Öyküler yarıştı
Öykülerimizi yayınlamaya devam ediyoruz… Yenidüzen-Deniz Plaza’nın 4. Öykü yarışmasında derece alan öğrencilerimizin öykülerini bu sayfalarda bulacaksınız. Geçtiğimiz hafta 9,10,11 yaş kategorisinde birinci gelen öykümüzü yayınlamıştık. Bu hafta da 12,13,14 yaş kategorisinde birinciliği alan öykümüz yer alıyor sayfalarımızda… Diğer derece alan öyküleri önümüzdeki haftalarda yayınlamaya devam edeceğiz.
İsim: Naziyet Yücetürk
Yaş: 12
Okul: Türk Maarif Koleji
GÖRÜNMEZLİK PERİSİ
Sebastian Roma’da yaşayan bir çocuktur. Kız kardeşi Mara ve ailesiyle mutlu bir yaşam sürüyordu.
Yaz gelince her yaz yaptıkları gibi denize gittiler. Sebastian ailesiyle birlikte denize girdi. Suda biraz yüzdükten sonra deniz gözlüklerini takıp denizin altına baktı. Denizin altı sanki bir renk cümbüşüydü. Renkli renkli balıklar arkalarından bir ışıltı bırakarak geziniyorlardı.
Sebastian düşündü; denizin derinliklerinde değildi, kıyıya yakındı. Bu kadar çok renkli balığın burada olması, arkalarında ışıltı bırakması olanaksızdı. Denizin diğer yerlerine de baktı; oralar normal kumdu ve küçük renksiz balıklar dolanıyordu.
Şaşırmıştı Sebastian. Ansızın ta derinliklerden gelen bir sesle irkildi. Biri ona “Sebastian, Sebastian” diye çağırıyordu. O ses:
- Korkma, sana zarar vermeyeceğim, dedi.
- Ben görünmezlik Perisiyim.
Sebastian:
- Görünmezlik Perisi mi O da ne? Ben ilk defa böyle bir şey duyuyorum.
Peri:
- Görünmezlik Perisi, adı üstünde; insanları görünmez yapan perilere denir.
Sebastian:
- Ama görünmezlik diye bir şey yoktur!
Peri:
-Hayır, var. Anneleriniz babalarınız bilmez ama görünmezlik diye bir şey vardır; yalnızca özel kişiler bunu bilir. Sen de görünmez olmak ister misin? Mesela ben istediğim zaman görünmez olurum.
Sebastian:
- Hayır! Ben görünmez olmak istemiyorum! Sen beni kandırıyorsun; sana güvenemem.
Peri:
- Hadi ama Sebastian, bana güvenebilirsin. Neden görünmez olmanı istiyorum biliyor musun? Dünyada çok düzensizlik, savaş, haksızlık gibi daha birçok kötü şey var. Sen iyi kalpli bir çocuksun, bunları düzeltmek istemez misin? Düzeltmesen bile kötü insanlara gereken cezayı vermek istemez misin? İstediğini biliyorum, neden sana göründüm sanıyorsun?
Sebastian:
- Dünyada kötü şeylerin olduğunu biliyorum, düzeltmek istiyorum ama…
Daha sözünü bitiremeden Görünmezlik Perisi sözünü kesti:
- Aması maması yok Sebastian! Sen de gördün; onları düzeltmek istiyorsun.
Sebastian:
- Tamam ama bir şartla! Beni istediğim saat eski halime döndüreceksin. Aaahhh! Unuttum! Anneme, babama ve kardeşime ne diyeceğim?
Peri:
- Sen onları düşünme, ben bir şeyler yaparım. Sonuçta ben bir Periyim. Hem unutmadan söyleyeyim; çok uzun süre görünmez kalmayacaksın ki sadece bir günlüğüne görünmez olabilirsin unutma!
Sebastian:
- Peki, hadi beni görünmez yap!
Peri sihirli değneğiyle onu görünmez yaptı. Sebastian bir anda kendini bir kargaşanın içinde buldu. Galiba peri kendini Arap ülkelerinin birine göndermişti. Etrafına bakındı; birçok yoksul insan vardı. Herkes perişanlık içindeydi. Bir anda kulağına gelen tüfek ve bomba sesleriyle irkildi. Peri onu savaş olan ülkelerin birine getirmişti. Bir yandan sevindi, bir yandan üzüldü. Buradaki savaşı durdurmak için elinden geleni yapacağı için seviniyordu; ama bir yandan da “ya yaralanırsam” diye düşünüyordu.
Sebastian bunları düşünürken aklına süresinin ne kadar kısa olduğu geldi ve hemen harekete geçti. İleride büyük bir kargaşa vardı. Hızla bombaların atıldığı bölgeye geldi; çok gürültü vardı. Tankın yanına giderek bombaları alıp kaçmak istedi; fakat çok ağırlardı. Ne yapacağını bilemedi. Tam o sırada kendi yaşlarında bir çocuk göründü. Çocuk:
- Beni görünmezlik Perisi gönderdi, sana yardım etmem için. Benim adım Peri; sen de Sebastiansın değil mi? dedi.
