARSAM YETMİŞ MİLYON KİŞİ SEVİNİR" demiş (anonim).
VAHYEDİLMİŞ BİR DÜZEN
Bir ülkede politika denince akla yalan dolan,
Adaletsizlik,
Şiddet,
Polis geliyorsa ,
O ülkede politikacı olup siyaset yapmak, neredeyse lanetlenmekle eşdeğerdir...!
Bize vahyedilmiş bir sistemimiz var,
Bir yığın ölçüsüzlükler ve tutarsızlıklar...
Bu despotik vahyedilmiş düzeni değiştirmek,
Oluşan negatif algıyı değiştirmeye yardımcı olacak içeriklerle,
Her konuyu hemen her boyutu ile ele almayı gerektirir...
Her olgu hak ettiği gibi tartışılmalı ve ortak akılla hedeflenmelidir...
ÇOĞULCU ANLAYIŞ
Bu sistemin ekonomik alandaki pratiğini oluşturan liberal ekonomi anlayışı,
Yani maddi eşitsizlik, serbest piyasa için doğal olarak kabul edilir...
Kısacası herkesin "kendini kurtarmakla" yükümlü olduğu bir sistemde,
Politikacıların hatırı sayılır bir bölümü de, kendilerinin "ayıklanmaması" için çaba sarf ederler...!
Bu siyasal rejimin içerisinde, insanın temel değer olarak kabul edilmesi mümkün mü?
Kendi yaşamını düzenleme olanağına sahip olması mümkün mü?
Mümkün olabilmesi için, toplumsal ve siyasal yapılanmayı çoğulcu bir anlayışta belirlemek gerekir...
Bu yüzden toplumsal olanın parçalanmaması çok önemlidir.
Elimizde kalan kamusal varlıklarımız için, siyaset ve siyasetçi "öteki" üzerinde hâkimiyet kurmak yerine, Ne tür bir yönetim şekliyle, insanların en iyi şekilde işbirliği kurabileceğini sorgulamalıdır...
Hukuk benimsenmelidir...
Yasalarla, insanların ne zaman eylemlerinden sorumlu tutulacağı,
Ne zaman tutulmayacağı, net bir şekilde ortaya konmuştur...
Yani asıl sorun yasalarda değil, kafalarda...
Artık, "Hukuk Devleti" kaygısı sona ermelidir...
YÜRÜTÜM DEĞİL ! YÖNETİM…
Özerkleştirmeler "fenomen" görüş olmaktan çıkarak "belirgin" olmalıdır!
Üçüncü sektör dediğimiz "halk sektörleri", Dome Otel örneğindeki gibi çoğaltılmalıdır...
"Vur-Kaç" zihniyetiyle,
Güçlü itaat damarlarıyla ,
Gölgenin gölgesi haline gelmekle,
Geleceği temsil etmek mümkün değildir...
Planlı bir siyaset ile gelecek temsil edilir ki,
O da bir devlet kaprisi yaratıp hükmetmek yerine,
Temsil ile gerçeklik arasındaki ilişkiyi çok iyi çözmek,
Planlı ve rasyonel bir şekilde devleti yönetmekle olur!
Yani kısacası,
Yürütüm değil! Yönetim...