‘Görünmezliğimizin en fazla göründüğü yerdeyiz.’

Cenk Mutluyakalı

Kıbrıs’ın güneyinde 700 milyon Euro “Covid-19 Ekonomik Destek Paketi” açıklandı.

Bu paralar Avrupa’dan geldi sanmıştık.
Değil.
Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin kendi bütçesiyle belirlendi.

Hep alıştık ya “gelen para”ya (!)

Kıbrıs’ın güneyine 700 milyon euro, Kıbrıslı Türklere 5 milyon” gibi hayıflandık.

Ortada bir bilgi kirliliği var, buna ortak olduğum için de üzüldüm.

***

Tabii geçenlerde önemli bir oylama vardı.

705 Avrupalı parlamenter yeni tip korona virüs destek fonu için elektronik oy kullanmaya davet edildi.
İlk kez oldu bu...
Avrupa Birliği 37 milyar Euro fonu onaylandı.

İyi para!

Bu kaynak üye ve aday ülkelerin emrine sunulacak.

Avrupa Parlamentosu’nun Kıbrıslı üyesi Niyazi Kızılyürek’le sohbet ettim, yazmak, sizinle de paylaşmak istedim.

 

37 milyar Euro’dan kim, ne pay alacak?

- Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 700 milyon Euro açıkladığı bir destek paketi var, bu para Avrupa Birliği’nden mi geldi?
- O paketin Avrupa Birliği’yle ilgisi yok, tümüyle buradaki hükümetin kendi kaynaklarından oluşturduğu bir destek programıdır.

- Böyle bir kaynağı nereden buldular?

- Ciddi kemer sıktılar zamanında, bedel ödediler, bu günler için tasarruf yaptılar. Şimdi de işletmelere ve çalışanlara destek oluyorlar. Örneğin banka borçları, kiralar 9 ay ertelendi. İş kaybını nedeniyle tüm çalışanların maaşlarının % 75’ini alabilmeleri için finansman yaratıldı.
 

- Avrupa Birliği’nin herhangi bir desteği olmayacak mı?

- Avrupa Parlamentosu’nda korona virüs kalkınma girişimini onayladık. Avrupa Birliği üyesi devletlere, aynı zamanda aday ülkelere 37 milyar Euro destek sağlanacak. Bu destek üç amaca yönelik olacak. Biri sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi, bir diğeri ekonomi... Üçüncüsü de kitle iletişimin desteklenmesi için fon kullanılacak. Bu paranın kaynağı uyum fonudur. Avrupa Birliği üyesi ülkeler bu fonu yaratmıştır. Ayrıca başka destekler de var, Avrupa Yatırım Bankası’ndan 40 milyon Euro, esnaf için 175 milyon Euro ayrılmış. Bu fonlardan yararlanılabilir. Şimdi küresel salgınla birlikte Avrupa Bilriği aslında bir tür farklı bir ekonomik model uyguluyor.  Bu kez sıkı para politikalarını terk ediyor. ‘Korona Hisse Senedi’ basılması da gündemdedir. 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra dünyayı ayağa kaldıran Marshall Planı gibi bir plan, böylesi bir süreç hedefleniyor. Elbette hepimizi zor günler bekliyor.

 

Peki Kıbrıslı Türkler?

- 37 Milyar Euro’dan Kıbrıs’ın alacağı pay nedir?

- Kıbrıs Cumhuriyeti’ne 27 milyon Euro geliyor. Bu kaynak en başta sağlık ve ekonomi ayrıca kitle iletişimi desteklemek için kullanılacak.

 

- Peki Kıbrıslı Türkler?
- Kıbrıs Türk toplumu bu büyük fonun maalesef bir parçası değildir. Çünkü biliyorsunuz, Kıbrıslı Türkler bireysel olarak Avrupa Birliği yurttaşıdır ancak coğrafyanın kuzeyinde müktesebat dondurulmuştur. Kıbrıslı Türklere Mali Tüzük kapsamında ayrı bir politika uygulanıyor. Bugünkü hukuki zemin sıkıntılıdır. Kıbrıslı Türkler için onaylanmış 30 milyon Euro bütçe içinden bir düzenleme yapılıyor. Nitekim tıbbi destek için de 5 milyon Euro geliyor.

 

- Kıbrıslı Türklere bu süreçte daha fazla bir kaynak aktarılması için girişiminiz olmadı mı?

- Pek çok girişim ve yazışma yaptım, Kıbrıslı Türk toplumuna, bu kriz sürecini aşması için maddi destek sağlanması yönünde yazışmalar yaptım. Oylama öncesinde 23 Mart’ta bu yönde yazılı başvurum da oldu, adanın kuzeyi için ayrı bir ‘destek paketi’ önerdim. Hukuki zemin arayışı yaptık, gerekirse, sivil toplum örgütleri üzerinden bunun paylaşılmasını istedik. Yine hukuk zemin sorunu anımsatıldı, 30 milyon Euro içerisinden bir yönlendirme yapılabileceği söylendi.

 

‘Dünyaya yürümek’

Bu haksızlık değil mi? Kıbrıs Cumhuriyeti’ne verilecek kaynaktan Kıbrıslı Türklere de aktarılamaz mı?

- Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti ‘kuzey benim egemenliğimin dışında’ diyerek işin içinden sıyrılabilir. Diyelim ki bunu söylemese, peki, kuzeydeki yetkililer Kıbrıs Cumhuriyeti üzerinden para almayı kabul eder mi? Biliyorsunuz, bu da olmaz. Hani biz diyoruz ya ‘uluslararası gerçeklerin dışındayız’ şarkı söylemiyoruz. Gerçek bu! Kıbrıslı Türkler için görünmeyen toplum dediğimiz böyle bir durum, tam da şimdi bunu yaşıyoruz. Görünmezliğimizin en fazla göründüğü yerdeyiz. Bu krizle birlikte Avrupa Birliği’nin tam üyesi olmanın, gerçek bir üyeliğin değeri şimdi çok daha iyi anlaşılacak. Kıbrıslı Türkler, Kıbrıs’taki ortaklığına sahip çıkmalıdır. Uluslararası hukukun, ekonominin ve politikanın içindeki yerini almalıdır. Dünyaya yürümelidir.”

 

- Ne zaman normalleşiriz, bu kriz daha ne kadar sürecek? Şimdi Kıbrıs’ta atılması gereken adımlar nelerdir?

- Avrupa’nın ve Kıbrıs’ın nisan ayını da kapalı geçileceğini düşünüyorum.

İki liderin bir an önce görüşmesi gerekiyor, çünkü hava ve deniz limanlarını kapalı tutarken, içeride işbirliği adımları önem kazanıyor, Kıbrıslı Rumları yeniden kuzeydeki ekonomiye katmak gerekiyor. Güneyin de buna ihtiyacı vardır. En azından içeride bir ortak pazar şarttır. Siyasi ayrılık buna engel değildir. Hem liderler, hem de çözümü destekleyen partiler ve aktörler tam da şimdi işbirliği için adım atmalıdır. Ortak insan gücünden, sağlık kapasitesinden de yaralanmak şarttır. Hekimler ortak deneyimlerini paylaşabilmelidir, işbirliği yapmalıdır. İlaç, altyapı işbirliği önemli olacak. Şimdi herkesin kendi kabuğuna çekilmesi doğru değildir.”