Sebastian:
- Evet, ben Sebastian. Haydi, bu bombaları alıp kaçalım, daha bir sürü işimiz var.
Birlikte bombaları aldıktan sonra onları sakladılar. Daha sonra gördüler ki arabalarla daha bomba geliyor; arabaları takip edip bombaları getiren yere geldiler. Bombaları nasıl yok edeceklerini düşündüler; bir şey bulamadılar. Sonunda bombaları üreten fabrikalara gidip bazı altyapıları bozduktan sonra elektriğini düşürdüler; bir şey bulamadılar. Sonunda bombaları üreten fabrikalara gidip bazı altyapıları bozduktan sonra elektriğini kestiler bu yaptıkları kesin çözüm olacak mıydı bilmiyorlardı ama yine de bir süreliğine olsa bomba yapımını durduracaklardı. Tekrar aynı yere döndüler.
Peri:
- Ben sihir yapabiliyorum. Sihre ihtiyaç duyduğunuz an söyle ben bir şey yaparım.
Sebastian:
- Aslında sihre şimdi ihtiyacımız var. Bu evsiz insanlara ev yapmamız ve yaralıları iyileştirmemiz gerek. Bana yardım eder misin?
Peri:
- Tabii ederim dedi.
Önce yıkılan evleri sihirle temizledikten sonra yerine sihirle yeni evler yaptılar ve insanları evlere yerleştirdiler. İnsanlar şaşırmışlardı, çünkü bir anda ev yapılıp içinde bulundular. Mucizevi bir şeydi bu. Mutlu olmuşlardı ya, aldırmadılar. Sebastian ve Peri yaralı hastaları hastaneye götürdüler, sonra evlerine yerleştirdiler. Git gide dışarıda kalan insanların ve yaralıların sayısı azalıyordu. Herkes seviniyordu. Tabii saldırı devam ediyordu; buna hala çözüm bulamamışlardı, oturup iyice düşünmek gerekiyordu. Bir süre sessizce düşündükten sonra Peri sessizliği bozdu:
- Ben bir şeyler yapabilirim. Ülkenin tamamını sihirle koruma altına almayı deneyeceğim.
Sebastian:
- Nasıl yapacaksın ki?
Peri:
- Bir boya yapacağım, sanki ülke güçlü duvarlarla çevrilmiş gibi olacak, tıpkı atmosferin dünyayı koruduğu gibi. Anladın mı? Yapabilir miyim bilmiyorum ama deneyeceğim dedi.
Sebastian:
- Benden yardım istiyor musun?
Peri:
- Hayır. Senden sadece sakin olmanı istiyorum; çünkü gürültü çıkabilir, hava biraz kararabilir. O yüzden sakin ol. Benim iyice konsantre olmam gerekiyor.
Peri ayağa kalkıp elleriyle bir şeyler yaptıktan sonra sihirli sözcükler söyledi ve aniden etrafa bir karanlık çöktü; hafif bir rüzgâr esti ve ülke sanki bir tabakayla çevrilmiş gibi oldu. Peri “Başardım!” dedi. Ülkeyi koruma altına adım. Artık insanlara zarara gelmeyecek.
Sebastian:
- Çok sevindim Peri; ama bu konu ne kadar sürecek? Sonradan etkisi geçer mi?
Peri:
- Sonradan etkisi geçebilir ama benim yapabileceğim bir şey yok. En azından bir süreliğine insanlar güvende olsun. Etkisi geçince yine geliriz.
- Hava kararmıştı; gün batıyordu. Peri’ye Periden haber geldi. “Artık gitmeniz gerekiyormuş” dedi. Peri onları oldukları yerden aldı ve tekrar ilk karşılaştıkları yere, denize bıraktı. Peri neler yaptıklarını sordu. Sebastian:
- - önce bombaları aldık, fabrikaların elektriğini kestik, ev yaptık, yaralıları iyileştirdik ve evlerine yerleştirdik.
Peri:
- Aferin çocuklar! En azından bir süreliğine insanları mutlu ettiniz. Aferin! haydi şimdi her şeyi eski haline döndürüyorum.
Sebastian, ailen seni evinizde bekliyor. Senin yokluğunu hissetmediler; ben o konuyu hallettim, merak etme. Onlara görünmezlik Perisi olduğunu söyleme; çünkü dünyada benim varlığımı bilmesini istediğim az kişi var. Tamam mı?
Sebastian:
- Tamam, söylemem!
Peri:
- Biz gidiyoruz, yine görüşmek dileğiyle.
Sebastian evine gider ve hayatına eskisi gibi devam eder. Yaşadıkları ona unutulmaz bir anı olarak kalır. İnsanlara yardım etmenin mutluluğu ve huzuruyla yaşar. Bir gün yine Peri’yi ve Remi’yi görmeyi umut eder.