Yaşadığımız çelişki giderek büyüyor. Yalnızlaşmaktan yakınırken, ıssızlığı dayatıyorlar.
Şikayet ettikleri düzeni koruyor pek çok birey, örgüt, kitle!
Dudakları mühürleyen kilidinin sebebi korkudur.
Bir de iradesizlik elbette…
Mahkum yaşıyoruz, özgürlük naraları atarak…
***
"Gökyüzü" öneriyorlar, nutukla ve marşla reddediliyor.
“Olmaz” diyorlar, nedensiz…
Gökyüzüne karşılık kafesin içini güzelleştirmekten söz ediyorlar!
- "Bayraklar da asalım."
- "Kırmızı, beyaz da boyayalım."
- "Suyunu yenileyelim."
- "Yem kabını artıralım"
- “Bir de salıncak koyalım yaldızlı…”
İyi de kafes bu!
Kuş hapishanesi.
Şimdi birileri kafesin kapısını açalım diyor.
Göğe uçalım!
Maviye uzanalım…
Sınırsızlığı seriyorlar önümüze…
"Yoooook" diyorlar.
"Gökyüzü tehlikedir."
"Sizi vururlar..."
***
Camus’un sözüyle “özgürlük gönüllü bir tutsaklık oluyor” git gide, hiç kimsenin neyin ak, neyin kara olduğunu söyleyemediği yerde…
Ercan’ın dünyaya açılmasına suskun, kapıları süpürmeye varız!
Ekonomik Örgütler Platformu protokol imzaladı.
Ada içinde geçişler iyileştirilsin diye.
Umarım iyileşir…
“Biz ayrı devletiz” gösterişi uğuruna bürokratik eziyet son bulur.
Hem insanların yakınlaşır hem de ekonomiye can suyu akar…
***
Öylesine manidar ki!
Larnaka ya da Baf’tan adaya gelecek milyonlarca turistin belki binde biri için “kapıları süpürelim” diyen ekonomik örgütler, “Ercan Havalimanı’nın Larnaka ya da Baf gibi dünyaya açılması” teklifine ise “kör, sağır, dilsiz” numarası yapıyorlar.
“Mağusa Limanı’nı Limasol yapalım” diyorlar…
Ne bir ses var örgütlerimizden, ne de buna dair heves!
***
Dünyaya açılmayı reddeden bir “ekonomik” anlayış olabilir mi?
Ticaret Odası’nın açıklamasını okudum dün, “İdaresinin ve egemenliğin KKTC kurumlarımızda kalması kaydıyla” diyor.
Öyle ya Ercan’ın idaresi ve egemenliği ‘KKTC’ kurumlarında şimdi!
İnanacağız!
“KKTC” dediğin yapı kendi bakanlarını atayamıyor!
Başbakan “tayinle” geliyor!
Parti başkanları bile uzaktan belirleniyor.
Olmadı “yedeğe” çekiliyor!
Herkes de biliyor bunu…
Bir tek Ticaret Odası bilmiyor (!)
***
Bu örgütler güya Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler’le çalışıyor.
Unutulmasın, Federal Kıbrıs’ı destekliyor hem BM, hem de AB!
Öyle “KKTC” düzeni üzerinden ayrılıkçı bir yaklaşımla Avrupa Birliği’yle ortaklık hiç samimi değil!
Yakınlarına üleşecekler Mağusa limanını da
Bizi uluslararası toplumla buluşturması gerekenler, bunun için çabalamak yerine, engel oluyorlar.
“İlhak” demeye utanıyorlar ya…
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” diye bir tanım yaratmışlar.
Milliyetçi yalanlar örüyorlar gençliğin hayallerine…
Kıbrıs’ın kuzeyinin kendi ayakları üzerinde durmasını da istemiyor bu zihniyet!
O durumda kendi kararlarını verecek çünkü…
Bağımsız olacak…
“Havaalanı ve liman, uluslararası hukuk kuralları ile açılırsa, oradan hukuksuzluk çerçevesinde yapılan yolsuzluklar ne olacak” diye soruyor, sevgili okurum Özlem Öktem…
Çok haksız sayılmaz!
“KKTC” denen yapının sağladığı hukuksuzluk, denetimsizlik, çürümüşlük sayesinde pek çok “kir” gizleniyor çünkü…
***
Dünyaya açılma önerisine “hayır” diyorlar.
Müzakere dahi etmiyorlar.
Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği’ni şeytanlaştırıyorlar.
Niye?
Çünkü yakınlarına üleşecekler, Ercan Havaalanı gibi Mağusa limanını da… Maraş’ı da peşkeş çekecekler gün gele… Bir avuç ayrıcalıklı insanın yüzü gülecek, küpü dolacak, cebi kabaracak, onbinler ada yarısına kapatılırken…
Uluslararası hukuk dışında tutuyorlar adanın kuzeyini…
Ekonominin, ticaretin, sporun, kültürün dışında…
Ne varsa dünyaya dair dışında…
Yalanın, talanın, hamasetin içinde…
Geliyor geliyor!
Tatar, Kıbrıslı Rum liderden gelen mektubu açıklamadı.
Gideni paylaştı!
“Cumhurbaşkanımız, KKTC’nin yapacağı önerileri yakında sunacaktır” diyor, basın açıklaması!
Kendi kendime söylendim: “Ankara’da yazılıyor, henüz bitmedi herhalde…”
Siz de eminim aynı yorumu yaptınız…
Bir saat sonra haber geldi, “Fuat Oktay hafta sonuna geliyor” diye…
Sahibi varken, gölgesine laf düşmez nihayetinde!