'GOYVER GİTSİN' MODU

Sami Özuslu

Pazar keyfi yapacaktık. Otomobile binip Lefkoşa'da turlamaya başladık. Hamit Mandırez-Kaymaklı-Çağlayan istikametinde ilerledik. Etraf tenha. Dükkanlar kapalı. Bakkallar hariç. 
Bir süredir dikkatimi çekiyordu, dün daha dikkatli baktım. Bazı bölgelerde bakkal sayısında patlama var. İrili ufaklı çok sayıda market, oldukça yakın yerlerde müşteri bekliyor. Sanırım bazı büyük marketler kapanınca, 'kahraman bakkal' yeniden değere bindi. Ama her zamanki gibi 'goyver gitsin' mantığıyla. Bu kadar kısa mesafede aynı işi yapan çok sayıda işyerine izin vermek ne kadar ekonomik akla uygundur, bilemedim.

*  *  *

Pazar nedeniyle biz de 'goyver gitsin' modundayız ya, yavaş yavaş ilerliyoruz. Öyle hafta içinin 'tabakhane'ye yetişircesine telaşı yok. Dadlı dadlı...
Lakin dadlının da dadlısı durumda olanlar var!
Trafik ışıklarında duruyoruz. Önde bir araba, arkada da biz. 
Kırmızı için geri sayımı izliyoruz. 5, 4, 3, 2, 1 ve yeşil...
Yeşil yandı, hatta yeşil için geri sayım başladı ama öncü güç bir türlü hareket etmiyor.
Pek yapmam, ama çare yok, kornaya bastım, yine duymadı.
Bir baktım, kulaklarda walkmen kulaklıkları. Herhalde müzik dinliyor dedim. Normal.
Neyse ki ilerledi. Uygun bir yerde yan yana gelince anladım ki mesele başka. Elde cep telefonu, muhtemelen kamera açık, kulaklık da karşı ile haberleşmek için.
Yeşili duymayıp görmemesinin nedeni de bu tabii.
Daha fenası, yolda sürerken de işlem aynı.

*  *  *

'Goyver gitsin' modu pek yaygın maşallah.
Sözünü ettiğim arkadaş cepten görüntülü ve sesli haberleşirken arabasıyla yoluna devam ededursun, önümde bir başka arabanın sürekli şerit değiştirdiğini fark ettim. Peyak yolu, dört şerit, sürekli üçüncü şerit ile ikinci ve dördüncü şeride girişler-çıkışlar yapıyor.
Zigzag da diyebiliriz rotası için...
Eskiden 'kesin sarhoş bu' derdim. Artık biliyorum ki değil. Nitekim yanılmadım. Onun da elinde bir 'akıllı'.
Ama daha farklı bir şey yapıyor. Ön koltukta oturan çocuğa telefonundan bir şeyler izlettiriyor.
Tam bir 'goyver gitsin' durumu...

*  *  *

Fakat bulutlu ve sürpriz yağmurlu Lefkoşa pazarının en 'goyver gitsin'leri listesinde top'takiler bunlar değil!
Sivil Savunma tesislerinden Üç Doktorlar'a doğru seyreden bir otomobilin arka camından önce bir el çıkıyor dışarıya... 
Gayet yavaş ve hatta romantik bir tavırla elini açıyor usulca...
Hani sevgilisinin saçına kurutulmuş gül döker ya aşık. Onun gibi...
Merakla izliyorum, bu sahne nasıl bitecek diye...
Avuç açılıyor ve aracın ilerlemesiyle oluşan rüzgarda konfeti gibi bir şeyler uçuşuyor.
Konfeti değil tabii...
Bildiğiniz çöp!
Herhalde Crans Montana sonrası 'evimizin içini temizleyelim' mesajını ciddiye almış, arabasının içini temizlemiş arkadaş...
Yola 'goyver gitsin' demiş.

*  *  *

Başkentte ufak bir pazar gezintisiydi ve dönüşte 'bu yol dedemden miras kaldı' zannısıyla şoför koltuğunda oturan lüks araba sahibinin yarattığı yüzde yüz kaza pozisyonu da son saniye atlattıktan sonra eve gelip kapandık.
Belki yaz rehavetindedir, geçer gider.
Yoksa bu modla işimiz çok zor.