Bir okurumuz şu bilgileri paylaşmak istediğini söyledi:
“Bundan yıllar önce Kayıplar Komitesi tarafından Gönyeli’de bir yer kazılmış fakat aranan gömü yeri bulunamamıştı...
Ben geçtiğimiz günlerde kulak misafiri oldum, sözkonusu yerle alakalı olan bir şahıs “Kazılan yer yanlıştı, askeri bölgeyi ayıran telin orasını kazmaları gerekiyordu” diye konuştu. “Orayı kazsalardı bulabilirlerdi çünkü oraya bazı kayıp Kıbrıslırumlar’ın gömüldüğü biliniyordu...”
Lütfen siz Kayıplar Komitesi’ni bu konuda bilgilendiriniz ki o bölge tekrardan taransın...”
Edindiğimiz bilgilere göre, sözkonusu bölge 2012 yılında kazılmış ve herhangi bir ize rastlanmamış. Aynı arazide, telli askeri bölgeye yakın bir noktadan söz ediyor okurumuz. Bu konuda Kayıplar Komitesi Kıbrıslıtürk Üye Ofisi Araştırmalar Koordinatörü Yağmur Erbolay’ı arayarak bu konuda kendisini bilgilendirdik. Umarız Kayıplar Komitesi yetkilileri bu konuyu daha derinlemesine araştırabilir...
2015 yılında Gönyeli'de yapılan bir kazıdan görünüm...
“Kosova katliamı sanıkları yargılanıyor...”
Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı BİRN’in haberine göre, Kosova’da savaş esnasında katliama karışmış olan bazı sanıkların yargılanmasına devam edildi. Haberde özetle şöyle denildi:
*** Yugoslavya Ordusu eski askerlerinden dokuzu, Belgrad’ta yargılanmaya devam ediyor. Sözkonusu dokuz eski asker, Belgrad’ta Kosova’nın Peç yakınındaki köylerde Nisan ve Mayıs 1999’da 118 Arnavut kökenli Kosovalı’yı katlederek savaş suçu işlemekten yargılanıyor. Eski askerler, mahkemenin kendilerini serbest bırakmasını talep etti.
*** Yugoslavya Ordusu eski askerlerinden dokuz kişi Çuşka, Pavliyan Zahak ve Lyubeniç köylerine saldırı düzenleyerek buradaki sivilleri zorla yerlerinden etmekle ve Arnavut kökenli Kosovalıları öldürmekle suçlanıyor. Duruşmalar, Belgrad Yüksek Mahkemesi’nde yapılıyor.
*** Davada yargılanmakta olan Topliça Miladinoviç bu saldırıları emretmekle suçlanıyor. Topliça Miladinoviç kendisinin suçlu olmadığını, katliam mekanlarında da bulunmadığını ileri sürdü ve “Bu suçlamaları ancak mahkemede öğrendim” diye konuştu. Miladinoviç’in avukatı Goran Petroniyeviç ise, Miladinoviç’in bu saldırıları emrettiğine dair güvenilir kanıt bulunmadığını ileri sürdü. Petroniyeviç, “Bir emri veren, bir de emri alan vardır ancak biz ikincil, üçüncül kaynaklardan tanıklıklar duyuyoruz. Sözlü bir emir, Yugoslavya Ordusu’nun işleyiş şekli bakımından kabul edilmezdi zaten” diye konuştu.
*** Miladinoviç’e karşı dava sağlık sorunları yaşamakta oluşundan ötürü diğer sanıklara karşı getirilen davalardan ayrılmış bulunuyor ancak Miladinoviç, diğer davaların görüşüldüğü duruşmaya da katıldı.
*** Sanıklardan bir diğeri olan Slavisa Kastratoviç ise kendisinin masum olduğunu, ailesinin Kosova’da yaşadığını belirterek “Eğer bu suçlamalar doğru olsaydı, ailem Kosova’da yaşayamazdı” dedi.
*** Sanıklardan Boban Bogoceviç ise suçlu olduğunu reddederek Yugoslavya Ordusu’nda hizmet vermiş olmaktan gurur duyduğunu söyledi. “Vatanımın çağrısına yanıt verdiğim için gururluyum, hiçbir zaman da pişmanlık duymadım” diye konuştu. Tüm diğer sanıklar da kendilerinin suçsuz olduğunu savundular.
