İsmini vermek istemeyen 60 yaşındaki bir okuyucumuz, Gönyeli’de olası kayıpların yerleri ile ilgili bildiklerini şöyle anlattı:
“Kıbrıs’ta çatışmalar yaşanırken bizler daha çocuk denilecek yaştaydık. Bizler de köyümüzü müdafaa etmek için çalışmalara katılmış, geri hizmetlerde görevler alıyorduk. Ben ve arkadaşlarım, sığınak yapımında çalışıyorduk.
Ben o günlerde savaşta hayatını kaybedenlerin kamyonlarla önümüzden geçirildiğini görüyordum. Kamyonlarla götürülen o hayatını kaybedenler Gönyeli’de barajın çevresine gömülüyordu. Dışarıda kalmaları halinde bozulurlardı. Çünkü, orası da yumuşak topraktı, kolay ve hızlıca kazılabilirdi.
Yine konuşulanlardan işittiğim kadarıyla, şimdi askeri birliğin içinde kalan dere yatağının kenarlarına da bu kayıplardan gömülenler olmuş.
Bir de Gönyeli’de bulunan ve eskiden kullanılan salhane var. Onun çevresine de gömülenler olmuş. O dönemlerde salhanede hayvanlardan artan kemikler ve parçalar da salhane çevresine gömülüyordu. Şimdi oraları kazsınlar, hayvan kemikleri ile birlikte, insan kemikleri de çıkacağını görecekler.
O günler çok kötüydü, dilerim bir daha yaşanmazlar. Savaş, hem Kıbrıslıtürkler’den, hem de Kıbrıslırumlar’dan çok canlar aldı. Aileleri kararttı, yok etti. Ben daha çocukken o günleri yaşadım ve acısını çok iyi bilirim.”
Bu okurumuza paylaştığı bu değerli bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Bu konuda daha ayrıntılı bilgi sahibi olan okurlarımız, isimli veya isimsiz olarak 0542 853 8436 numaralı cep telefonumdan beni arayabilirler, bana Facebook veya Messenger üzerinden ulaşabilirler. Kayıplar Komitesi’yle temas etmek isteyen okurlarımız 181 ihbar hattını arayabilirler...
GÖNYELİ’DEKİ OLASI GÖMÜ YERLERİ...
Bundan beş yıl önce, 21 Nisan 2018 ve ardından 8 Mayıs 2018’de Kayıplar Komitesi yetkilileri ve bir şahidimizle birlikte, gerek Gönyeli Barajı çevresinde, gerekse Gönyeli içinde olası gömü yerleri hakkında araştırma yürütmüştük. O günlerde bu sayfalarda 9 ve 10 Mayıs 2018’de bu araştırmalarımızı aktarmıştık... O günlerde şöyle yazmıştık:
BEŞ SENE ÖNCE: GÖNYELİ’DE “KAYIPLAR”IN İZİNDE...
“Gönyeli’de “kayıplar”ın izinde…
21 Nisan 2018 Cumartesi sabahı, Kayıplar Komitesi’nin genç araştırma görevlileri Hristiana Zenonos ve Salih Örses’le buluşuyoruz…
Gönyeli’ye gidiyoruz, harika bir okurumun bize bazı olası gömü yerlerini göstermesi için onunla buluşmaya gidiyoruz…
Bu kocaman insan yüreği olan okurumun nasıl da uğraş vererek bazı “kayıplar”la ilgili bilgi topladığını yazmıştım bu sayfalarda daha önce… Şimdi daha fazla uğraşmış ve Kayıplar Komitesi araştırma görevlilerine, “kayıplar”ın izinin bulunmasında araştırmalarına yardımcı etmek üzere bazı olası gömü yerleri göstermeye hazır…
Gönyeli’de buluşuyoruz ve okurumun bir arkadaşının da bize katılmasını bekliyoruz.
Aslında okurum Gönyelili değil, belki de tam da bu nedenle bu bilgilere ulaşabiliyor… Kendi araştırmalarımdan biliyorum, “Saf Kıbrıslıtürk” ya da “saf Kıbrıslırum” köylerine girmek kolay değildir – insanlar konuşmazlar, “yabancılar”dan hoşlanmazlar ve sorulara yanıt vermeyi sevmezler… Ancak eğer bir köy karma idiyse, o zaman daha yumuşak, daha sakin bir yerdir, araştırma yapmak daha kolaydır ve insanlar sorularınızı yanıtlamakta daha az tereddüt gösterirler… Ama Gönyeli? Gönyeli böylesi bir yer değildir çünkü Gönyeli “karma” bir köy olmamıştır hiçbir zaman. O nedenle Gönyeli’de araştırma yapmak her zaman zor olmuştur.
Okurum Gönyelili olmadığı ancak Gönyeli’yle bir takım bağları olduğu için bu konuda bazı araştırmaları kendi özgün çabasıyla yürütmüş bulunuyor. Gönyelili olmadığı için de Gönyelili yakın bir arkadaşını çağırmış bize eşlik etmek üzere: Bir yerden bir yere giderken, kestirme yolları iyi bilen bir arkadaşını…
YUMUŞAK TOPRAK...