*** Yugoslavya Ordusu 177nci birliğinde görevyapmış olan dokuz eski asker, 118 Arnavut kökenli Kosovalı’yı öldürmekle suçlanıyor. Geçtiğimiz günlerde savcı Bruno Vekariç, sanıkların bir kısmı için 20 yıl, bazıları için beşer yıl, bir kişi için ise üç yıl hapislik cezası verilmesini talep etti. Mahkeme, 24 Nisan 2024’te bu davalara ilişkin kararların açıklanacağını duyurdu.
*** Sözkonusu askerler ilk kez 2010 yılında yargılanmaya başlamışlardı. 2014 yılında suçlu bulunuarak toplamda 106 yıl hapislik cezasına çarptırılmışlardı. Ancak temyiz mahkemesi 2015’te bu kararı bozarak, davanın yeniden görüşülmesine karar vermişti. Davanın yeniden görüşülmesinde gecikmeler ve pek çok ertelemeler yaşanmış bulunuyor. Son bir yıl içerisinde ancak sekiz duruşma yapılması öngörülmekteydi ancak bunlardan üçü de ertelendi çünkü ya sanıklar ya da şahitler, mahkemeye gelmemişti.
(BİRN’de 12.4.2024’te yayımlanan haberi özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).
*** GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEYE DAİR DÜNYADA YAŞANAN SORUNLAR...
“Kosova Savaş Suçları Mahkemesi’nde şahitler, Kosova’da yaşanmış olan anarşik şiddetten söz ettiler...”
Kosova’nın eski Cumhurbaşkanı Haşim Taci ve diğer üç sanığın davasında, Kosova Savaş Suçları Mahkemesi’nde şahitler, 1999 yılında Kosova’da yaşanmış olan “anarşik şiddet”ten söz ettiler.
Balkan Araştırmacı Gazeteciler Ağı’nın haberini okurlarımız için derledik:
*** Kosova eski Cumhurbaşkanı Haşim Taci ve diğer üç sanıkla ilgili Lahey’de Kosova Özel Mahkemesi’nde görüşülmekte olan savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili davada, 1998-99 savaşı esnasında ve hemen sonrasında işlenmiş suçlara dair şahitler tanıklık etti.
*** Davanın 50nci şahidi olan Claude Cahn, Temmuz 1999’da savaştan hemen sonra, Sırbistan kuvvetlerinin Kosova’dan çekilmesi ardından kendisi Avrupa Roman Hakları Merkezi’nde çalışırken tanık olduğu Roman toplumuna karşı işlenmiş insan hakları ihlalleri hakkında tanıklık etti. Cahn, o günlerdeki durumu “anarşik” olarak tarif ederken, görüşmüş olduğu insanların “stres içinde, şoke edilmiş ve travmaya uğramış vaziyette olduklarını” aktardı.
*** “Şiddet yüklü bir durum sözkonusuydu, örneğin silahlı insanlar görüyorduk, bunlar mahallede dolanıyorlardı ve insanlar korunmak için sığınacak yer arıyordu. Rejim değişmişti” diye konuşan Cahn, halen OHCHR yani BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nde görev yapıyor. Cahn, Kosovalı Arnavut kökenliler ile Roman toplumunun, Roman halkının savaşa dahil olmalarına dair farklı görüşleri olduğuna dikkati çekti. Romanların Avrupa Roman Hakları Merkezi’ne “Sırp polisinin Romanlar’ın mahallesine gelerek kendilerini silah zoruyla alıp gittiklerini” aktardığını ve topladıkları Romanları, ölüleri gömmekte kullandıklarını anlattıklarını belirtti.
*** Ancak Kosovalı Arnavutlar’ın olup bitenlerle ilgili farklı şeyler düşündüğünü belirten Cahn, “Onlara göre Romanlar, Sırplar’ın pis işlerini yapmaktaydı” diye konuştu.
*** Üç farklı şahit daha savaş esnasındaki deneyimleri hakkında mahkemede tanıklık ettiler. 49uncu şahit, mahkemenin kapalı oturumunda tanıklık etti. Bu şahit, bir kurbanın Kosova Kurtuluş Ordusu tarafından gözaltına alındıktan sonra öldürülmesine dair tanıklık etti.
*** 51nci şahit ise yine kapalı oturumda kardeşinin Kosova Kurtuluş Ordusu tarafından tutuklandıktan sonra “kayıp” edildiğini ve kalıntılarının hiçbir zaman bulunamadığını aktardı.
*** 52nci şahit de koruma altındaydı diğer şahitler gibi ve o da kapalı oturumda tanıklık etti. Arnavut kökenli bu Kosovalı, kendisinin Kosova Kurtuluş Ordusu tarafından tutuklanarak alıkonduğunu, bunun Ağustos 1998’de meydana geldiğini aktardı.
*** Kosova’da insanlığa karşı suç işlemekten ve savaş suçları işlemekten yargılanmakta olan Haşim Taci, Yakup Kraşniki, Kadri Veseli ve Recep Selimi, savaş esnasında Kosova Kurtuluş Ordusu liderleriydi, savaş sonrası Kosova’da ise önde gelen politikacılara dönüşmüşlerdi. Kosova’da Kosova Kurtuluş Ordusu’nun denetimindeki toplama merkezlerindeki esirlere karşı işlenen suçlardan hem bireysel olarak, hem de komutan olarak sorumlu tutuluyorlar bu davalarda ve buna 102 cinayet de dahil...
*** Bu suçlar, Mart 1998 ile Eylül 1999 tarihleri arasında işlenmiş, hem savaş esnasında, hem de savaştan sonra... Sanıklar, kendilerinin suçsuz olduğunu ileri sürüyorlar. Kosova Özel Mahkemesi, 2015 yılında Kosova Kurtuluş Ordusu eski gerillalarını savaş esnasında ve savaştan sonra işlemiş oldukları savaş suçlarıyla ilgili olarak yargılamak maksadıyla kuruldu. Kosova Özel Mahkemesi, Lahey’de, Kosova parlamentosu kararıyla oluşturuldu – Kosova parlamentosu Batılı müttefiklerinin baskısıyla bunu kabul etti – Kosova’nın Batılı müttefikleri, Kosova’nın kendi adalet sisteminin yeterince gelişmemiş olduğuna ve şahitleri tacizlerden koruyacak durumda bulunmadığına inanmaktaydı.
(BİRN’de 21.3.2024’te yayımlanan haberi özetle derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ/YENİDÜZEN).
*** ÇATIŞMALAR SONUCU ETKİLENEN SİVİLLERİN GÖÇÜ SÜRÜYOR...
“Karabağlı Ermenilerin bir bölümü Ermenistan'dan da göç ediyor...”
1 Nisan 2024 itibarıyla 9 bin 100 Karabağ vatandaşı Ermenistan'ı terk etmiş durumda.
"Joğovurt" (Halk) gazetesi 6 Nisan'da, zorla yerinden edilen 16 bin Karabağ vatandaşının eylül ayından bu yana Ermenistan'ı da terk ettiğini yazdı.
Makalede "Artsakh'tan (Karabağ) zorla yerinden edilenlerin yaklaşık 16 bin'i devletin ilgisizliği nedeniyle Ermenistan'ı terk etti" dendi.
Agos Gazetesi’nde yer alan habere göre, daha önce 29 Mart'ta düzenlenen bir panelde konuşan insan hakları savunucusu Gegham Stepanyan, Ermenistan'dan göç eden yaklaşık 11-15 bin Karabağ Ermeni olduğunu söylemişti.
Ulusal Güvenlik Servisi verileri
Civilnet Doğrulama Servisi, göç eden Karabağlılarla ilgili bir araştırma yaptı.
Son aylarda #CivilNetCheck, Ermenistan'ı terk eden Karabağ vatandaşlarının kesin sayısını doğrulamak için Ulusal Güvenlik Servisi'ne (NSS) düzenli olarak talepler gönderdi.
Son mektuba yanıt olarak NSS, 1 Nisan itibarıyla Karabağ’a kayıtlı 15 bin 162 kişinin Ermenistan'dan ayrıldığını ve 6 bin 062 kişinin geri döndüğünü bildirdi. Yani 1 Nisan itibarıyla 9 bin 100 Karabağ vatandaşı Ermenistan'ı terk etmiş durumda.
Ne olmuştu?
Azerbaycan ordusu, aylarca abluka altına aldığı Karabağ'a, saldırılarda sivil ve polislerin öldüğü gerekçesiyle 19 Eylül 2023’te askeri operasyon başlattı.
20 Eylül'de varılan anlaşma ve ateşkes kararının ardından Karabağ Ermenileri ile Azerbaycan temsilcileri, ilk olarak 21 Eylül'de Azerbaycan'ın Yevlak kentinde, ikinci kez ise 25 Eylül'de İvanyan'da (Hocalı) bir araya geldi. Toplantılardan bir sonuç çıkmadı.
Azerbaycan'ın süren ablukası gıda ve su sıkıntısına neden olduğu için yaklaşık 100 bin Karabağlı Ermeni, Ermenistan'a göç etti.
4 bin 400 kilometrekarelik Karabağ'da nüfusun 100 bine yakını Ermeni'ydi.
(BİANET.ORG – 15.4.2024)