Arkadaşı geliyor ve hepimiz arabaya binip Göneyli barajına doğru yol alıyoruz…
24 Şubat 2018 tarihinde bu sayfalarda, Gönyeli’de şu anda aramakta olduğumuz yerle ilgili bu değerli okurumun ağzından şunları yazmıştık:
“Kaynak Kişi 3 (Erkek-35 yaşında) şöyle anlatıyor: “Şimdi bu Gönyeli’de yaşanan gelişmeleri, savaşı farklı farklı birçok kaynaktan dinledik. Bazen geceleri korku da düşer içimize, bizimkiler neler neler yapmış buralarda diye. Bu evlerde yaşayan insanlar, evlerinin altında kimlerin yattıklarını bilmeden rahat rahat uyuyamazlar. Bir dede vardı, Gönyeli’nin içinde şimdi ismini vermeyim buradan. Yaşı 80’i devirdiydi, anlatırdı bize. Savaşta neler yaptığını. Bizimkiler öldürdüğü Rumları, bizim dedeye söylerdi, bu da traktörünün arkasına bağladığı üstü kapalı trolli ile götürüp gömme işini yapardı. Bir gün bize uzun uzun anlattıydı bu işlemi yaparken neler hissettiğini. İlk başlarda korkarmış bunu yaparken, sonra alışmış ve hepsini aynı yere gömmeye başlamış. Gönyeli Barajı’nı bilirsiniz. Gönyeli Barajı’na gittiğinizde, Girne yoluna doğru iki tane tepe görürsünüz, ortası şimdi sazlık gibi bir yerdir. Orası yumuşak topraktır. İşte o iki tepenin arasında onlarca Rum’un cenazesi yatır. Kaç kişiyi gömdüğünü hatırlamadığını söyledi ama 30-40 kişiyi kadar gömdüğünü söylerdi bize bu dede. Şimdi pişmanlık mı yaşar, yoksa gün yüzüne çıksın mı ister bize anlattı. Farklı dönemlerde ölüler götürmüş oralara, bu da gösteriyor ki bu ölümler belirli zaman aralıklarında oldu.Bir an önce yetkililer gelip, oraları kazmalı ve bu cesetleri çıkarıp ailelerine teslim etmeliler. Yazıktır, günahtır.”
BARAJ 1952’DE YAPILMIŞ...
Baraja geldiğimiz zaman duruyoruz… Bu baraj 1952 yılında inşa edilmişti – o kadar sessiz ve huzur dolu bir yer ki az ileride bazı insanların gömülmüş olabileceğine inanmak zor… Kıbrıs’ın güzelliğine hep kan bulaşmıştır: Nereye gidersem gideyim bunu görüyorum ve bu da bende bir tür mide bulantısı yaratıyor… İster Dohni veya Pareklişa veya Galatya olsun, ister Derinya, Yerasa veya Zigi ya da Ayios Yeorgios Alamanos veya Girne’de Ayyorgi olsun, bu hep böyle… Palekitre de böyle, Dikomo da böyle… Voni de böyle, Komikebir de böyle… Eftagomi de böyle, Ayandroniko da böyle… Nereye gidersem gideyim, ister kuzeyde, ister güneyde, adamızın güzelliğini kirleten kan izlerine rastlamak mümkün… St. Hilarion da böyle, Boğaz piknik alanı da… Adamızın sessiz güzelliği, kendi yurttaşlarının akıtılmış kanıyla lekelenmiş, sonsuza dek yaralanmış ve bu yaraları ancak orada neler yaşanmış olduğunu biliyorsanız görebiliyorsunuz… Bu yaralar kuyularda, vadilerde, tepelerde, gaminilerde ve göllerde saklı, hangi lisanı konuşmuş olurlarsa olsunlar, Kıbrıslılar’ın ölü bedenleriyle doldurulmuş buraları, gizlenmişler…
Okurumuz barajın orada durduğumuz zaman bize karşı tarafı işaret ediyor: Bize göndermiş olduğu ve bu sayfalarda yayımlamış olduğumuz iki tepeciğin arasındaki vadiyi işaret ediyor…
Tam da tarif ettiği gibi bu vadinin üst başında bir mandra görüyoruz… Mandranın solunda da o ufak vadiyi…”
Bundan beş yıl önce Gönyeli barajı çevresinde Kayıplar Komitesi yetkilileriyle olası gömü yerleri hakkında araştırma yapmıştık...
Bundan beş yıl önce, Gönyeli barajı çevresinde Kayıplar Komitesi yetkilileriyle araştırmada...
(YENİDÜZEN – Kıbrıs: Anlatılmamış Öyküler – Sevgül Uludağ – 9-10 Mayıs 2018).
(Devam edecek)